Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '09

 
Kategori
Ramazan
 

........ Orucu bozar mı, bozmaz mı?

........  Orucu bozar mı, bozmaz mı?
 

Tam olarak imsak vaktini bilemiyorduk. Zaten yemeğe de geç başlamıştık. Son dakikalara doğru, “her an ezan okunabilir” bekleyişindeyken ve eşim tam lokmasını ağzında çiğnerken tahmin ettiğimiz gibi minarelerden “Allahü ekber” sesi yükseldi.

“Yutayım mı, çıkarayım mı?” dercesine bana baktı eşim. Al sana işte ramazanlık bir soru:

“- Efendim, imsak zamanı ağızda kalan lokma yutulursa oruç bozulur mu, bozulmaz mı?”

*****

Medyanın her konuyu magazinleştirme çabası, haber değeri olan gerçek olayları sümenaltı ederken, ipe sapa gelmez şeyler de haber diye ekranda arz-ı endam ediyor.

Ne yazık ki en ciddî konular bile bu hengâmede kaynayıp gitmekte, insanların ve toplumun saygı duyması gereken değerler yıpratılmaktadır.

Son yıllarda TV’lerde yer alan dinî programların amacı, bilmeyenlere bir şeyler öğretmekten çok, sanki bilenleri bile şüpheye düşürmeye yönelik gibi…

Konuşmacılar, dinin kutsallığını bir tarafa bırakarak, ekranı kişisel şöhret sağlamayı ön plana çıkarmak için kullanırlarken, onlara çanak tutan sunucular da, gerçekleşme şansı olmayan, masa başında uydurulmuş sorularla reyting hesaplarını ayarlamaya çalışıyorlar.

*****

Sadece orucun değil, bütün ibadetlerin temelinde samimiyet ve iyi niyet yatar. Geri kalan seremoni, şekilden öteye bir anlam ifade etmez.

Şimdi şu bizim yaşadığımız gerçek olaya dönelim. Ağızda çiğnenen lokma varken ezan okununca ne yapmak lazım?

Bu sorunun cevabının herhalde Kur’an’da yazılı olmasını kimse bekleyemez.

Kesinlikle bilmemiz ve unutmamamız gereken iki gerçek var. Birincisi din, hayatın dışında cereyan eden ve sadece “hocalar” tarafından bilinen bir bilgi değildir. İkincisi, iman etmemiz yani inanmamız gereken bilgilerin dışında kalan tüm uygulama usulleri, akıl ve mantıkla yürütülür.

Şimdi yukarıdaki soruyu bir hocaya sorduğumuzu düşünün. Bu sorunun zaten topu topu iki cevabı vardır. Ya ağzınızdakini yutacaksınız, ya da çıkaracaksınız. Hangi hocaya sorarsanız sorun, alacağınız cevap ikisinden biri olacaktır. Çünkü mantıken üçüncü bir şık yoktur.

Peki doğru olan hangisi?

Kalbinizin rahat etmesi, içinizde hiç şüphe kalmaması için, en kestirme ve çıkar yol, ağzınızdaki lokmayı yutmayıp çıkarmaktır. Böyle yaptığınız takdirde, oruca zarar verebilecek bir durum söz konusu olur mu? Hayır!

Doğru mantık yürüten herkesin cevabı bu olacaktır.

Hani bir ölçü alınırken eksiğin tamamlanması mümkün olmadığı için, ne olur ne olmaz mantığıyla tedbir olarak azıcık fazla tutulur ya… İşte onun gibi, oruca zarar vermesi mümkün olmayacak şıkkı seçmek hem akılcı hem garantili bir seçimdir.

Aksini söyleyenlerin yanlış yaptıklarını da iddia edemeyiz. Eğer gönülleri böyle bir uygulamayı samimiyetle kabul ediyorsa ve bunun bir zararı olacağını da düşünmüyorlarsa onlara “sizin düşünceniz yanlış” diye baskı kuramayız.

*****

Gündemde biliyorsunuz, orucu bozup bozmadığı tartışılan bir soru var. Ben onu çok yapay, gereksiz ve amaçsız bulduğum için, ne olduğunu bile söylemek istemiyorum. Bu tür anlamsız kurmaca soru ve cevaplarla kutsal değerlerimize gölge düşürüldüğünü anlatmak için, birkaç gün evvel yaşadığım gerçek bir olaydan yola çıkarak, bu konudaki düşüncelerimi aktarmaya çalıştım.

İslâm dini gerçekten akla en uygun ve en yatkın kurallarla donatılmıştır. Çünkü o insanların zihninde oluşan yapay bir din değil, kurallarını bizzat yaratıcının koyduğu, insanlar için özel olarak dizayn edilmiş, hayatın doğallığını içinde barındıran bir sistemdir.

Kendini dine karşı bir tavır içinde görenler, eğer biraz dikkatli düşünürlerse, aslında karşı oldukları şeyin, dinden çok, dindar geçinenlerin yanlış davranışları olduklarını göreceklerdir.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..