"...Cam sileceklerini çalıştıracak kadar gözyaşı dolu bir aşk!"

Yılbaşı geldi işte...

Eski yaşamı terk edip, yepyeni bir hayata gözlerimizi açar gibi bekleriz yeni yılın gelişini; kutlamadır, sevinçtir; her şeyden fazla da umuttur. Bambaşka bir döngü başlar sanki ilk günden son saniyesine kadar.

Mavi Tuna’nın eşliğinde vals yapacağımızı bildiğimiz gündür, yılbaşı...

Işıkları söndürüp, “on, dokuz, sekiz... Üç, iki, bir!” diyerek bağırıp, o anın içinde kucaklaşabilmenin, omuz omuza olmanın neşesidir.

Anılarda kalmış, bizi çoktan terk ederek, göçmüş aile büyüğümüze saygı ve hasret duymaktır.

Bir ay boyunca hayaller kurduran piyango biletidir; Nimet Abladır.

Adile Naşit, Münir Özkul, Halit Akçatepe, Hulusi Kentmen, Ali Şen, Metin Akpınar, Zeki Alasya, Kemal Sunal, Ayşen Gruda, Şener Şen’in Gülen Gözler’de o içten kahkahalardır!

O gece yarısı, Adriona Celentano’nun Lirica D’inverno, Europe’un The Final Countdown, Pink Floyd’dan Comfortable Numb, Jethro Tull’dan Too Old to Rock’n Roll Too Young to Die Sandra’dan Maria Magdelena isimli parçalarının 45’liklerini dinlemektir.

Gümbür gümbür; öylesine coşkulu, kavuşulamamış, tutkulu, belki biraz yaralı, “kuru bir havada kullandığın arabanın cam sileceklerini çalıştıracak kadar yanıltan gözyaşı dolu” bir aşkı hissediyor olmaktır; yılbaşı.

Bu öykünün devamı...

Adalar ve Kıtalar

http://www.netkitap.com/kitap/86211/adalar_ve_kitalar.htm

http://adalarvekitalar.blogspot.com/

Uzay Gökerman