Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '11

 
Kategori
Mizah
 

*** Milliyet Blog Mahallesi Dizisi ...***PARTİ BAŞLIYOOOOOR !.. *** (2. Bölüm...)

*** Milliyet  Blog Mahallesi Dizisi ...***PARTİ BAŞLIYOOOOOR  !.. ***   (2. Bölüm...)
 

Mahalledede şenlik başladı ... :)


Sekiz Belâ Muttalip'in yarattığı terör,tüm mahalleliyi tedirgin etmişti...

Bu,beklenmedik misafir olan Genç Külhanbeyi tadımızı kaçırmıştı !..

Yüzlerce sevdiğimiz ve dağılmakta olan yazar dostlar,Kayıkçı Kul Ahmet 'in sevgisiyle hastanede buluşuvermişti.

Kayıkçı Kul Ahmet'in hastalık numarası karşısında da iyice şaşkına dönmüştük !..


Gerilim had safhadaydı...

Komiser Erol Abi, kurşungeçirmez yeleğini arabasından almaya gitmişti...Taksi Durak Patronu,Hızır İlyas Abi eski boksördü...Gard vaziyetini çoktan almıştı...

Kaymakam Turgut Bey  ve Belediye Başkanı Cellek Abi...Korumalarını zor zabtediyorlardı...

Ya ben...Ben Maksut ve Güvercin Ali ,''Zangırdaklarımız bacak bacak etmemize rağmen ''  küçük çakımızı elimize almıştık bile...( Bacaklarımız, zangır zangır  titriyor olacaktı...Heyecandan, yanlış oldu. )

Sekiz Belâ Muttalip, sırra kadem basan ezeli rakibi,Kayıkçı Kul Ahmet'i unutmuş ; kafayı bize takıvermişti !..

Koridorun en başından itibaren kısık gözlerle yavaş yavaş üzerimize doğru geliyordu.

Elleri kowboylarınki gibi yana açılmıştı...İri dudaklarının kenarından  Filitresiz Asker Cuvarası sallanıyordu...Adeta yaralı bir kartal gibiydi...İncecik ,uzun bacaklarıyla bıraksalar uçacak gibiydi...

Fonda: ''  İyi- Kötü-Çirkin '' melodisi çalıyordu...Tüyler tiken tikendi..Keskin nişancılar çatılarda yerlerini almışlar ve tam ateş etmek üzereydiler ki...!....

Aniden aramızdan yükselen Re minör dozajda öfkeli bir haykırışla ,herkes yerinde çakılıp kalmıştı...

''- Kimsiiin üleeen seeen ...Gel buraya bakiiiim !..Seni, gözüm bi yerden ıssırıyor...!..''

Bu ses, Cansın Erol Ablamızın sesiydi...Sinirleri tepesine çıkmıştı.Halbuki  biz onu hep mazideki sessiz haliyle tanırdık ..

Cansın Hanım, kabadayıya yaklaştıkça 8 Bela Muttalip çok şaşkındı !..küçülüyor,büzüşüyordu...Elleri yanına düşmüş..omuzları çökmüştü...Birden Cansın Hanımın ellerine sarıldı ve ..

'' -Cansın Hocam !..Eski müzük öööretmeniim !..kurban olam affet beni !...Ben ettim sen etme !..''

Cansın Hanım eski öğrencisini ,kaşlarından ,gözlerinden ,köfte dudaklarından tanımıştı...

 '' -Vaaay sen haa !!!..347 Müttalip ...Evlâdım...Bu yaptığın ayıp !..Hem de sigara uğruna ha !..''

'' Hocam ...No'lur affet...Ben bir oyuna geldim !.. ''

''- Müttaliiip evladım !..Çabık evine git...çoluk çocuk seni bekler...vatan senden hizmet bekler... !..''

Sekiz Belâ Muttalip,hocasının elini öpüp, 56 Model 8 silindirli ,Chevrolet arabasına atladığı gibi mahallenin yolunu tuttu . Tüm mahalleli koro halinde ,alkışla tempo tutuyordu ...

'' -Cansın Ablaaa !.. ...Cansın Ablaa !.. ''

Cansın Hanım,her zamanki hanımefendi kraliçe edasıyla ,güzel kızı prenses Dilek Ç'nin elinden tutuyordu...Dilek'in kiprikleri ok eylemişti...Sinelere vursaydı eğer, ok olup öldürecek gibiydi.

Herkese gülücükler atıyorlardı...

Başhekim Derinmavi,kan vermek için gelen tüm dostların adreslerinin de alındığını muştuluyordu...

Hastane bahçesinde sarılanlar,öpüşenler,gırla gidiyordu...Herkes birbirini öyle özlemişti ki yeni adresler yazılıp ,telefonlar kaydedilirken  Muzaffer Cellek Başkanın gür ve babacan sesi duyuldu...

''-Arkadaşlar,bu ilginç,heyecanlı ve güzel buluşmamızı, yarın gece sahildeki MB. Manolya Gazinomuzda bir partiyle kutlayacağız...Kaymakam Turgut Bey ve MB Mahallesi Editörleri salon masraflarını  üstlendiler...Kutlu olsun !...Heh hee...''

Herkes,bu mutlulukta bir payı olsun istiyordu...Sırayla ,coşkuyla haykırmaya başladılar...

Maksut :- Çaylar bendeenn !..

Hızır İlyas : Taksiler benden

Captain : Rakı,balık roka bendeen !..

Komiser Erol :Güvenlik benden.

Muhtar Kezban Yenge : Börekler benden !..

Seyyah Necip Abi :  Acılı Adana'lar ,şalgam suyu benden...

Çiçekçi Kız: Masalara çiçekler benden...

Kraliçenin Şarkıcı prenses kızı ,  Dilek: -Öyleyse iki hicaz parça da benden olsuuuun !..

Turizm Reklamcı Kız : September Özlem:  Ben ,meşhur ZAZ 'ı getireyim size...Arkadaşımdır :)

Oleeeeeeeeeeyy !...seslerine alkış sesleri karışıyordu...

İmdat Abla: Ayşen Kura : Küfelikleri kolonyayla ayıltmak ve küfelerle evlerine yollatmak benden...

Neş-i Muhabbet Abla ( Bayan kahkaha ) :Neşe İleri : -Aaay bu mahallede hayat var ayol !..Ben de buraya yerleşiyorum artıkın, Hah hah hah haaaa...Adalardan Modalaraaa Yââârr geeeeliiir !...

Ferâceli kız: Shalimar:  Kuaför nerde ?..Nerde kuaför ayol ?..

Estetisyen  Sennur Apla : Ben kiminle dans edeceğim ?.. Güzelleşmek isteyenler buraya...

Özlem Öğretmen : -Masaları süsleme  bizden...Ben de eşim ve karnımdaki cici bebeğimle geleceğim...

Eski Tüfek Sendikacı :Demokratik hak ve özgürlükler adına bir konuşma benden !..Yaşasın basın...Yaşasın basın özgürlüğü !..Kahrolsun yandaş naylon basın !..

Tüm mahalle halkı :-Yaşasın basın özgürlüğü !..Yaşasın demokrasi !..

Matbaacı Amca :Ohannes: Tüm davetiye basımları,Milliyet gazete mizampajı,kartvizitler benden...

Müteahit Öğüt Abi : - Yahu ben karar veremedim halâ,yazlığı Muğladan mı ?..Yoksa Urlada tuğladan mı alayım...

Şâirler kraliçesi  : Cansın Erol : -Dilek Kızımla size çiğ köfteler hazırlarım...Güfteler  açayım size...

Ünlü Armatör : FB Baterist Metin: -Gecenin ilerleyen satlerinde son model YAT'ımla gezinti benden..

..............Ollleeeyy  Metin Aaaabbiii..Metin Aaabiii  !..( Kalabalıktan bazıları  bağırır ..Yaşasın Fener !..)

Dolar Kralı : New-yorker:-En iyi göbek atanlara beşer dolar yapıştıracağım...Yeees ...okeey !..

Dersane Patronu : Özlem Akaydın.: -Çocuklarınıza bir yıllık ÖSS kursları,benden bedavaaa !...

Melodi Kitapevi Sahibesi :  Mor Okyanus : Size şiirler açayım...Pardon hoş şiirler söyleyeceğim...

Kolej Müdiresi :Gül Tuna : '' - Milliyet Blog Mahallesi Atatürk Koeji '' kurucusu olarak mahallenin tüm yoksul çocuklarını kolejimde,bedava okutmak benden ...

Ooooleeeeyyyyyyyyyyyyyyyyyyy !..sesleri yükselir...

Kibritçi Kız Meral :....Kİbritim kalmadı ...Ellerim üşüyor...Üşüyor anne...

Lokman hekim , Dr.Murat Hacıoğlu:-Yine bel fıtığım  tuttu...Dans edemeyeceğim.Yorum yazamiiciim..

Avukat Hanım : Fatma Güneş: Tanrım beni bu mahalleden ayırma...Yeni davalar ,dosyalar gelsin !..

Gülpembe Hanım : Yâaar bana bir eğlence medeeeet !..

Manken Kız :Sema Sener  : Sabbaha kadar..dans..dans...Maksut'la ilk dansı ben yapiciiim !..

Yat Sahibesi Nil Hanım Ağa :Benim YAT'ımda atış talimi yapmak isteyen yüreklilere kuru sıkı benden...

Tombalacı Taksici Güvercin Ali : İnşallah burada bir sevgili bulurum !..Tanrım beni baştan yarat !..

Sanat Kafe sahibi  Hüseyin Bey :-Ertesi gün ,hafif klasik müzik eşliğinde,sabah kahvaltısı benden :)

Tam o sırada paytonla gelen bahçe kapısından içeri kahkahalar eşliğinde, allı-güllü  fistanlı;sepeti çiçekli bir kadın girdi...Arkasında yürüyen Ukraynalı mankenlere benzeyen dört adet dilber de melekleri olsa idi!.. İşte...işte buuuu Sabişti... Falcı Sabiiiişş !..

Falcı Sabiş : Eeeeepinizin fallarına bakarım been.Canlarım beniim ...Atasın beş lira...bakayım falına...Gece göndereyim çengilerimi masalarınıza !..

Kalabalık bir anda tempo tutmaya başladı.

Sabiiş Abla...Sabiiiş Ablaa...Çingen Sabiiiş..Çingen sabiiiş !...Buraya ...kollar havayaa !..

Arif Öğüt Bey, ve Güverin Ali büyük bir kibarlıkla meleklerein kollarına girip yol gösterdiler.

Fonda Dürüyemin Güğümleri nin ardından, kuru fasulya çalarkene aniden bir mikrofon patlaması gibi sesle irkilmiştik..

- Esseelaaaaamüm Aleeeyküüüüm !...Saayın Baaayaaanlaar !...baaylaaaaarr !..

Sağ duvarın üzerinden atlayarak bize doğru ağır adımlarla gelen ;lacivert takım elbiseli ,beyaz yakaları ceket yakalarının dışına çıkmış olan iri kıyım adam,Kabadayı Sekizbelâ Muttalip'ten başkası değildi...

Muttalip,sinekkaydı traş,cepken -yelek üzeri köstekli saat;yumurta topuk üzerine basmalı meşin ayakkabı..falan...Tam bir Osmanlı kabadayısı olmuştu...Eski Külhanbeyi gitmiş...yerine nostaljik ve gerçek bir kabadayı  gelmişti !..

Sağ elinde kocamaaan ,81 klo gelen AKYA(kuzu) Balığını sallıyor...Sol  elinin parmakaları arasında da iki zibidi kılıklı adamı sürüklüyordu !..  Cansın Hanıma yaklaşarak kibarca eğildi...Elini öptü...

'' Cansın Hocam...Hörmetler...Lütfen bağışlayın !..Bu ,KUZU  balığını sizin için tuttum...Lütfen kabul buyurunuz !..İsterseniz yarın kızartır sizin adınıza mahalle halkına sunarım !..''

Cansın Hanım şaşkınlık ve sevinç karışımıyla:

'' -Hah haa ilahi Muttalip Evlâdım...Teşekkür ederim..çok naziksin...Eeee...iyi de bu kulağından tutup da buraya kadar getirdiğin bu  tipik adamlar  da kim ola ki ?..Bunlar da hediye mi ?..''

''-Haaa bunlar ...Hocam...Maksut'un Çay Ocağını  taşlamışlar ve Misâfirhaneye izinsiz girmişler...Bunlar anarşit hocam !..Mahallenin huzurunu kaçırmaya gelmişler..Cezalandıracağım !.''

''- Vaaay terbiyesizleeer...bunları gözüm bir yerden ıssırıyor..Eski mahalleyi de karıştırdıkları yetmiyor gibi şimdi buradalar ha !.. Yıkılın karşımdan..Bir daha görmeyeyim sizi !..''

Belediye Başkanı,Kaymakam ve Komiser Bey ,kişileri yakından inceleyip Bekçi Baba'ya teslim ederler...Bekçi Baba, onları götürecektir merkeze...

Kültür Dernek Başkanı Nezom,hemen atılarak,

''-Eeeeee...Devam edelim arkadaşlar...Muttalip Bey'den ,Kofana ,Sabişten kahve fallarında kalmıştık yok mu başka katkı koyan !.. ''

Emekli Yargıç Hasan Basri Bey : - Ha uşaklarum...Size kemençe çalarım...Rize havaları söylerum daa !..-Bundan sonraki MB Toplantımızın Tarabya'daki bahçemde yapılmasını öneriyorum...Size mangal yapıp boğma rakılar ikram ederum daaa !..

.......................Ooooleeeey....Ollleeeey sesleri...

Kalender Şâir Nedim -i Şuarâ :  Eeeeey yürek...Dağları del de gel..  Ovaları aş da geel !..

Mavi Yelkenli Deniz Kızı Esen : Ben de size höşmerim tatlısı yaparım...Sıcacık !..Hih hiiii !..

MB Üniversitesi Vakıf Başkanı , Dr. Hızır Şâmil:  - Derneğimizin bir yıllık çayları Rizedeki bahçemden helal olsun size !..

Bisikletçi Ahmet Abi : -Üç tekerlekli bisikletimi açık artırmaya koyalım !..

Futbol antrenörü : Ceren Bensu Arslan:- Ben de Mahallem adına futbol turnuvası düzenleyeceğim heeyyyooo !..

Antrönör yard.: Yolun Diğer Yarısı:- En büyük Fener !... Pardon ...Bir an statta sandım...Eee...şeeyy..sizlere Denizli Horozu kesip kızartacağım...

Üniversiteli Kız : Şeyda Kurt: -Ben de grubumla,sizlere ,Flamenko dansından örnekler sunacağım ve konuğumuz olan ZAZ'ın ,ücretsiz tercümanlığını yapacağım...

FB. Baterist Metin :-Gelecek sefere benden ŞAKİRA !..Ben deeeeennn  .Söööz !...

................Oleeeey sesleri   :))

Sanat Sokağı Yönetmeni : Yasemin Karapınar Kurt  :  -İlk sergimin tüm gelirlerini Milliyet Blog Mahallesi Derneği'ne bağışlayacağım...Efendim müsaadenizle...

Hayırsever iş adamı Pek-Bay :  (İbrahim Pekbay ): Mahallemize gelir getirecek olan 150 arabalık  Yer Altı Otoparkı da benden  olsuun !..

Alkışlar...

Tam o sırada en yakınımızdaki limana park etmiş olan Nil Hanımağa'nın havalı YAT kornası uzuuun uzuuun çalıvermişti !..Arkasından YAT hareket etmişti !..Bu hayra alâmet değildi...

Nil Hanımağa : - Eyvah Yatım  !...Yat'ımı kaçırıyorlar...İmdaaat  !...Kaymakam Bey....Komser Erol bey  yetişiiin !.. ( Daan...daann..daann...!!!!...-Hanımağanın havaya sıktığı silah sesleri- )

8 Belâ Muttalip : ''- Yaw bunlar Somalili Korsanlar olmasın...Heeeaaiiieiiiyyyt tutmayın beni leeeyynn !..

diyerek takım elbisesiyle kendini denize atıp hızla yüzmeye başlamıştı...

MU-Do dürbünüyle Yat'ı göz hapsine almıştı...O sırada Captain seslendi ...

Captain : -Beyler,bayanlar bir dakika ...Beni telefonla arıyorlar...Allloooo   !...Buyruuun !.. Neee !...Kayıkçı Kul Ahmet Abi sen misin ?...Neee ...MB Beta Muhalif korsanları seni esir alıp kaçırıyorlar mı ?..Fidye olarak 250 tl ve 150 adet MB-Beta- yazar istifası mı isteniyor ?..( Arada dayak sesleri...)

....İstekleri iki saate kadar gerçekleşmezse önce seni denize atacaklar,sonra YAT'ı  mı yakacaklar ?..

Yine yaktın bizi Kayıkçı Kul Ahmet !..(Telefon kapanır )

Telefonda Kul Ahmetin kaçırıldığını duyan Rize'li hemşehrileri Hızır Şâmil ve Yargıç Hasan Basri Bey de denize dalmışlardı...Ortalık can pazarıydı...( THE END )

( 2.Bölüm Sonu )   Devamı :15 EKİM CUMARTESİ ....Sakın başka yere randevu vermeyin...:)))

............

 

.....................

** Zihinde oluşan şâibeler

Korsanlar yakalanabilecek miydi ?..Kul Ahmet  yine işletiyor muydu ?..Yat ,yakılacak mıydı ?..Düzenlenecek parti neşeli geçecek miydi ?..Kötü kalpliler  partiye sabotaj yapabilirler miydi ?..Herkes verdiği sözü tutabilecek miydi ?..Kayıkçı Kul Ahmet 'in akıbeti ne olacaktı ?..Denize dalış yapanların sonu ne olecek idi ?..Bunların cevabı Cumartesi akşamı 3. dizi Bloğumuzda :)) Sevgiyle kalın...

 

-

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..