Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '11

 
Kategori
Siyaset
 

…..Ayak sesleri (1)

…..Ayak sesleri (1)
 

12 Haziran Genel Seçimi yaklaşıyor, yaklaştıkça da ilginç olaylara şahit olmaya devam ediyoruz. İçinde bulunduğumuz ay ve seçim öncesi yaşanacak 2 hafta, her açıdan daha kritik ve büyük önem taşımakta. 

Parti başkanlarının meydanlarda yaptığı seçim propagandalarının seviyesi gittikçe daha da düşüyor. 

Rakip siyasetçilerin özel hayatına uzanıp görüntü almanın adı siyaset oldu. Bütün bu siyasi çirkinlik içinde maalesef daha da yürekleri burkan bir de olay var ki, 2 günden beri herkes bunu konuşuyor. 

Olay, 15 Mayıs tarihinde bu devletin bir bakanıyla görme engelli bir vatandaş arasında yaşandı: 

Görme engelli geçici işçi Nurullah Mehmetoğlu, asgari ücretle 8 kişilik ailesini geçindirmeye çalıştığını, koşulların iyileştirilmesini istediğini ifade etti, sonra da bin pişman oldu. Çünkü aldığı cevap ve sonra da başına gelenler, onun zaten karanlık olan dünyasını zifiri karanlık yapmaya yetti. Çünkü bakandan öyle bir cevap almıştı ki, o anda “yer yarılsa da içine girsem, bir anda kaybolsam” diye düşündü belki de… 

Cevap oldukça açık ve netti: “Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz. Para kazanıyorsun değil mi?" 

Nurullah Mehmetoğlu’nun başka sıkıntıları da var. Bunu da aktarıyor; maaşını bir süre alamamış, sigortası yapılmamış, taşeronların elinde oyuncak olmuş, vs. Olay kamu oyunda tepkiyle karşılanınca, suçlu maalesef olayı kamu oyuyla paylaşan medya oldu, ve seçim öncesi olayların çarptırılması olarak görüldü. İşte işin bu noktası daha vahim… 

Bakan Akdağ ”Aramızda bir gerginlik falan da olmadı. Ama bunu farklı şekillerde yansıtanlar oldu. Seçim zamanı maalesef böyle yansıtmalar oluyor. Üzerinde siyaset yapmaya çalışanlar oluyor. Bizim engellilere, engelli kardeşlerimize, görme engellilere bakışımız bellidir. Tekrar söylüyorum, hepsinin benim başımın üstünde yeri vardır." Diyerek olayı yatıştırmaya çalıştıysa da, bir gün sonra engelli vatandaşımızın bir televizyon kanalında anlattıkları, ona yapılan en büyük ayıplardan birisiydi. Siyasetin çirkin yüzü bir kez daha kendisini göstermişti. Nurullah Mehmetoğlu canlı yayında birinci ağızdan açık ve net ifadelerle tehdit telefon ve mesajları aldığını söyledi. Tehditlerden birisi de işini kaybedebileceğine dair… 

İşte size siyasetin iki yüzü. Önümüzdeki günlerde benzer durumlarla kimin ya da kimlerin karşılaşacağı bilinmez. Ama daha bir çok kişinin karşılaşacağı kesin gibi. Bunu sizler de biliyorsunuz. Çünkü benzer olaylar ilk kez yaşanmıyor. Başbakan’ın bir çiftçiye söylemiş olduğu “ananı da al git” sözü hala hafızalarda… 

Şimdi AKP' ye düşen önemli bir görev var. Bu konunun ivedilikle çözülmesi gerekiyor: “Nurullah Mehmetoğlu’nun telefonuna gelen tehdit mesaj ya da aramasını kim yaptıysa ortaya çıkarıp gereğini yapmak” Burada artık bir “sehven” arama söz konusu olamaz. Ya da “muhalefetten birileri sanki hükümet adına arıyormuş gibi yapıp bizi zor durumda bırakmak istiyorlar, konuyu seçim malzemesi yapıyorlar” diyarsanız da, o kişi ya da kişileri bulup çıkarmak ta sizin göreviniz. Tıpkı Hayati Yazıcı olayında olduğu gibi… 

Hayati Yazıcı’da kendi E-Posta adresinin ÖSYM’de torpil işi için başkası tarafından kötüye kullanıldığını ifade etmişti. İyi ya . Onu da bulalım işte. Elinizde bütün imkanlar var. Bu iki görev kamu oyu huzuru için sizleri bekliyor… 

İletişim İçin: alirizaizgi@hotmail.com 

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..