Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '06

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

'' İlk' lere imza atan Türk kadınları '' - I

'' İlk' lere imza atan Türk kadınları '' - I
 

Türkiye' mizde kadının adı yok, değeri yok, aklı yok diye provakasyon yapan kesimler de olsa, başarı engel tanımıyor. Hemde yıllar öncesinden. Şimdi ki gibi teknoloji yok, kısıtlı imkanlar ve daha dar düşünceli beyinler arasında kadınların bazı konularda ilk olması guru verici ve hayranlık uyandırıcı bir başarı olarak görüyorum.

Kadın erkek eşitliğini kanunlar karşısında her zaman kabul etmişimdir fakat güç ve beden olarak erkekler her zaman bayanlardan daha üstündür, bunu kabul ediyorum. Fakat bilimde, ilimde, beyin gücünde, fırsatlar verildiği takdir de bayanların da tüm ilk' lere imza atma güçleri olduğunu biliyorum...

''İlk' lere imza atan Türk kadınları'' hakkında kaynaklardan edindiğim bilgileri sizlere yazı dizisi olarak aktarmak istiyorum... Ben çok gurula okudum umarım sizde aynı duyguları paylaşırsınız.

SORBONNE ÜNİVERSİTESİNDEN MEZUN İLK TÜRK KADINI TÜRKİYE CUMHURİYETİ´NİN İLK KADIN KİMYACISI

PROF. DR. REMZİYE HİSAR
Prof. Dr. Remziye Hisar, birçok ilke imzasını atmış bir Türk kadını. Türkiye Cumhuriyeti´nin ilk kadın kimyacısı olmasının yanısıra, Fransa´nın Sorbonne Üniversitesi´nden mezun olan ilk Türk kadını..

1992 yılında yitirdiğimiz Remziye Hisar, tipik bir Cumhuriyet kadınıydı. Dünyaca ünlü fizikçi Feza Gürsey ve Milletlerarası Pisikoloji Cemiyeti´nin tek Türk azası psikiyatrist Deha Hanım´ın annesi Remziye Hisar, 1902 yılında Üsküp´te dünyaya gelmişti..

Davutpaşa´daki üç yıllık Mekteb-i İptidayiyi bir yılda başarıyla tamamlayıp mezun olmuş ve dokuz yaşında ilk şahadetnamesini almıştı. Daha sonra, İttihat ve Terakki Mektebi ve Emirgan, İnas Rüştiyesi´ne devam eder. Çok sevdiği Türkçe öğretmeninin İstanbul Darülmuallimatı´na transfer olmasıyla, öğrenimini bu okulda sürdürür. 15 Temmuz 1919 tarihinde bu okulun Darülfünun´a hazırlamak üzere oluşturduğu iki sınıflık bölümünden birincilikle mezun olur. Sınıfın iyi öğrencileri arasında yeralan Remziye Hisar, küçük sınıflardaki öğrencilere geometri ve matematik dersleri vermeye başlar. Mezun olmasının ardından Darülfünun´un kimya bölümüne kaydını yaptıran Remziye Hisar, kimya bölümünü yeğlerken Türkiye´yi temsil eden bir ismin bulunmamasının kendisini üzmüş olmasından ötürü seçtiğini yakınlarına anlatır. Kız öğrencilerin erkek öğrencilerden ayrı saatlerde ders aldığı bu dönemde, öğretmeni ve okul arkadaşlarıyla birlikte Bakü´ye gider. Ve birden bire bir savaşın tam ortasında bulur kendisini.

Kafkasya´daki savaşlar ve Bakü´de kendilerine gereksinim olmadığını öğrenmek bile onu yıldırmaz ve bir erkek öğretmen okulunda öğrencilere ders verir. Ancak, terslikler ve şanssızlıklar birbirini izler Sovyet Rusya´nın Azerbaycan´ın bağımsızlığına son vermesi ile orada tanışıp evlendiği eşi Doktor Reşit Süreyya Gürsey ile birlikte İstanbul´a döner. İlk çocuğunu dünyaya getirmesinin ardından, Adana´da Darülmuallima´ya müdür olarak tayin olan Remziye Hisar, çocuğunu annesine bırakarak Adana´ya gider. Güç koşullarda çalışmasını sürdürmek zorunda kalan Hisar, eşinin tedavi için Paris´e gitmesinin ardından, bilgisini geliştirmek için Paris´e gider. Adını bilim dinyasında duyurmak amacı ile Sorbonne´da kimya bölümünde öğrenim görmeye başlar. Biyokimya sertifıkası alan Hisar, Paris´te Maarif Vekaleti´nin verdiği bursla öğrenim görür. Doktorasına başlayacağı dönemde bursu kesilen Hisar, Erenköy Lisesi´ne kimya öğretmeni olarak atanır. Öğrenimini yarım bırakmak zorunda kalarak yurda dönen Remziye Hisar, zorlu bir çaba sonucunda doktorasını yapmak üzere 1930 yılında yeniden Paris´e gider. Eşinden boşanan ve Paris´e kızı ve kardeşiyle giden Remziye Hisar, günlerini çalışmaya verir. Doktora tezini tamamlamasının ardından, Türkiye´ye döner. 1933 - 1936 yılları arasında İstanbul Üniversitesi´nde kimya ve fıziko kimya doçenti olarak görev yapar. Daha sonra, Ankara Hıfsısıhha Müessesesi´ne farmakodinami şubesi hayati kimya mütehassısı olarak atanır. 1947 yılında İTÜ Makine ve Kimya doçentliği görevine başlayan Hisar, 1959 yılında profesör olduktan sonra 1973 yılında da, emekliye ayrılır.

KUMARI YASAKLAYAN İLK KADIN MUHTAR: ATATÜRK´ÜN ÖDÜLLENDİRDİĞİ KADIN

1933 yılında Türkiye´nin ilk kadın muhtarı seçilen Gül Esin Aydın, Çine İlçesi, Karpuzlu Bucağı´nın muhtarlığını yaptığı dönemde Atatürk tarafından ödüllendirilmiştir.
Muhtar olmasının ardından kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklayan Gül Esin, kız kaçırma olaylarını önlemiş ve nikah işlerini düzene sokarak da büyük başarı elde etmişti.

KORE SAVAŞINI GÖRÜNTÜLEYEN KADIN İLK TÜRK KADIN FOTOĞRAFÇISI

1956 yılında Tifdruk tekniği ile basılan Hayat Dergisi fotoğraf dünyamıza yeni değerler kazandıran bir dergi oldu. Derginin birinci sayısında Hikmet Ferudun Es´in Malatya´dan yolladığı bir yazı dizisi yayınlanmaya başlamıştı. Bu röportajı fotoğraflarıyla zenginleştiren ise; Semiha Es idi..
Bu ikili daha sonra, Kongo, Hollywood yıldızları, kadın gözü ile Tahran isimli çalışmalara Hayat Dergisi bünyesinde imza attılar.
25 Temmuz´da Cumhurbaşkanı Celal Bayar´ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu´nda Kore Savaşı´na katılmak üzere 4 bin 500 kişilik silahlı birliğin Birleşmiş Milletler emrine verilmesi kararlaştırıldı. Hürriyet Gazetesi, savaşın görüntülenmesi için, Semiha Es´i görevlendirdi. 11 Kasım 1950 tarihinde gazetede verilen Kore eki ile Türkler savaşı Semiha Es´in objektifınden izleme olanağına kavuştu.

Resim :ilk Türk kadın muhtar.

 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..