Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '09

 
Kategori
Tiyatro
 

'' İnsanoğlunun şerefine'' yazılmış bir oyun !..

'' İnsanoğlunun şerefine''  yazılmış bir oyun !..
 

Şeref ,sadece nüfus cüzdanında kalırsa !..


İzmir Devlet Tiyatrosu, 2009-2010 sezonuna " Şerefine İnsanoğlu " adlı yeni bir oyunla devam ediyor.

Toygun Orbay'ın yazdığı ve Tayfun Erarslan'ın yönettiği oyun Ekim Ayı içinde, Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi'nde tiyatro severlerle buluştu.

Kaçıranlar için ,21 Kasım'da, İzmir Sabancı Kültür Merkezinde sadece iki gösteri var...

Şerefine İnsanoğlu'nda, sistemin bireyi ıssızlaştırıp bencilleştirmesi, kendine yıkılmaz duvarlar örmesi ele alınıyor.

Günümüzde sistem içinde hayatta kalabilmek için ' paranın ve gücün ' en önemli kazanım olduğu düşüncesi, eleştirel bir bakışla vurgulanıyor.

Başlıca rolleri :Tayfun Erarslan, Ozan Yıldırım, Aylin Kumbaracıoğlu, Yusuf Köksal, Canan Erener ve Devrim Akkaya paylaşıyor.

Dekor :Behlüldane Tor, kostümler Nalan Türkoğlu, ışık tasarımı ise H.İbrahim Karahan'a ait.

*********************

Tiyatro , düşünme, tartışma, kavramaya ve anlamaya çalışma, yorumlama, yeniden yaratma, sonuçta da yargıya varma yeridir.

Gün geçtikçe ticarileşen, sıradan gülmece eylemine dönüşen tiyatro sanatına hak ettiği değeri vermek gerek…

Tiyatro salonları doluyor ;ama nedense,burada tiyatro üzerine yazılan yazılar yok gibi !..

Tiyatroseverler, daha çok salon istiyor...

Ülkemizin büyük kentleri dışında ,tiyatro salonu olmayan kentlerimizin sayısı utanç verici düzeyde...

Böyle olunca ,izleyenlerin sayısı da ülke nüfusunun yanında, '' devede kulak !.. '' kalıyor.

Yargılamayan,sorgulamayan ve okumayan insanlarımızın sayısını artık siz düşünün...

………………

Savaşın, farklı sınıftan insanların hayatlarına etkisi üzerine kurulmuş oyunda, savaş esirlerine işkence yapan bir çavuş, idealist bir doktor ve mevcut düzen yanlısı bir avukat arasında geçen insanlığa dair tartışmalara tanık oluyoruz.

Bir tarafta savaş kurbanı olanlar, diğer taraftaysa savaştan kâr sağlayanlar…

Bu insanlar kendi seçtikleri hayatları mı yaşıyorlar, yoksa içinde bulundukları durumlar onlara seçme şansı bırakmıyor mu?..

Ne dersek diyelim; savaşlarda halâ çocuklar ölüyor…

İnsanlar 3 G girdabında...

1.G: '' Gönüller kararıyor ''

2. G: '' Götüren galip;götüremeyen ,mağlûp...''

3.G : '' Görünen köy ,klavuz istemiyor. Grip vurgunları geliyor.''

………………

Tiyatro sürekli sorguluyor...

‘’Aynı dünyada var olma mücadelesi veren farklı insanlar…

Kimisi için mutluluktur,hep yok etmek !..

Kimisi için başka bir insanın huzuru,

Bir diğeri için kazanılmış zorlu bir dava,

Kimisi içinse banka hesabındaki milyon dolarlar…

Peki, bu mutluluklar başka hayatlara zarar veriyorsa,

Hatta diğer insanların yaşamlarını yok ediyorsa…

O zaman kim vazgeçecek mutluluklarından?

“ ben kimseyi öldürmedim ve öldürmem!”

Diyorsan, yeniden düşün…’’ ( Oyundan )

..........................

İzlerken kendimize tutulan aynanın farkındayız...

Işık ,gözümüzü kamaştırıyor...

İşimize gelmiyor, gerçeklerle yüzleşmek...

Hep kötüleşmeye çalışanlar ve bunu başaranlar ilahlaştırılıyor mu ?..

Biz tribünlerden izlemekten ne kadar zevk alabliriz, boğa güreşlerini ?..

Horoz dövüşlerinde de kan çıkar ve seyircilere de sıçrar ...Bilir miyiz ?..

Bu nedenle tiyatro izlemek ne denli zor gelir kimilerine...

( Oyun süresince 3G açık !..Sevgilisi ararsa,yatakta sansın !..)

Halbuki sahnedekiler sadece rol yapıyorlar...Korkmaya ne gerek !..Dışarda her şey baklava ,börek !..

İnsan, insan olarak doğduğu halde, acaba insan olarak yaşayabilime çabası veriyor mu ?..

Ne kadar insandık ?..Ne kadar insan olamadık ?..

Bu sefer kadehler ,sadece emmioğlu için kalkmıyor !..

Şerefine insanoğlu !..

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..