Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

'' İstiklal savaşını köylünün öküzünü icra yoluyla satalım diye yapmadık !!! ''

'' İstiklal savaşını köylünün öküzünü icra yoluyla satalım diye yapmadık !!! ''
 

'' Düşenin dostu olmaz '' demişler atalarımız ileriyi görerek bu günler için sanırım... Bu hayatta maddi ve manevi güçsüzsen yalnızsın demektir... Yine eskilerde birlik beraberlik yardımlaşma duyguları bulunmaktaymış, fakat günümüzde bu duygulardan yoksun bir topluluk ve zihniyet içerisinde yaşayıp gidiyoruz... Çok da katı konuşmayayım ama birlik beraberlik için uğraşan kitle de az sayıdadır..

Zeynep Gülay Kibaroğlunun '' İş yaşamım ve Kariyerim '' isimli bloğu bu atasözünün doğruluğunu bir kez daha ispatlıyor.. Seneler önce aynı duruma düşen bir çiftçinin sonu ile şuan ki zeynep hanımın yaşadıkları arasındaki farka bir bakın isterim..

Önce Zeynep hanımın bloğundan bir kesiti aynen aktarıyorum kendisinin izniyle..

''İşsiz kaldıktan sonra sürünmüşsün, iş bulamamışsın, veya çocuklarınla ortada kalmışsın, kredi kartların ödenmemiş, evine icralar gelmiş, sürünmüşsün, kimsenin umrunda değil.. Nasıl bir adelet sistemidir çöz çözebilirsen.. Eşim ölmüş kimin umurunda. Cenazeyi kaldırıyorum ertesi gün faturalar yağmur gibi geliyor... Sen dönüp diyemiyorsun durun ne olur ben henüz eşimi yeni kaybettim.''

Desen kim duyacak ki..Kim ne çözüm üretecek ki size.... Koskoca bir sıfırdır sonuç...

Birde seneler önce zor duruma düşen çiftçinin sorununa ATATÜRK' ün çözüm buluşuna bakalım.

Atatürtk sık sık memleketi dolaşırdı. Çiftçi, işçi ,sanatkar ,esnaf ile konuşur dertlerini dinler meclise getirir, milletvekillerinden, bakanlardan hesap sorardı. İşte böyle gezilerinden birinde orta Anadolu da tarlasında çift süren çiftçi ile karşılaşır...

Hoş beşden sonra , Hayrola ağam öküzünün birine ne oldu? diye sorar ATATÜRK... Çiftçi şöyle cevap verir; Devlete borcumuz vardı bey icra kapımızı çalınca çaresiz kaldık, koca öküzü satıp borcumuzu ödedik.. demiş.

Sağlık olsun ağa diyerek konuşmasını kısa keşmiş..

Atatürk dalgın dalgın yürüyordu. Yanında içişleri bakanı Şükrü Kaya, Salih Bozok , Kılıç Ali, Hüsrev Gerede emir subayı Resuhi bey vardı... Salih Bozok bey' e '' yarın çiftçi Halil Ağa' yı bul bana getir , benim kim olduğumu sorarsa , bizim bey seni kahve içmeye çağırıyor de'' demiş

Ertesi gün çiftçiyi bulup getirmişler odada zamanın başbakanı İsmet İnönü' de bulunuyormuş ve olanlardan haberi yokmuş. Atatürk Halil ağa' ya anlat bakalım şu vergi işini demiş..

Halil ağa tekrar başına gelenleri anlatmış.

Atatürk kaşlarını çatarak İsmet Paşa ve Şükrü Kayay'ya dönerek ''ARKADAŞLAR BİZ İSTİKLASL SAVAŞINI HALİL AĞA'NIN ÖKÜZÜNÜ İCRA YOLUYLA SATALIM,DİYE YAPMADIK..BU MEMLEKETTE ADALETİ,VATANDAŞI BÖYLE Mİ KORUYACAĞIZ ? GEREKİRSE VERGİ BORCU ERTELENEBİLİR...KÖYLÜNÜN ÇİFT SÜRDÜĞÜ ÖKÜZÜ ELİNDEN ALINMAZ'' demiş....

Halil Ağa '' sen ATATÜRK PAŞA'MSIN galiba beni bağışla kusur ettim '' demiş.

ATATÜRK '' Hayır Halil Ağa sen bizim gözümüzü açtın '' diyerek ayakta uğurlamış......

Yöneticiler arasında ki farkı görebiliyormusunuz..... İşte ATATÜRK' ü ATATÜRK yapan insana, köylüsüne, vatandaşına verdiği değer, önem , onu sahiplenme ve koruma şeklidir....

Örnek alınması gereken bir davranış şekli....

 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..