Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '08

 
Kategori
İlişkiler
 

...me...me...me....

...me...me...me....
 

İyi Bir Yıl...

İzlediğim en harika filmlerden biri..

İnsanı sarsıyor....

Bu satırları filmi, yeni birçok film izleme alternatifim olmasına rağmen dayanamayıp belki beşinci kez olmak üzere yeniden izledikten sonra yazıyorum...

İnsan aslında çoğu kez yaşamak istediği hayatı yaşıyor....İstemiyenler bir yolunu bulup kaderlerinin yönünü değiştirebiliyorlar...Tanrı'nın ödüllendirmeyi en çok sevdiği şey çabadır bence....

Çoğumuz başta kendi hayatlarımız olmak üzere, konuşucak eleştirecek pek çok şey bulabiliyoruz...Daima şikayet edebiliyoruz..Hayatımızla koşullarımızla ilgili söyleyecek onlarca cümle bulabiliyoruz ama aynı enerjiyi beğenmediğimiz şeyleri değiştirmek için harcamak işimize gelmiyor....

Bu yaşamın her noktasında böyle...

İçinde bulunduğumuz 2008 yılı itibariyle iktidar partisi %47'lik oy dilimiyle ikinci kez bizi yönetiyor...Seçimlerden önce kiminle konuştuysam bu partiye lanet okuyordu, seçimlerden hemen sonra daha sonuçlar resmi olarak açıklanmadan önce yine kimse oyunu o partiden yana kullanmamıştı...Çok enteresandır parti yeniden iktidar olduğundan bu yana hala insanlar konuşuyor peki madem bu kadar rahatsızdık neden 2 oydan birini iktidar partisi aldı...

Aydın Doğan en sevilmeyen medya patronu seçiliyor bir çok anket sonucunda;hatta cumhuriyet mitinglerinde aleyhinde sloganlar atılıyor peki neden hala en yüksek tirajı ve reytingi Doğan Medya Grubu alıyor....Daha özele inelim karımızdan, kocamızdan, evimizden, işimizden, şehrimizden memnun olmadığımızı söyleyip dururken mutsuzluğumuza sebep olan bu koşulları değiştirmeye çalışmayarak kendimize ve toplumumuza verdiğimiz zararın ne zaman farkına varacağız acaba merak ediyorum...

Dönelim bu yazıyı kaleme almama sebep olan o çok öğretici Avrupa filmi İyi Bir Yıl'a....

Bir tabloonun hem gerçeğine hem de 200000 euro değerindeki sahtesine sahip olsaydınız ve sahtesi çalışma odanızda dursaydı filmin baş karakterinin bunu yapan patronuna sorduğu gibi , kasada sakladığınız gerçeğini ne zaman seyrederdiniz?Öldükten sonra mı?

Anlık korkularımız bizi hayattan uzaklaştırıyor galiba...

Bir çift ayakkabı daha özel zamanlarda giymek için...

Misafir odamız en güzel mobilyaların süslediği asla kıyıp da içine geçip oturmadığımız...

En nadide şarabımız kıyıp da içemediğimiz...

Bu yazı nasıl biticek biliyormusunuz... ders alınıcak bir anıyla....

Babam hep özel günlerde giyinmek için alışveriş yapardı...O 48 yaşında kanserden öldüğünde dolabı özel günlerde giymek için aldığı yeni kokusunun bile hala üzerinde olduğu onlarca kıyafetle doluydu...Yazardan son bir tavsiye ki bu yazının tamamını özetler;

Şikayet etme, zamana güvenme, hayatı erteleme....

 
Toplam blog
: 20
: 670
Kayıt tarihi
: 08.07.06
 
 

savruk ezik bir yaşam olamazdı tabi.. herzaman yol almak gerekmekteydi çünkü.. önemli olan yaşamın k..