Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '09

 
Kategori
Deneme
 

...Platonik kafir...

Bir günün daha bitmesine dakikalar varken, sabah ki gibi hala seni düşünüyorum. Hayal ediyorum sen ve ben, belki de sadece bir hayal. Dalıp gidiyorum bazı bazı, okyanuslar, dağlar felen görüyorum, sonra yine sen. Başka bir şey düşünemiyorum. Nedense derince çekemedim kokunu içime aceleden. Teselli olmuyor bana sana birkez sarılmış olmak; çünkü her gece resmine sarılmak zorundayım. Çünkü yoksun, ben senden yoksunken, sen hala yoksun. Sebebini bilmediğim bir duyguya bağlı olarak, yaşlar süzülüyor avuçlarıma. İmkansız olduğunu bile bile sen diyorum, seni istiyorum. Ben sen sen derken, sen yoksun ben ise senden yoksun, atıyorum kendimi loş sokaklara. Tüm ömrüm böyle geçicek sanırım; sen bu kararsız tavrını sürdürdükçe, ben her gece resimlerini silmeye devam edicem arızalı telefonumdan, ama silmeyeceğim aklımdan.

Farzedelim ki asla dedin, asla birlikte olamayız dedin. Öldüm farzet, belki unutmak, kendimi avutmak için başkalarını sevicem. Sevicem diyorum bak altını çizerim, uğrunda ölücem demiyorum.Yine saçmalamaya mı başladım ne ? Çocuksu tavırlar sergiliyorum sana karşı, kimi zaman bir düşman gibi karşılıyorum seni, kimi zaman ise kapına köleyim. He bu arada farkettim de saat 12 yi geçmiş. Yeni günün ilk saatleri, yine aklımın büyük bir kısmını seni düşünmeye ayırıyorum. Küfür ediyorum kendime bazı bazı. Siliyorum arızalı telefonumdan resimlerini, aklımdan da siliyorum, üç beş saniyeliğine. Sonra geçiyorum aynanın karşısına ve başlıyorum konuşmaya ‘Onu ilk gördüğünde söyleyeceksin sevdiğini;vereceği tepkiye bakmadan, karşılık verir mi diye merek etmeden Anlaşıldı mı ?’ ‘Anlaşıldı tamam bu sefer söyleyeceğim ’ diyorum kendi kendime söz veriyorum. Ki dinimizde ‘söz veripte tutmazsan kafirliğin bir alametini kapmışsındır’ demişti Cuma namazında cami hocası. Bunuda düşünerek, kararlılıkla bekliyorum gelmeni, sinirli , heyecanlı bir biçimde, dalmışken masmavi gözlerinin edasına, geldiğini farkediyorum. O an derin bir sessizlik hissediyorum içten içe, en sevdiğim müziği kapatıyorum, en sevdiğim kapşonlumu çıkartıyorum, daralıyorum. Gelen giden hiç kimse umurumda olmuyor o an. Ellerim titriyor , sesim kısılıyor, öksürüyorum ardı ardına, ölümcül bir hastalığa yakalanmışcasına ki ne farkı varsa. O ayna karşısında ki kararlı genç vardı ya hani, bir anda koşarak kayboluyor. Tanrımdan özür dileyerek kafir oluyorum resmen karşında, dilim tutuluyor, ayna karşısında söylediğim kelimeler bir bir duruyor boğazımda, söyleyemiyorum, kafir oluyorum gözlerimin içine baka baka. Selam veriyorum karşılık beklemeden, küfür etsen de gülümsüyorum nasıl bir aşksa, saçmalıyorum çoğu zaman karşında, ağlıyorum hissettirmeden, gözüne toz kaçmış edasıyla kapatıyorum gözlerimi, saklıyorum yaşlarımı avuçlarıma. Senin mutlu olduğun zaman, ben dünyanın en mutlusu oluyorum. Senin bir derdin varsa, ben ölüyorum. Kuruyorum yavaş yavaş. Sen sen diyerek öleceğim belki de...

Evet 24 mart ın ilk saatleri, birazdan aynanın karşısına geçip söz vereceğim, her zaman ki kararlılığımla. Belki yine kafir olacağım akabinde, ama böyle sürmeli bu kısırdöngüler. Bu korku içime hükmettiği sürece, böyle devam etmeli. Hayal kurmaya bile gücüm yokken, sen geldin yine aklıma. Birşeyler yapmalıyım ki, gecenin yarılarına kadar hülyalarınla kavrulmayayım, ya harbiden sözümü tutup çıkayım karşına, yok demeni bile varsayarak bağıra bağıra sevdiğimi söyleyeyim, ya da hergün kafir olayım, dolanayım kendi ayaklarıma. İçimi döktüm sayılır bu gecelik, belki okursun bu yazıyı şans eseri, belki hergün günahkar bir kafir olmaktan kurtarırsın beni, belki de hergün daha da batarım günahın içine kaybolana kadar.Bu gece de yıldızlara bakmaya cesaret edemedim, masmaviydi çünkü gökyüzü, gözlerin gibi masmavi, yıldızlar boylu boyunca uzanmış gözlerine sanki, ne var ki o yıldızlardan biri olmak için öleceğimi bile bilmiyorsun. Çekip gitmek yeridir bence, zamanla unutulur diyerek sessizce uzaklaşmak var, var da bir gün yolda saç sakal birbirine karışmış birini görüp, bana benzetirsin diye korkuyorum, benzetmenden öte ayna da kendimi öyle görmekten korkuyorum. Artık verdiğim sözleri yerine getiremeyecek kadar bile gücüm yok. Terliyor avuçlarım, kayıyor telefonum elimden, uykununda sersemliği vurdu suratıma, sildim telefondan bütün resimlerini, aklımdan da ve söz veremeye gidiyorum kendi kendime.. Bir kafiri sevemezsin bence sen. Saat 00:33 sımsıkı sarıldım yorganıma sana sarılır gibi.

Hadi sende bir şey söyle...

Sezai DEMİRCİ

24.11.2009

 
Toplam blog
: 4
: 599
Kayıt tarihi
: 15.11.09
 
 

1991 Yılında ORDU'nun Akkuş ilçesinde dünyaya gelmişim.. Çok geçmeden İstanbul'a gelmişiz... ..