Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '12

 
Kategori
Güncel
 

''8 Mart'' aslında erkeklerin günü olmalıdır

''8 Mart'' aslında erkeklerin günü olmalıdır
 

Şimdi bu başlıkta nereden çıktı demeyin. Son yıllarda Türkiye'de bir kadın propagandasıdır gidiyor. Kadının ekonomik özgürlük kazanması adına birçok yerde tumturaklı laflar ediliyor. Yok kadının bu ülkede adı yokmuş, yok kadınlar sömürülüyormuş falan filan...  yok öyle birşey, kadınlar ezik falan değiller. Güldünyaları ve sokak ortasında öldürülen kadınlarımızı yetiştirenler de kadınlardır. 

Piyasaya son yıllarda bazı kadın yazarlar çıkıp, habire ayaklanın kadınlar  biz eziliyoruz erkeklere boyun eğmeyin diyorlar, neredeyse boyunlarını da kırın demeye başlayacaklar(!) klişe cümlelerle habire erkek egemen toplumu sorguladıklarını ya da ona karşı mücadele ettiklerini sanıyorlar, evet sadece sanıyorlar...

Tarih boyunca erkeklerin kurduğu bütün değerler kadınlar tarafından yok edilmiştir. Kadınların kaprisleri, kıskançlıkları, egemenlik kurma histerileri tarihteki bütün büyük devletlerin sonunu hazırlamıştır. Roma'yı Kleopatra, Bizans'ı Messelina, Osmanlı'yı Kösem Sultan'ın hırsları yakıp yıkıp kül etmiştir.

Türk toplumunda şu an yaşadığımız durumda bundan farklı değildir. Bugün siyasette değil ama evlerimizde birer Kleopatra, birer Messelina birer Kösem Sultan yaşıyor. Hiç merak etmeyin. Ya anneler ya da eşler olarak erkeklerin üzerindeki egemenliklerini devam ettiriyorlar. Bizim erkeklerimiz doğumundan ölümüne kadar hep kadın egemenliği altında yaşıyorlar, bunu kabul edin.

Türk kadını kocası istediği için değil, kendi istediği için erkek çocuk doğurmaya çalışıyor. Fakat siyaseti erkek üzerinden yapıyor. 

Kadın erkek çocuğa kavuştuğunda Roma'nın hakimi Sezar gibi ''Veni,Vid, Vici'' (Geldim, Gördüm ve Yendim) edasıyla yürümeye başlıyor evin içinde. Artık Roma'nın tek hakimi Kleopatra pardon kadın oluvermiştir birden. Bundan sonra artık Roma'nın yıkılışına yani evin hakimi erkeğin bitişine şahid olabilirsiniz  

Anadolu'da  kadın doğurmayı bilinçli olarak yapar. Erkeğin eline bir an önce çocuk verirse, artık sopayı erkeğin sırtına vuracaktır. Kadın Türk Toplumunda çocuğu özellikle de erkek çocuğu hep bir sosyal sigorta olarak görmüştür. Çocuk oldukça erkek evden kaçamayak ve kadının kölesi olacaktır. Bunun eğitimle ya da ekonomik özgürlük kazanmakla hiçbir alakası yoktur.

Türkiye'de ki evin tek hakimi kadındır. Evler, kadının ya da ananın egemenlik alanıdır. O alanda o hiç bir hükümranlığı kabul etmez. Yönetim kadındadır, her kararı o verir, kocası onun zırhıdır sadece. Oğlunun evleneceği kızı bile kadın şeçer.

Türkiye'de ''erkekler  fazla uzun yaşayamazlar'', birde bunu gülerek söyleriz, ne çektiklerini bilmeden!! hele ki dırdırcı bir kadını ve baskıcı bir annesi varsa, yok mudur? vardır var, birçok ailede erkekler anneleri ve eşleri arasında kalır, yani iki kadının meydan savaşının tam ortasında, bu bile erkeği yeterince yorar.  Eziyetin en büyüğü insana kadınları ve anneleri tarafından yapılan eziyettir. Dünyada erkek her türlü maddi işkenceye dayabilir ama manevi işkenceye dayanamaz. Erkekler anlatamaz kadınlar anlatır paylaşır rahatlar. Siz hiç gördünüz mü eşini arkadaşına şikayet eden bir erkek. Ya da her sorununu paylaşıp konuşmaktan bıkmayan çenesi düşmüş bir erkeği gördünüz mü? hep içine atan taraftır erkek..

Hiç öyle birilerinin işine gelsin diye ''çok feminist'' olamayacağım. Yok mu hiç ''adam gibi adam''?? var tabiiki. Ama  erkeğe baskı kurmaya bayılır birçok kadın, baskıya hangi insan dayanabilir?  Ayrıca ''Aşırı feminist'' olan kadınların ruhsal durumunu da her zaman merak etmişimdir!

''Birilerinin egolarını tatmin etmek için ortaya attıkları Feministlik laflarına'' kanmayın. Siz eğitiminizi de alın, ekonomik özgürlüğünüzü de kazanın ama bunun yanı sıra yeter ki ''kadın gibi kadın'', oğullarınıza da ''ana gibi ana'' olmaktan vazgeçmeyin, güzel evlatlar yetiştirin, yoksa sizin yetiştirdiğiniz o erkekler tarafından kadınlar sokak ortasında öldürülebilir, kadının sürekli ezilmesi gerektiğini düşünebilir. Ya da tam tersini düşünen evlatlar yetiştirebilirsiniz.  kısaca herşey kadının elindedir.

Sizi anlayan bir erkeğiniz var ise bu gereksiz feminist tavırlarla sadece onu kendinizden soğutursunuz.. Erkeklerinize güvenin, yaslanın, değer verin... inanın karşılığını fazlasıyla alacaksınız, güvenecektir, yaslanacaktır ve değer verecektir. Yanınızda huzur buldukça sizi daha çok mutlu edecektir.

Her ne koşulda olursa olsun, geleceğimiz olan çocuklarımızı, terbiyeli ahlâklı ve ülkesine faydalı bir fert olarak yetiştiren Kadınlarımıza da sevgilerimi gönderiyorum. Kadınlar unutmayın, geleceğimiz, sizin yetiştirdiğiniz çocuklara göre yön bulmaktadır.

 
Toplam blog
: 66
: 2377
Kayıt tarihi
: 20.12.11
 
 

Doğum Yeri: Adana-Saimbeyli 1975, Yaşadığı İl: Ankara, İlgi Alanı: Ankara Gündemi ..