Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

" Abdullah' ın hakkıydı... "

24 Nisan 2007 günü öğle saatlerinde Abdullah GÜL’ün Cumhurbaşkanı adaylığı, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından AKP Gurup toplantısında açıklandı.

Toplantıda AKP Genel Başkanı ve Başbakan “Abdullah GÜL” ismini açıklamadan önce de İstanbul’daki balıkçıdan bile fikir aldığından söz etti ama 14 Nisan’dan hiç söz etmedi…

Ve kimlerle görüş alışverişinde bulunduğunu uzunca anlattıktan sonra “Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah GÜL kardeşimdir” dedi…

Ne anlam yüklerseniz yükleyin, ne yorumlarsanız yorumlayın, Abdullah GÜL adının açıklanması bir Kayseri’li olarak elbette gönlümüzü “Hoş” laştırıyor, yüreğimize “Heyecan” veriyor. Ben de aynı heyecanı duydum…

Aynı gün akşama doğru Ömer (SABAZ) Ağabeyimle AKP Kayseri İl Başkanlığına uğradım. Orada bulunanları kutladım. Birkaç tane acıbadem kurabiyesi de yedikten sonra, çıkarken Sayın Mustafa ÇELİK, göğüs cebindeki tomurcuk gülü çıkartıp benim göğüs cebime koydu… İsim açıklandıktan hemen sonra, Kayseri’nin her yerinde halka “Gül” dağıtıldı. O güllerden biriydi.

Gül, göğüs cebimde eve gittim…

Kapıdan içeri girince, göğüs cebimde taşıdığım “GÜL”ü anneme uzatım ve “Anacığım, bağ komşuyun oğlu Cumhurbaşkanı oluyor” dedim…

“Voooo… Abdulla mı?” tepkisini verdi hemen…

Annem 82 yaşında… Türkiye içinde görmediği yer yoktur. Avrupa’da da gezmediği ülke yoktur. Bir kere hacca, bir kere de umreye gitmiştir. 12 Eylül sonrası okuma-yazma kursu mezunudur. Kayseri’nin Hacıkılıç Mahallesi eşrafından Arabacı Mustafa (LÖK) Ağa’nın şımarık kızı -bu annemin kendi deyimidir- Emirağa Mahallesi eşrafından Kahveci Nuh Mehmet (PEKBAY) Ağa’nın gelini, Kazım PEKBAY tarafından şımartılmış –bu da kendi deyimidir- eşidir. Şimdi de oğlu İbrahim PEKBAY tarafından -yine kendi deyimi ile- şımartılmaktadır.

İşte kariyeri (!) bu olan annemim habere il tepkisi “Abdulla’nın hakkıydı” oldu…

Sordum “Ana, niye ‘hakkı’ onu anlamadım. Seçilerek gelinecek bir makama ‘Hak’ ile nasıl geliniyor? Padişahlık mı ki bu, babasından gelen bir ‘Hak’ olsun?”

Anamın cevabı çok duygusal… Hem sordu, hem cevabını verdi…

“Oğlum, Abdullah Başbakan olmadı mıydı? Başbakan’dı… Erdoğan geldi, elinden almadı mı? Aldı… Şimdi de Cumhur reislik onun hakkı…”

Devam etti…

“Şimdi anasını arasam da mübarek etsem… Küçüklüğünden beri bilirim, akıllı, tertipli çocuktu…”

Şimdi benim Kayseri’li olarak yaşadığım duygusallığı, bu kere annem ile beraber yaşıyoruz ama işin bir de öteki yüzü var… Bunu oturup anama anlatamam. O sadece “Abdulla’nın hakkıydı” düşüncesine takılı duruyor.

Acaba Abdullah GÜL, Cumhurbaşkanlığı görevine gelince AKP’li gibi mi davranacak, yoksa Türkiye’nin tümünü kucaklayacak mı?...

Dahası “Cumhur’a başkan seçiyoruz” başlıklı yazımda dediğim gibi, adını açıklayan ve sanki bir ikram gibi altın tepsi içinde Cumhurbaşkanlığını sunduğu izlenimini yaratma çabasında olan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın adlığı her karara “Onay” verecek kişi mi olacak?... İlk verdiği demecinde dediği gibi, Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğini taşıyan cumhuriyetimiz ile Atatürk ilke ve inkılâplarını korumaya yönelik davranışlar gösterecek mi?

Bunları da elbette “Yaşamadan” görmemiz mümkün değil.

25 NİSAN 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..