Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '18

 
Kategori
Güncel
 

" Ben Dilenci Değilim "

" Ben Dilenci Değilim "
 

Çaresizlik nedir?

İnsanın çıkış yolu bulamadığı, kendinizi aciz ve güvensiz hissettiği zamanlarda hissettiği  bir bıkkınlık ve vazgeçmişlik duygusu…

Başınıza kötü bir olay gelir ve bazen çözüm yalnız sizinle ilgili değildir. Sıkıntının ortadan kalkabilmesi için sizin dışınızdaki şartlarda değişme ve düzelme gerekir.

Bu konuda yetkiniz ve gücünüz olmadığı için durumu anlatmak, sesinizi duyurmak, sadece kendinizi değil, sizinle aynı durumda olan başkaları için de onurlu bir mücadele vermek istersiniz.

Gençseniz, hayalleriniz varsa, önünüzde yapmayı, yaşamayı hedeflediğiniz bir hayat varsa çaresizliği güçsüzlük olarak görürsünüz.

Hastalığınıza rağmen nefesinizi, belki de bacaklarınızdaki son kuvveti derde derman olacak birilerine duyurmak için, yanına gitmek için harcarsınız.

Ve onurunuzla ifade etmek istersiniz halinizi, dileğinizi, yardım talebinizi…

Onur nedir peki ?

Kişinin kendi varlığına, kendi kişiliğine karşı beslediği saygı, insanı insan yapan iç değer…

Haysiyet, izzetinefis yani…

Her insanda her yaşta aranılan, hiçbir durumda kaybedilmek istenmeyen, hayat boyu üstüne titrediğimiz değer…

Bir hasta olarak tedavi sürecinde yaşadığı sorunları ifade etmek, anlatmak için gelmişti cami çıkışına Dilek.

Bulunamayan ilaçlar yüzünden tedavi olamayan, tedavisi yarım kalan  kendisi  gibi  binlerce hastanın sesi olmak istemişti.

Onurlu bir ses olmak.

 Kendisinin ve benzerlerinin müşkülünü yüz yüze, muhatabının gözlerinin içine bakarak  anlatmak, anlaşılmak istemişti.

Genç bir kız ve öğretmen olmak isteyen bir üniversite öğrencisi olarak bunu başarabilecek özgüveni buldu kendinde  ve yaşadığı şehre  gelen dönemin bakanını bekledi konuşmak için.

Bırakın hastayı, sağlıklı bir insanın bile koruma çemberini aşıp bir bakanın yanına kadar gelebilmesi büyük başarıdır bizim gibi ülkelerde.

Dokunulamaz, konuşulamaz, ulaşılamaz kolay kolay.

O belki de içinde bulunduğu zorluğun verdiği güçle yaklaştı ve tam konuşmaya başlamıştı ki, bakan eline para tutuşturdu ve uzaklaştı yanından…

Dilek göz yaşları içinde tekrar yanına gelip, bakana “ Ben dilenci değilim “ diyerek parasını iade etti ve insanın vicdanını sızlatan şu sözleri söyledi.

“Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda “

Dilek Özçelik ne yazık ki aramızdan ayrılmış bugün.

Sesini duyurup, haber olduktan sonra kendisi için tedarik edilen ilaçlar onu yaşatmaya, iyileştirmeye yetmemiş.

Hem cesur hem de güzel yürekli Dilek'e Allah tan rahmet, ailesine başsağlığı dilerken şunu söylemek istedim.

İnsanlar paraya değer verir, değerli olduğunu da bilir ama her insan için en önemli değer, önce kendi değeridir.

Muhatap alınmak, dinlenmek, anlaşılmak ister.

Önce niyet, zaman ve sabır gereklidir  derde derman olmak için.

Para her şeyi çözer sanıyoruz ve para verince iyilik yaptığımızı…

Halbuki para vermek, hele de elimizde çokça varsa, iyilik yaptığımızı sanmanın ve kendimizi bu şekilde değerli ve erdemli hissetmenin en kolaya kaçmış, en kestirme yoludur.

Güle güle Dilek Özçelik.

Adın vicdanli, adaletli, onurlu ve dürüst insanların yüreğinde yaşadıkça ruhun şad olsun!

 

 
Toplam blog
: 115
: 830
Kayıt tarihi
: 18.11.12
 
 

1967 yılında İstanbul'da doğdum.Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden 1988 yılınd..