''Bey''e bir tarif gerek şimdi

Bize cazip gelsin diye, görülmemiş pembesini ikram ederler hani pamuk şekerin. Böyle anlarda bir koşu gidip, tanıdığımız satıcıdan daha önce tattığımız pembe pamuk şekerden bir tane alıp, o bize ikram edenlerin gözlerinin içine soka soka, ''baaaaaak benim pamuk şekerim daha tatlı, kendim aldım kendim'' dercesine afiyetle yiyelim. Kestirme yolları hep gündüz gözüyle, hep göz gözü gördüğü zamanlarda kullanalım. Malumunuz genelde ara sokak olur kestirmeler. Gece yürümemiz illa gerekliyse, adımlarımızı tanıyan yollardan geçelim. Güçlü olalım evet. Fiziksel güç ayrı bir güzellik olsa da şöyle dursun. Dursun dursun, marka gösterir gibi onu öne çıkarmanın bir anlamı yok. Bize pek faydası olmaz zaten onun. Saklayıp hiç göstermesek de olur o gücümüzü. İnsanın hayat gücü, her zaman zekasından, aklından beslenir ki bize hayat boyu lazım olacak olan da budur. Bizlere güzel örnek olan insanlara teşekkür ede ede, bize verdikleri GÜVEN için onlara saygılarımızı suna suna yürüyelim. Evet yürüyeceksek böyle insanlarla yürüyelim. Yürüyen merdivenleri boşverelim. Tam o anda hem sağlığımızı hem başka bir şeyi düşünelim. Yürüyen merdiven bazen bir samandır, altında yürüyen su aman amandır!!! Dikkat edelim. Varsın bize ''Yobaz'' desinler; değiliz. ''Yaşamıyorsun'' desinler; adam gibi yaşıyoruz; çıkar için onurumuzu, gururumuzu, şerefimizi, namusumuzu satmadan yaşıyoruz. Bazı insanlar bizi istediği şekle sokamamanın verdiği rahatsızlıkla, şekilden şekile girmeye devam edip, bize psikolojik baskılarını uygulamaya devam edeceklerdir. Etsinler, korkumuz yok çok şükür. Bu arada, ''Karşıya geçmek için, bir kez derin bir kuyunun içine düşeceksin'' demeye çalışan insanları da Allah'a havale etmeyi unutmayalım. İstedikleri kadar, istedikleri kuvvetle itmeye çalışsınlar bizi o kuyulara. Ben düşmedim, düşmüyorum, düşmeyeceğim de... İşte gerçek GÜÇ budur. Deveyi de gütmüyorum, diyardan da gitmiyorum. Hadi bakalım, el mi yaman, bey mi yaman? ''Bey''e de bir tarif gerek şimdi ama, neyse...(:

Serap ERSOY/Ruhum Güneşşşten