Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '07

 
Kategori
Tiyatro
 

" Büyük âşıkların sonuncusu "

" Büyük âşıkların sonuncusu "
 

Büyük âşıkların sonuncusu: Aldatmanın Maskesi...

Maskeler bizi aldatmak için mi vardır? Yoksa gerçeği saklamak için mi?

Her insan bazen birbirinden, çoğu zamansa kendinden bir şeyler saklar. Çeşit çeşit, renk renk, boy boy maskelerin arkasındadır gerçekler...

Bu operasyon son derece gizlidir: Kafaya takılan bir cümlenin, utanılan bir davranışın, küçücük bir ifadenin izleri vardır orada.

Birbirimizden sakladıklarımız arasında en çok yalanlar ve aldatmalar, kendimizden sakladıklarımız arasında ise utançlı, yanlış olduğunu düşündüğümüz, kendimizi yargıladığımız, hatırlandığında canımızı yakan şablonlar başı çeker.

Oysa her şey bir algılama biçimidir.

Siz hayata nasıl bakıyorsanız, hayat da size öyle bakıyor.

Siz hayat ne anlam yüklüyorsanız, yaşadıklarınız sizin için ne ifade ediyorsa, hayat da o anlama gelir.

Yaşadıklarımız, yaşantımızın yansımasından başka bir şey değildir çünkü...

Şimdi kendinizi şöyle hayal edin:

Genç yaşta evlendiniz ve 23 yıldır evliliğinizi başarıyla sürdürüyorsunuz.

Gurur duyduğunuz üç çocuğunuz, iyi kalpli anlayışlı bir eşiniz var.

Ama bu kadar yıl hiç kaçamak girişiminiz olmadı ve başka bir kadını öpmediniz.

Orta yaşı da yavaş yavaş doldurmanın çıplak gerçeğiyle, kafanıza birden ölüm düşüncesi yerleşiyor. Derken bu fikir giderek büyüyor, ölüm hayatınızın bir parçası oluyor.

İşte o zaman kendinize soruyorsunuz:

Hayatın tadını çıkardım mı?

Dolu dolu yaşadım mı?

Eşimin dışında başka bir kadınla beraber olmak nasıl bir şey acaba?

Hayatımda başarılı olabildi mi?

O halde sıkı durun. Belki de siz, “Büyük Âşıkların Sonuncusu”sunuz!...

Geçenlerde izlediğim bu tiyatro oyunu, maskeleri ve insanın içinde saklarken bile yıllarca haberi olmadığı, ancak bir anda yüz yüze geldiği en yakıcı gerçekleri düşündürdü.

Çapkınlık yapmaya karar vermeden önce, Barney Cashman’ın kahkaha dolu maceralarını izlemeye hazır mısınız?

Oyunda 47 yaşında, 23 yıllık evli Barney Chasman’ın rutin hayatının bir gününü olsun değiştirebilmek için yaptığı kaçamakların komik öyküsü anlatılıyor.

Barney bir lokanta sahibi ve ilk olarak lokantasında tanıştığı bir kadını evine getiriyor.

Son derece heyecanlı olan Barney’in, aldatmada “usta” diyebileceğimiz kadın karşısında eli ayağına dolanır.

Birçok erkek başka kadınlarla birlikte olmak, cinsel deneyim kazanmak istese de bununla yüz yüze geldiğinde farklı maskeleri ortaya çıkarır.

Kimisi hemen saldırıya geçerek karısını anında unutur, kimisi sevdiği kadını aldatamayacağını anlar ve vazgeçer. Nitekim Barney de karısını aldatmaz.

Ama genellikle Kazancakis’in “Zorba” adlı romanında değindiği gibi, “yalnız çalınmış etin tadı vardır”.

Barney karısını aldatmasa da ölüm ve başka bir kadın düşüncesi aklından çıkmaz. İkinci kadın uyuşturucu kullanan, hipi kılıklı, arkasında belalı bir âşık bırakmış olan genç bir kızdır.

Bu sefer de kendinden geçen Barney, karısının en yakın arkadaşlarından biriyle buluşur. Psikolojik olarak son derece rahatsız olan kadın, Barney’in kendiyle ve ilişkisiyle yüzleşmesini sağlar.

Modern zamanların yaşam pratiğinde yolunu şaşırmış kadın-erkek ilişkilerini eleştirirken, acemi bir çapkının komik hikâyesinin etrafında, aşk, cinsellik, kaçamak yapma fikri, nedenleri ve sonuçları, ilişkilerde tarafların beklentileri gibi pek çok konuyu çarpıcı bir dille aktarıyor.

Oyunun yazarı Neil Simon yazdığı 28 oyunla, Amerika’da en popüler yazar olma rekorunu da elinde bulunduruyor. Aldığı sekiz uluslararası ödül içinde “Pulitzer” ödülüne de sahip olan yazar için Time Dergisi şöyle yazmıştır: “Eğer Broadway’de bir kahkaha azizi için heykel dikilecek olsaydı Neil Simon’ın ki olurdu...”

Bazen doğrudan bir söz, anlayışlı bir bakış, yakıcı bir soru kendimize açılan kapılardan giriverir…

Hepimizin hayatında geçmişe dönük özlemler, keşkeler, pişmanlıklar vardır.

Yaşamımızın yalnızlığında bizimle birlikte yaşarlar.

Maskeler bir bir açılır, insan “kendi” olmanın, “kendini bilmenin” sokaklarında biraz daha yaklaşır benliğine.

Nice gizler, nice acı ve sevinçler yavaş yavaş ortaya çıkar.

Yüzümüzün, maskelerimin, ifadeler ve sözlerimizin arkasında sakladığımız şey, bazen bir anda ortaya çıkar.

Sevdiğinize ve kendinize biraz daha ulaştığınız anlardır bunlar.

Ülkü Tamer’in “Arkasında” adlı şiirindeki gibi:

"Şimdi bu ağacın arkasında sen mi varsın? Senin orada olmanı bildim. Sarmaşıklardan, göçlerden, tuzaklardan geldim:
Seni orada gördüm.
Şimdi sığ suların arkasında sen mi varsın? Benim küçük çadırlarım, bakır kuytulu otlarım senin dalgalarını bildi. Senin orada olmanı bildim.
Senin orada büyümeni gözetledim.
Şimdi tozların, seslerin arkasında sen mi varsın? Avucumdan öteki ülkelere inen, karıncaları, güneşi ürküten bir aydınlıktı... Senin o aydınlıkta olmanı bildim.
Şimdi çıplak saçlarının arkasında sen mi varsın? Bildim, bitmemizi bile kararlı kılan, kararsız kılan dokungan omuzlarını.
Şimdi soluğumun arkasında...
" [1]

Bir gün ağacın arkasında, sarmaşıkların, göçlerin, tuzakların ötesinde yer alır sevdiğiniz kişi. Ona orada görür, ulaşmaya çalışırsınız...

Bir gün sığ bir başka gün derin suların arkasındadır.

Küçük dalgalar kıyılarınıza vurmaya başlar. Onu oradan bilirsiniz...

Orada ve içinizde büyümesini gözetlersiniz.

Tozların, seslerin arkasında saklanırız çoğu zaman.

Ötekinin avuçlarını tuttuğumuzda, ellerimizden de tutup kendinizi ayağa kaldırırsınız.

Öteki ülkelere gider, karıncaları, güneşi ürküten bir aydınlıkta sevdiğinizle ve ötekinizle baş başa kalırsınız.

Parlattıkça parlar, solukların arkasında saklı olanı ortaya çıkarırsınız.

Her şey bir algılama biçimidir.

Siz hayata nasıl bakarsanız, hayat da size öyle bakar.

Siz hayat ne anlam yüklüyorsanız, yaşadıklarınız sizin için ne ifade ediyorsa, hayat da o anlama taşır.

Yaşadıklarımız, yaşantımızın yansımasından başka bir şey değildir çünkü...

Ve her maske, aslımıza ulaşmak için serüvenin başlangıcıdır...

[1] Ülkü Tamer, Yanardağın Üstündeki Kuş, YKY.

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..