Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

''Buz saraylarının prensi, gözünaydın taşınıyorum''

''Buz saraylarının prensi, gözünaydın taşınıyorum''
 

"Bugün pamuk kalbinden taşınıyorum"

Eşyalarımı bavuluma gelişigüzel doldururken fonda bu şarkı yankılanıyordu. O anki ruh halime uygun olarak.

Eşyalarım dediysem öyle pahada ağır olanlarından değil, ruhta ağır olanlarını, ruhuma ağır gelenlerini topluyorum. Topladıkça hafifleyeceğimi umarken, aksine daha da bir ağırlık çöküyordu üzerime.

Bir bir fırlatıyordum bavulun içerisine, anılarımı, hatıralarımı, acı tatlı günlerimi vs. vs.. Kısacası sana dair ne varsa her şeyi...

Elime aldığım her şey sendin. Bir taraftan topluyorum diğer taraftan gözlerimden sicim gibi yaşlar akıyordu.. Kimi zaman kızgınlıktan, kimi zaman kalbimin acısından... Engel olamıyordum göz yaşlarıma...

Sen ise öylece duruyordun buz kesmiş gibi... Olanlara seyirciydin sanki...

Aslında ben ilişkimizi daha çok ev sahibi-kiracı ilişkisine benzetiyordum. Sen ev sahibiydin ben kiracın.. Sen ısrarla çıkmamı istiyordun, ben ise inatla kalmak için biraz daha fazla kalmak için bahaneler arıyordum.

Oysa biliyordum bunların olacağını günün birinde ... Bu hazin sonu yaşayacağımı...

Oysa bulunduğum yerim küçücüktü..Razıydım ben bu küçük köşemde ömür boyu durmaya.Öyle büyük yerlerde gözüm yoktu, istemedim hiçbir zaman geniş mekanların bana ait olmasını..Buna bile razı olmadın...İstediğim her şey zor geldi sana..

İlk başlarda o küçücük yerim ne kadarda rahattı, sanki pamuklar içerisindeydim. O yüzden sana pamuk kalplim diyordum.. Oysa şimdi savunmasız, çaresiz halimi düşünmeden çıkmamda ısrar ediyordun.

Oysa ki biliyordun bir canlı için oksijensizlik ne demekse veya denizden çıkarılan bir balık için su ne demekse, benim içinde sensizliğin o olduğunu.. Yaşayamayacağımı, nefessiz kalacağımı biliyordun. Bile bile kıyıyordun bana.

Belki uzaktan izleyeceksin olanları. Yaşadıklarımı takip edeceksin.. Belki benim haberim olmayacak tüm bunlardan...

Üzülmeyecek misin, üzüldüğümü gördükçe, kahrolmayacak mısın ben her gün kahroldukça? Pamuk kalplim sen bu olamazsın...

Evet buz saraylarının prensi vakit ayrılık vakti. Artık taşınıyorum pamuk kalbinden. İstediğin buydu ve oluyordu.. Bakma öyle gözlerimin içine içine... Zorlanıyorum.... Arkamı dönüp gidemiyorum.

Ne denir böyle durumlarda bilemiyorum ki...

Hoşça kal mı?Kendine iyi bak mı?

Niye böyle diyeyim ki!!!

O benim iyiliğimi düşünüyor mu?

Sanırım "Gözünaydın" demek daha uygun olacaktı..

Hiçbirini diyemedim ... Sadece "ilaçlarının saatini kaçırma" çıktı ağzımdan. Sonra...... Sonra da....

"Hoşça kal doya doya öpüp koklayamadığım, sarılıp uyuyamadığım hoşça kal"

Diyebildim gözyaşlarımı içime akıtarak..

 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..