Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '13

 
Kategori
İlişkiler
 

“ Çocuğunuzu sokağa terk eder miydiniz? ”

“ Çocuğunuzu sokağa terk eder miydiniz? ”
 

SOKAĞA AT!...

Bu cümleyi söylemek ne kadar basitmiş insanoğlu için.

Beni hep sevmediğini düşünürdüm. Aramızdaki sevgi bağının hiç kurulmayacağına inanmıştım artık, ümidimin kırıldığı bir noktada.

Üç hafta biberonla iki saatte bir mama verdiğim o canlının. Üzerine titrediğim. Her şeyine özen gösterdiğim canlının. Beni neden sevmediğini? O sevgi bağının neden kurulmadığını? Sorguladım durdum, senin büyüme sürecin de. Elimi ısırdığın da “ne nankör bir varlık, nasıl yapar” demiştim?

Geçen fotoğraf makinemi karıştırırken benim çektiğim fotoğraflarını gördüm. Seni bazen cezalandırmak için balkona bırakırdım kapıyı kapatırdım ama sen patilerinle cama vurup içeri girmeye çalışırdın. Seni büyütmek zordu. Kavgalarımızı hatırlıyorum da. Patilerinle cama vurmanı, kapının ardında bekleyip sabırla seni almamı, benimle inatlaşmaların, yastığımı alıp balkona götürmen, kaşla göz arasında bütün eşyalarımı aşırman ve benim kızacağımı anlayınca gidip saklanman bu hallerini hatırladıkça seni daha çok özlüyorum.

Şimdi kaldığım yerde seni istemedikleri için ayrılmak zorunda kaldık.

Özür dilerim bir anda bütün düzenin alt üst oldu. Söz veriyorum en kısa zamanda seni tekrar alacağım yanıma. İçinde bulunduğum koşullardan dolayı geçici bir süre ayrı kalacağım. Senin için ne kadar zor ise benim için daha ağır ve zor. Barınakta bırakmak çok zordu. Seni çok özlüyorum.

Birde insanların şu sevimsiz sözleri yok mu? “kırma bu ya”

Kırma olmak senin suçun değil. Sırf kırma bir ırk olduğun için sokak köpeği diye itham edilmen ise biz insanların ayıbı.

Seninle yaşadığımız her şey bana bir kez daha, insan egemenliğinin hâkim olduğu dünya içerisinde, bir canlının hayatının ne kadar zor olduğunu. Ve yaşama hakkının elinden acımasızca nasıl alındığını anlamamı sağladı. Bunu bir insana yapmamak onların bu acımasızlığını masum gösteriyordu.Oysa sizlerde bizler gibi canlıydınız. Ve etten kemiktendiniz. Sadece şekliniz ve türünüz farklı diye; sizleri yok sayma ve yaşama hakkını sonlandırma hakkını veriyor muydu biz insanlara?

Bütün yaşadığım karmaşıklıkta insanların bana söylediği bir cümle vardı:

Nasıl bir vicdan ve ruh hali var ki bir insan: “sokağa bırak gitsin” der.

Bu cümleyi o kadar çok duydum ki. İşinize gelmediğinde en sıkıştığınız bir anda bir canlıyı sokağa bırakıp, onu terk etmek!....

Ben bunu vicdanen kabullenemedim. İnsanlığıma yakıştıramadım.

Seni asla bırakmam. Asla!... 

Hani beni sevmediğini düşünürdüm ya hep.

Akşam 21:00 de bıraktığınız bir canlı dış kapının arkasında sabaha kadar ayrılmadan sizi büyük bir sadakatle bekledi mi hiç?

Fakat seviyormuşsun bak. Beni sabaha kadar o kapının ardında ayrılmadan bekleyecek kadar çok seviyormuşsun. Kimse senin gibi beni sevmedi oğlum.

Hayvan sevgisine başka bir perspektifle bakmak gerektiğini biz insanlar maalesef idrak edemiyoruz hâlâ. Empatiduygusu bulunamayan cevaptır aslında, O da sizin bir çocuğunuz. Şimdi karşınızda duran canlıya kendi çocuğunuz gibi bakın. Ve şu sorunun cevabını verin: “onu sokağa bırakıp, onu terk eder misiniz?”

Karşınızda ki canlının bir hayvan olması bu sorunun cevabını asla değiştirmez.

Evet, şimdi cevap verin:

“ Çocuğunuzu sokağa bırakıp, terk eder miydiniz? “

Köpeğime ithafen. 4,5 aylık bir köpeğin annesiyim. Ve onu çok seviyorum.

Kırma olmasını umursamıyorum. “ Sadece onu sevmekle ilgileniyorum. “

Bilmem anlatabildim mi???

 

YAZAR:  GÜLHAN CEYLAN

 
Toplam blog
: 21
: 605
Kayıt tarihi
: 30.04.12
 
 

Yazar, köşe yazarı, gazeteci  ..