Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

''Dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini '' anlatamayanlar kaybedecek...

''Dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini '' anlatamayanlar kaybedecek...
 


Her zaman söylüyorum...Yazıyorum...Mesleği siyasetçi olan ve hazineden geçinmeliler,bu işi adam gibi yapacaklar...

Yoksa,bu ülkede tüyü bitmemiş yetimlerin, bu kişilerin yediklerinde,içtiklerinde gözü olur..

Bir insan dokunulmazlığının kaldırılmasını neden istemez ?..Yarası vardır ki gocunur !..Korkar...

Hele ''Ar duygusu '' varsa...

Rezil ,rüsva olmaktan...Çoluğun,çocuğun yüzüne nasıl bakacağından çekinebilir !..

Yargılanmaktan çekinir...Yargıdan korkar...

Ama bu vicdan fukaraları,dokunulmazlığı olmayan gariban vatandaşın en ufak hatasında,tepesine binmeyi de erdem sanarlar.

Muhalefet partilerinin,dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda sesleri çok cılız çıkıyor...Halbuki,koca bir referandum arefesindeyiz. Toplum arafatta ...Muhalefet silik...İktidardakiler, her yerde borazan öttürüyor...Çalışıyor...

Son pişmanlık fayda etmez...

Sonunda kazanıyorlar...

Yazın gölge hoş;kışın çuval boş...

Ne ekersen,onu biçersin...

Derdini söylemeyen derman bulamaz...vs..vs...

Atasözlerinden de ders çıkaramayanlar, umarım,okuldaşım,siyaset bilimci,sevgili Gürbüz Evren'in aşağıdaki yazısından ders çıkarırlar.

.........

24 Temmuz–5 Ağustos döneminde İzmir, İstanbul, Ankara arasında mekik dokudum. Afyon, Uşak, Manisa, Balıkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli gibi illerin yanı sıra birçok ilçe, belde ve köyden geçtim.

Otomobilimle 5 ya da 7 saatte alabileceğim mesafelerin süresi 13-14 saate çıktı. Çünkü yol boyunca çay, kahve molası ya da alış veriş için birçok kez durdum, karşılaştığım hemen herkesle konuştum.

Aslında her yolculukta böyle yaparım. Dinlenme tesislerinden çok, halkın gittiği kahvehaneleri, lokantaları tercih eder, yol kenarında sebze, meyve satan köylülerin yanına uğrarım. İyi bir ‘Siyaset Bilimci’ olmak halkı ve yaşadığı değişimi yakından izlemekten geçer. Bu nedenle halkın arasından hiç ayrılmam.

Son yolculuğum sırasında geçtiğim her yerde referandum konusunda halkın nabzını tutmaya çalıştım. ‘Evet’ oylarının açık ara olmasa bile önde gittiğini söyleyebilirim.

KIRSAL KESİME YANDAŞ MEDYA ULAŞIYOR

Özellikle kırsal kesimde iktidar yanlısı televizyon kanalları izleniyor. Şehirlerarası yolda cemaatin radyo kanallarından başka bir yayın dinlemek ise pek mümkün değil.

Bu kanalların haber bültenleri TSK’yı ve yüksek yargıyı hedef alan yalan haberlerle dolup taşıyor. Heronlar konusu bitiyor, Balyoz başlıyor. Ergenekon bitiyor, kafes başlıyor. Kime ait olduğu belirsiz telefon kayıtları bitiyor, ne olduğu belirsiz görüntü kayıtları başlıyor. YAŞ toplantıları Başbakan Erdoğan’ın tüm komutanlara ‘posta koyduğu’ görüşmelermiş gibi sunuluyor.

Her haber “İddia ediliyor”, “Öne sürülüyor”, “Söyleniyor” türü ifadelere dayandırılarak aktarılıyor. Her haberin sonunda da konu referanduma getiriliyor ve ‘Evet’ denildiği takdirde darbelerin önleneceği, hükümete karşı planlar yaptığı için terörün üstesinden gelemeyen TSK’nın hizaya gireceği, terörün biteceği, anaların ağlamayacağı anlatılıyor.

Kırsal kesimde yaşayan insanımız ne yazık ki bu yayınları izlemek zorunda kalıyor.

AKP ÖRGÜTLERİ ÇALIŞIYOR YA DİĞERLERİ…

Kahvehanelerde, lokantalarda Balyoz davasında 102 subay hakkında çıkartılan yakalama kararını konuşanları dinlediğimde de, YAŞ krizini değerlendirenleri sorguladığımda da üzülerek gördüm ki insanımız yalanlardan, iftiralardan etkileniyor. Bilinci yalan bombardımanı altındaki insanımızda “AKP anayasayı değiştirip memleketi ilerletmek istiyor, komutanlar karşı çıkıp, darbe yapmaya çalışıyor” düşüncesi egemen olmuş.

Ama bu insanlarla oturup, gerçekleri anlattığınızda, örneğin neden dokunulmazlıklar kalkmıyor diye sorduğunuzda bile düşünceleri değişmeye başlıyor. Muhalefet partilerinin örgütleri gidilmedik yer bırakmayarak, üstelik aynı yere birkaç kez giderek insanımıza gerçeği anlatmalı.

Peki, bu yapılıyor mu? Geçtiğim yerleşim birimlerinde böylesi bir çalışmaya maalesef rastlamadım. Özellikle CHP örgütlerinin herhangi bir etkinliğini göremedim. Anlaşılan ‘Kemal Kılıçdaroğlu gezecek, konuşacak her şey güzel olacak’ düşüncesi bu partinin örgütlerinde yerleşmiş.

Buna karşılık AKP örgütlerinin hemen her yerde çalıştığını görmek beni hiç şaşırtmadı.

Polatlı girişindeki büfeden su alırken konuştuğum insanlardan, Emirdağ sapağında koyun sürüsünü otlatan çobanlardan, Afyon girişindeki akaryakıt istasyonunun pompacılarından, Banaz’daki kahvehanede konuştuğum emeklilerden, Kula’da durduğum fırının önündeki yaşlılardan, Salihli-Turgutlu arasında, yol kenarında üzüm satanlardan, Hisarüstü’nde Topçular’a geçmek için feribot bekleyen kamyonculardan, Ulubat Gölü çevresindeki köftecilerde çalışanlardan, Susurluk yakınlarındaki ayçiçeği tarlalarının sahiplerinden, Akhisar yolunda kavun satanlardan, Manisa çıkışında minibüs bekleyen köylülerden edindiğim izlenim, referandum sonucunun ‘Evet’ olabileceği yönünde.

‘HAYIR’ DİYENLER DE ANADOLU İNSANINA GİTMELİ

Konuştuğum vatandaşların ortak özelliği, yandaş medyanın yalan ve iftira bombardımanı maruz kalmaları. Ama insanımızın anlatılanlara tam olarak inanmadığını da hissettim. Çok hassas bir denge var. Birilerinin kendilerini adam yerine koyup başka şeyler söylemesini bekliyor gibiler.

Görünen o ki, 12 Eylül’e kadar bu yalan ve iftira bombardımanı artarak sürecek. Yeni saldırıların yapılacağı TSK ve bu kuruma sahip çıkanlar darbeci, Başbakan Erdoğan ise mağdur ve kahraman olarak gösterilecek.

Yol boyunca dilim damağıma yapışıncaya kadar konuştuğum Anadolu insanı duyduğu doğrular karşısında ‘Vay namussuzlar, S…… kanalında, Y…. televizyonunda hiç bunları anlatmıyorlar’ diye tepki gösteriyor. Tam sayıyı bilemiyorum, 150 ya da 200 kişiyle konuştum, düşüncelerinin değiştiğini gördüm. Ya konuşamadığım milyonlar ne olacak ?..

Bir somut örnekle kazanılacak insanlar, çok kolay kaybediliyor. Durum ülkenin batısında böyleyken, diğer bölgeleri varın siz düşünün. * -

* Gürbüz Evren -Odatv.com-

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..