''Günce Blog Abla'dan inciler !.. ''

- Sevgili günlük, seni çok severim bilirsin... Aklıma geliverdin bugün...

- Buyur sahip !.. Emrindeyim...

- Günce Blog Abla, çoktandır seninle muhabbet etmiyorduk... Özlemişim yahu !..

- Günce Blog Abla mı ?.. Hocam bir âlemsin !.. Çok hoşuma gitti bu müstear:) Ben de seni özledim; ama uğradığın yok !..

- Bak geldim işte!.. Sana resimli gazeteler de getirdim... Acıkınca yersin...

- Sağolasın... Çok iyisindir bilirim...

- Şimdi müsaade edersen senin blog sayfalarına bir kaç günce karalayacağım...

- Buyur hocam !.. Tükkan senin... Zülf-i Yâre de dokunabilirsin...

* * * * *

- Hımmm..Mevveeet !..

Okuduğum haberlerde, kuyruk acısı olan yazılarda, ülkedeki fesatların gündem yaratma çabalarında, yeni kaşınanların kaşağı özlemlerini algıladığımda, aklıma geldi de değişik bir şeyler karalayayım istedim...

Okuduklarımdan dersler çıkarırım.. Bu hususta sevgili günlüğümün meşhur anektodları ve ünlü sözleri yazılarıma destek olur...

Atasözlerimiz uzun deneyimler( Yenilen kazıklar ) sonucunda yazılmıştır...

O sözlerin her biri, yol haritamız, el fenerimizdir...

Şimdi taşı gediğine koyanlarla başlayalım bakalım...

* * * * * * *

Eşeği toya çağımışlar; ya oduna, ya suya demiş...

Davet edilmeyen yere, davulcuyla zurnacı gidermiş...

Anasına bak, kızını al; kumaşına bak bezini al...

Asil azmaz, bal  kokmaz; kokarsa yağ kokar; aslı ayrandır.

Kursak, kavurgasını ister...

Dişi köpek kuyruğunu sallamazsa, erkek köpek ardından gitmez...

Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü...

Fazla yüz verirsen astar ister...

Madem küstün blogdan ayrıldın ; şimdi neden döndün, ''dönek ''  derler adama...

'' Sildim '' diyerek dolduruşa getirme arkadaşını; deve kuşu oldun silmediğin anlaşılıyor haberin yok...

Madama bak madama; yorumunda sırıtıyor adama...

Dost dediğin, dar günde belli olur... Duvarındaki şehit haberinden gocunan bizden değildir...

Tilki derisinden post; sanal üçkağıtçıdan dost olmaz...

Gerçeğinden ne fayda gördük ki sanalından yarar olsun...

Verme kişiye aslından fazla değer; kısa sürede azar, sırtına sarar eski semer...

Köpeklerin diliyle denizler kirlenmez...

Erkek adam, tâife-i nisa içre kabadayılık yapmaz... Hesabını özel görür maça sıkmaz.

Sanalda sayfam var diye gerinip yerinme; bir üfürüklük canın var sevinme...

Kişi, layık olduğu muameleyi görür...

Pişmiş aşa su katma ; gece sırtın açık yatma...

Kem söz ve kötü tavır kişinin aynasıdır.

Bana arkadaşını göster;senin ne mal olduğunu söyleyeyim...

Görgüsüze(?) beylik vermişler; önce anasını kesmiş...

* * * * * * * *

Kazak Abdalı da çok severim... Asırlar öncesinde, toplumun nabzını tutmuştur...

Biraz benden; biraz Kazak Abdaldan...

Eşeği saldım çayıra / Otlaya karnın doyura/ Gördüğü düşü hayra yoranın da...

Münkir münafıkın soyu / Yıktı harap etti köyü / Mezarına bir tas suyu / Dökenin de...

Derince kazın kuyusun/ İnim inim inilesin/ Kefen dikmeye iğnesin/ Verenin de ...

Dağdan tahta indirenin / Iskatına oturanın / Hizmetini bitirenin / eniştesinin de ...

Müfsidin bir de gammazın / Mali vardır da yemezin / abdestsiz namaz kılanın da...

Kazak abdal nutk eyledi / Cümle halkı dahleyledi /  Sorarlarsa kim söyledi / Soranın da ...

........

- Teşekkürler Günce Blog Abla...Yine görüşürüz...

- Güle güle sahip her zaman beklerim...

 - :)