''Hastalık hastaları ve Tıp dünyasındaki ahlâksızlıklar...''

Karamsar insanlar kara bir perdeye benzerler; güneşli aydınlık-şen ortamları sevmediklerinden, aydınlıkları karatmak için görevlerini (?) icra ederler.

Şen insanlar ise güneşe benzerler; girdikleri ortama ışık ve neş’e saçarlar.

Tehlikeli hastalıkların altında yatan en büyük etken ise işte bu  karamsar ruh halleridir.

…………

Ülkemizde hastane polikliniklerinde incelemeler yaparak  master tezı hazırlayan bir öğrencimin binlerce denek üzerinde yaptığı anket taramaları sonucunda ortaya çıkan anafikir çok ürkütücüydü. Özetle belirtmem gerekirse:

1-Eğitimsiz insanlarımızın çoğu mahalle baskısıyla ‘hastalık hastası ‘ olmuşlardı. Komşu komşuya baka baka kararmış ve  kendini aşırı dinlemeler sonucunda, çoğunluğu kadın olan denekler, gerçekten hasta olmadıkları halde hastanelere  koşmuşlardı.

2-Diplomalı ya da diplomasız cahillerin, ‘bilinçsiz beslenme ve yaşam tarzı bozuklukları ‘nedeniyle başlayan hastalıklarının, tek çözümünün ilaç kullanma olduğu kanısıyla, hastane kapılarını zorlamaları ülke ekonomisinde ciddi çöküşlere neden oluyordu.

3-İlaç tüccarlarının ve bunlarla ortak çalışan bazı tüccar hekimlerin(?) ortak çete oluşturmaları sonucunda bu bilinçsiz kitle, zoraki tahlil ve testlere tabi tutularak  av olarak (kazanç kapısı-yolunacak kaz) kullanılmaktaydı. TV’de yapılan bir açık oturumda, Prof.Dr.Münci Kalayoğlu gibi  saygın tıp otoriteleri de bu denetimsiz gidişi ve bozulmayı açıkça anlatıyorlardı.(Malatya T.Özal Tıp Merkezinde yaşanan son kürtaj, rüşvet  ve tecavüz olaylarını, başhekim mertebesinde Prof .Dr.ve sevgilisi Doç.Dr.ortaklığında yapıldığı düşünüldüğünde toplumun geldiği noktayı siz düşünün.Tutuklanan zanlıkarın, tesbiti yapılan banka hesaplarındaki, 3-4 trilyonluk servet de çok düşündürücüydü)

4-Bu hastalık hastalarının, spordan ve bilinçli beslenmeden kopuk oldukları kesindi ve çoğunluğu da depresyon ilacı-sigara gibi uyuşturucu kullandıkları tesbit edilmişti.

5-Toplumun aşırı içe dönmesiyle ve yoksulluk sınırının nüfusumuzun yüzde elli sınırlarına ulaşması, aynı oranda  hastalık hastalarının çoğalmasına neden olmuştu.

…..

*Akademi dünyasında, birçok trajik olayı ortaya döken bu tezler, toplumsal yaralara merhem olacak yerde, üniversite arşivlerinin tozlu raflarında kendi haline terk edilmiştir.

*Güneş balçıkla sıvanarak bazı ilaç ve tıp sektörü, genç ve bencil trilyonerler yetiştirmektedir.

* Devlet istatistikleri bikinili bayana benzemektedir. En hassas bölgeleri gizlemektedir. Bu anlayış,kanayan yarayı gizlemektedir; terk edilmelidir.

Kıssadan hisse : Eğitimsizlik ve yoksulluk hayali hastalıkları körükler ve okumuşların istismarıyla birlikte, ülke ekonomisini çökertir.

***************