Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '08

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

''İstanbul gibi Keriman Halis...''

''İstanbul gibi Keriman Halis...''
 

İstanbul musun güzeller güzeli ?..


Erkek olarak, bir güzellik kraliçesiyle yan yana durduğunuzda ya da O'nu kollarınıza alıp dans ederken neler hissedersiniz ?..

''Çok şeeey !..'' dediğinizi duyar gibiyim...

Vücudunuzda bir elektrik akımının , şerârelerinin gel-gitler yaptığını ;hoş bir voltajın dayanılmaz zevk veren keyfini yaşar mısınız ?..

''Evveeettt !..''

Farzedelim, Keriman Halis ,dünya güzeli seçilmiş ve sevincinin coşkusunu ilk kez sizin de olduğunuz bir ekiple, paylaşmak istiyor...

O güzeller güzeli kadın , ceylân gibi süzgün bakışlar akşederek tek ayağı üzerinde sıçrayıp size gülümseyerek yaklaşıyor...

Saçlarını yana devirmiş; kollarını da açmış...Ağır çekimlerle âdeta uçarcasına size koşuyor...

Nefesini ve teninin kokusunu hissediyorsunuz...

Ve siz titreyen kollarınızı bir kartalın kanatları gibi açarak ,gözleriniz yumuk, kafanız biraz yamuk, kraliçeye sarılacağınız o ömre bedel ânı, olduğunuz yere çakılmışcasına bekliyorsunuz...


Gözlerinizi açamıyorsunuz;ama yanınızdan bir silüetin uçup geçtiğini anlıyorsunuz...

Ama heyhat !..Kollarınız boşlukta kalıyor...Yanınızdan geçen meleğin rüzgarıyla serinliyorsunuz...

Korkunç bir yanılgı içindesiniz !..Kraliçe sizin kollarınızın arasında değil...

Tek gözünüzü açıp baktığınızda...O güzeller güzeli kadın, çirkin, bodur, sıska ve tarama özürlü birinin kollarında !..

Halbuki ne kadar da umutlanmıştınız değil mi ?..

''Hayret yahu !..Halbuki, Keriman, benim gözümün içine bakıyordu canım !..''

''Nasıl oldu da bu güdük ve kadük magandanın kollarına koştu gitti !..Adaletin bu mu dünya !..''

Diye sızlanırken, omzunuza bir el dokunur ve boynunda altın zincirli ,bir başka sıska maganda der ki :

'' Arkadaş eski camlar bardak oldu !..Kihhh..Kiiih !..(Baş parmağıyla işâret parmağının uçlarını üfeleyerek ) Şimdi her şeyin başı para !..Para her kapıyı açıyor !..

Senin yeşil gözlerinin, uzun boyunun ,- klârk çekmelerinin- bir anlamı yok !..

Derûni ,feylezofî yazılar yazıyormuşsun, ''Çok tıklanıyormuşsun '' Kimin umurunda ?..

Bu güzelin sponsoru da ; dostu da Cüllap Cüzzam Efendi'dir...''

Şaşırıp kalırsınız ;hattâ sizi efkâr bile basabilir...

''Eee arkadaş, armudun iyisini ayılar yer !..'' deyip avunursunuz belki...

Benim bir kraliçeyle özdeşleştirdiğim ve hayalimdeki sihirli güzel kadın :İstanbul'dur...

Aslında kraliçe ,yanlış seçim yaptığını, kimlerin kucağına düştüğünü yıllar sonra anlayacaktır...

Ve çook koca değiştirir !..Hiçbiri O'nu mutlu edemez...

O'nu bize tanıtan,muhteşem Sultan Mehmet Hân da çoktan göçetmiştir...

Seneler geçer ve bir gün kraliçeyi beli bükülmüş ve yıpranmış olarak gördüğünüzde,üzülür ; belki de şöyle mırıldanırsınız :

'' Hey güzeller güzeli !..Ne hâle gelmişsin !...Aaahhh !..

Minâren yıkılmış,kubben hâlâ yerinde ;ama sen böyle mi olmalıydın ?..

Keşke benim kollarımda olsaydın !..Senin o gönül çalan güzelliğine halel getirtir miydim ?..''

.............

Ben de aklıma takıldıkça, fırsat buldukça gelip gezmeyi çok sevdiğim İstanbul'umda ,her seferinde değişik duygular içerisinde kalırım...

Nedendir bilmem !..Bu gelişimde, İstanbul'u dünya güzeli Keriman Halis'e benzettim...

Keriman Halis'in sonu ne oldu bilemiyorum...Benimki tamamen asil bir güzellik yönüyle benzetme...

Dünya kraliçesi bir şehr-i İstanbul...Eşi benzeri hâlâ yok !..

Ama zengin kocaya kanıp dünyasını karartan bir kraliçe...

Halbuki O'nu kraliçeliğine yakışır bir durumda, daha da yüceltecek şehireminleriyle evlenebilirdi diye düşündüm...

Ah siyâset ve para !..Sen kimlerin günahına girmedin ki !..

O güzelin badem gözleri (Tarihi cami kubbeleri ) bulutlanmış, katarakt olmuş...

(Beton canavarlar arasında silinmiş )

Nazenin bedeni (Boğaz silüeti ) ince beliyle yine yerinde duruyor ;ama sırtındaki yük O'nu yormuş.

(Dev tankerlerin boğazda çıban gibi duruşları,pervasızca geçişleri ) )

Dev korumaları olan Hisarlar, Fenerler ve Ceneviz Kalesi tüm ihtişamıyla bu dul kraliçenin ''Kılına halel gelmemesi için '' teyakkuz halindeler...

İki adet inci gerdanlık takmışlar;ama o güzelin mermer gerdanında kırışıklar çoğalmış...
......

Boğaz turumu sona erdirdiğim Anadolu Feneri'nden yukarılara çıktığımda ,Ceneviz Kalesinin bulunduğu mekan harikaydı...

Manzara müthiş heyecan vericiydi...Çünkü kuşbakışı,boğazın Karadeniz'le kucaklaşmasını izliyordum...

Her dünyalının görmesi gereken bir manzara !..Ecdâdına dualar ettirecek bir görüntü...

Ve her Türk vatandaşı buradan boğaza mutlaka bir kez olsun bakmalı...

Didişmeleri bırakıp, kararan ruhlarını arıtarak Cennetin yakınında olduğunu hissetmeli !..
.........

Minareleri yine kılıç gibi; bu imanlı güzele hep sahip çıkmak istiyor...

Tüm antik eserleriyle,kiliseleriyle kraliçenin asaletini ve hoşgörüsünü simgeliyor... Barışı kucaklamış...

''Asil azmıyor; bal kokmuyor...''

Yine platonik bir aşkla cebelleşiyorum...Keriman Halis'e benzettiğim İstanbul, nazenin bedeniyle bana bakarak fısıldıyor:

''Resimle beni, anlat beni !.. Bende aşk tükenmedi !..Sev beni !..''

diyerek esrarlı bakışları hiç değişmeyen güzelliğiyle bana bakıyordu...

Ben de orta yaşlı kraliçenin baş döndürücü teninin kokusunu hissederek Orhan Veli misali ''İstanbul'u dinliyorum...Gözlerim kapalı !..'' yol alıyorum...

Yine elimde fotoğraf makinem...Geziyorum...Yazıyorum...Resimliyorum...

Askeri müzede tarihi bir kez daha yaşayıp, Mehteran Bölüğünün çaldığı marşların verdiği ruh serinliğiyle İstanbul'un mermer beyazı omuzlarından aşağı doğru iniyorum...

Yarın Âşiyan'da buluşacağım, Keriman Halis 'le...

Tevfik Fikret'in ''SİS ''şiirini O'ndan dinleyeceğim...








,

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..