Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Şubat '16

 
Kategori
Felsefe
 

" Kadınlar, kuluçka Tavuğu değildir."

" Kadınlar, kuluçka Tavuğu değildir."
 

Yaşamın her sahnesinde baş rolde kadın ve erkeğin gözünde kadın!


Hanımlar; bizler her şeyi ama her şeyi değiştirecek güce sahibiz. Ama bu özel vasfımızı köreltmiş, toplumu oluşturan her bireyin tek tek bizim elimizden geçtiğini unutmuşuz.
 
YARADILIŞ-VAROLUŞ: Yaradılışta zeka insanoğluna bahşedilirken cinsiyet ayırmamış. Zekanın deneyimlerle arttığını, pratik işlevlerle hızlandığını henüz hiçbir kitap yazmazken, İnsanlık tarihinin ilk çağlarında yaşam savaşı verirken öğrenmişiz. Cinsiyetine göre farklı yaşam alanlarında dünyaya gelmedik. Bir cinsin diğer cinsin boşluğunu doldurduğunu da biliyoruz. O halde kiminle neyin üstünlüklerini tartışıyor insan zekası bunu anlamış değilim.
 
BİR BAŞKA DEYİŞLE: Hakimiyet kayıtsız şartsız doğanındır. Yaşam mücadelesinde ayakta kalabilen üstündür fikrinden yola çıkan insanoğlu, kendi içinde karşı cinsin zayıf noktalarını kullanarak üstünlük yaratmaya çalışmış, her fırsatta zeka kavramını bertaraf edip, diğer canlılarla bir tutmuştur farkında olmadan kendini. Ve insanlık tarihinde erkek cinsi, kadını, neslini devam ettirme aracı olarak kullanmıştır.
 
KADIN DAİMA KULLANILMIŞTIR: Kadın, erkek cinsin doğada ayakta kalabilmesi için malzeme haline getirilmiş ve kadının en zayıf halkası doğurganlığını kullanılmıştır. Oysa sağlıklı nesiller elde edebilmek için kadının daha hassas ve itinayla korunması gerektiğini hiçbir zaman düşünmemiştir. Kadını bu narin zamanlarında, şiddetle, psikolojik baskılarla
sindirmiş, üstelik bir de namus göstergesi olarak da kullanmıştır.
 
KAFESE KONAN KADINLAR: Sosyalleşen insanoğlu modernleştikçe kadını soyutlamış, olması gerekenin tam tersine kafeste ve örtünün altında saklayarak hem hormonlarını kontrol altına almaya çalışmış, hem de kuluçka olarak kullanmıştır. Canlı türlerinin içerisinde genele bakıldığında erkek cins gösterişli -göz alıcı - dır. İnsanoğlu da bu görsel zarafeti dişisin de taşır. Dişi cinse hassas davranmak için diğer bir sebebi teşkil eder bu ama; insanoğlunun erkek cinsi bunu abartmış dişisini yaşam ortamından uzaklaştırmak için tabiri caizse kafesler ardına atmıştır. Sözüm ona kadını himayesine almış, kadını korumanın bu doğa dışı örneğini sergilemiştir binlerce yıl…
 
Kıskançlığını kontrol altına almanın yolu olarak bu en saçma ve en kestirme yolu seçmiştir. Onun da düşünen canlı olduğunu unutmuş, saçma sapan yakıştırmalar yaparak kendi zayıf noktalarına -nefsine- bu şekilde hakim olmaya çalışmıştır.
 
KADIN VE TİCARET: Daha da ileri gitmiş, kadını hem cinslerine bir ticari mal gibi satmaya kalmıştır. Daha daha ileri gitmiş bazı gruplar onlardan zevk aracı olarak yararlanırken harem oluşturmuştur. Fiziksel artısını kullanıp kadınlar üzerinde oluşturduğu korkunç baskıyla, onun kültürel bağlamda gelişmesine izin vermemiştir. İkinci sınıf canlı olarak nitelendirmiş bir de bunu, manevi, sözüm ona kurallara bağlamıştır.
 
ERKEĞİN ÜSTÜNLÜĞÜ MÜ ?Saraylar da şatolar da dünya yüzeyinde her yerde kadın artık erkeğin hegemonyasında saklıdır. Erkek onu ister çiçeklerle bezeyerek kullanır, ister tekme tokat şiddet uygular kullanır. Öyle veya böyle kullanır işte. Ya da canı sıkılır, doğduğu an kendisini de dokuz ay karnında taşıyıp dünyaya getirenin kadın olduğunu unutup, henüz onu bebekken kızgın kumlara gömer. Anlayamadığım tek şey göme göme bu cinsi tüketebileceği, dolayısıyla da kendini tüketebileceği acaba aklına gelmemiş midir.
 
AH O NANKÖRLER: Onun da yolu vardır; damızlık ayırır… Osmanlı sarayların da harem unsuru, Anadolu toprakların da araç olmuştur. Doksan küsur yıl evvel Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından enkazın altından yeni bir oluşum olarak yapılandırılmış Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Kadınlara dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen, kadınların ellerinden binlerce yıl evvel alınan haklarla birlikte bir çok haklar verilmiştir. Fakat, üzülerek beyan ediyorum ki hemcinslerim arasında ne olduğunu, nereden geldiğini, hangi şartlarda yaşatıldığını unutan nankörler var ki geriye dönmek için ısrarla akılsız söylemlerde bulunup saçma sapan yaptıklarını savunuyorlar. 21. yüzyılın başlarında halâ daha erkek cinsin, yasaların, yobaz zihniyetlerin katlettiği kadınlar var.
 
BU DÜZEN :Bunun yanısıra bilim insanı, sanatçı, iş kadını, siyasetçi kadınlarımız da var. Birine şükrederken diğerine ne yapacağımızı da bilemiyoruz aynı zamanda. Kısacası halâ daha aşağı yukarı tükürmeye devam ediyor. Bu düzensiz düzeni düzenlemek için bir yol bulamıyoruz.Bu bir kısır döngü olmamalı…
 
Toplam blog
: 23
: 124
Kayıt tarihi
: 09.02.16
 
 

Zonguldak da doğdum,  Bartın'lıyım,Evli, iki erkek çocuk annesiyim. Büyük oğlum Türkçe öğretmeni, k..