Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '08

 
Kategori
Mizah
 

''MB Cennet Mahallesi,(6.)-nişan töreni-

''MB Cennet Mahallesi,(6.)-nişan töreni-
 

Dedenin kararlı ve onurlu duruşu , beni çok ürkütmüştü.Tüfeğini ani bir hareketle üzerimize doğrultmuştu.Benim için sözün bittiği ;çarelerin ''çaresiz ''kaldığı bir durumdu.Beni, artık kimse kurtaramazdı. MB.Mahallesinin YAT'tan ve uçaktan inen yüzlerce seçkin MB Blog yazarları , adeta donup kalmıştı.

Halbuki hava sıcak ve nemliydi !..Fakat, aniden hiç beklenilmeyen bir şey olmuştu.

Metin'in muhteşem YAT'ından gelen DİKKAATT !..Sesiyle birlikte, arkasından gelen gür ve muhteşem bir ''Mehter Marşı ''Başlamıştı...

''Ey şanlı orduuu !..Ey şanlı askeerr !..Haydin gazanfer... Ummanu saf der !...Bir elde kalkannn !...Bir elde hançer...Alaaah, Allaaah !...''

Marşı duyan dedenin silahı aşağı inmiş, adam esas duruşta çakı gibi selama geçmişti. Sütre gerisine geçen köylüler de mevzilerinden yavaş yavaş çıkıp şaşkın bakışlarla, bir bize ;bir de Dede'ye bakıyorlardı.

Metin Abimin YAT'ına baktığımda, kaptan köşkünde Murat Hocanın elinde bayrak sallayarak tempo tuttuğunu görmüştüm .Okan Kardeşim de beyaz bir bayrak sallayarak ''Yerinde Say!..''yapıyordu.

Talip Abi uçağının gönderine, bayrak çekiyor;tüm MB Cennet Mahallesi konukları da alkışla tempo tutuyorlardı.

Sahil Güvenlik Botları da açıkta demirlemişler; bu muhteşem manzarayı göz yaşlarıyla izliyorlardı !..

Ben, şaşkınlığımı üzerimden atar atmaz YAT'a tırmanıp Murat Hoca'ya ''Neler olduğunu ?'' Soruvermiştim. O da:''Sus ''işareti yaparak'' Cep telefonundaki Mehter Marşını çaldığını;yani (A )planını uyguladığını söyleyivermişti.

Tam o sırada Dede'nin çok yakınına paraşütle iniş yapan Ahmet Balcı'nın , Yakamoz Murat'la birlikte, Dedeyi aniden omuzlara aldıklarına tanık olmuştum.Sabiş Abla da hemen yanlarında tempo tutarak yürüyünce, tüm MB Cennet Mahalle'si halkı, anında organize olarak Dede'yi taşıyan ekibin arkasından muhteşem yürüyüşlerine başlamışlardı.

Müstakbel kayınpederim de ''Kaz Adımlarıyla '' önde yürüyor ve sözlümün yengesi Shalimar Hanım, herkese yol gösteriyordu.Manzaradan haberdar olan kaymakamlık yetkilileri de ''Acele '' ibareli yazılarla İç İşleri Bakanlığını haberdar ederek ''Tehlikeli ''bir durum olmadığını ''Arzediyorlardı. ''

Sözlümün evinin önüne geldiğimizde iki katlı şirin bahçeli evlerinin sundurmalarında yüzlerce genç-yaşlı kadının milli giysilerini giyerek bizleri ''Huşu'' içerisinde beklediklerini görmüştüm. Hatta, sözlümüm de bana el salladığını da söylemeden edemeyecektim...

Dede, büyük bir itina ile omuzlardan indirilince, aniden bahçedeki iri odun kütüğünün üzerine, 95'lik yaşına aldırmadan, çekirge gibi çıkıverdi.Belli ki nutuk atacaktı...Ve aldı sözü Dede:

''Değerli yurttaşlarım!..Kahraman evlatlarım...Bugün çok muhteşem bir gündüürrr !..Kore'de savaşan kahraman gardaşlarımız küffarı talan eylemüştüüür !..Sizlerin de bu zaferde payınız böyüüktür!..(Alkışlar)

Gazanız mübarek olsuunn !..Şimdi bu zaferi kutlamak için hepücüğünüzü evimize davet ediyoruuummm !...(Alkışlar)


Dede'nin, lafı fazla uzatmaması için insanlık ve hoşgörü abidesi, Meral Yağcıoğlu Ablamızın devreye girmesi gerekiyordu.Bu da (B)planıydı...Tüm organizasyonun beyni olan Esma Kahraman ''Kaş-göz'' işaretleriyle bir orkestra şefi gibi DÜNÜR senaryosunu kusursuz organize ediyordu.O'nun bir işaretiyle,

Meral Abla, bir kuğu gibi süzülerek Dedenin karşısına çıktı ve ''Gözlerini süzerek'',

''Kahraman beyefendi, bizler sizinle gurur duyuyoruz...Haydi artık evinize girelim...Ha ne dersiniz ?..''

''Emriniz olur ey periveş, gül yüzlü hanımefendi...Önden buyrun lütfen !..''

Meral Abla'nın yanında, Sevda Işıklı , September Özlem, Sema Güzel, Yağmur Zamanı, Özlem Akaydın, Alyosa Ablalarım çift sıra yer alarak birer- nedime- hassasiyetiyle yürüyüşe geçmişler ve '' Bayan misafir odasına'' yönelmişlerdi.

Emekli Deprem Eski Genel Müdürü, MB Mahallesi'nin muhtar vekili , İsmail Yıldırım Amca, Talip Bölükbaşı ve Necip Köni Abimin yanına giderek DÜNÜR MÜTEVELLİ HEY'ETİ''nin tam listesini uzatmıştı.

(C) Planı gereğince bunların yanısıra, Kız Evi'ne girecekler listesinde:Murat Ertaş Hocam, sağdıçım Okan Tınmaz, yengem Sabiş, Ohannis Abi, Erol Işık Abi, Arif Öğütçü, Ahmet Balcı ve Ayrıntıda Gezinmek Ablam gireceklerdi.

Ben de bir köşeye büzüşecektim !..Şekerpınarı Kardeşim ile Moonligt öğretmenim, hizmet organizasyonunda görev alacaklardı.Küçüklük arkadaşım, Özgün Kaplama , hediyeleri toparlayarak Dilek Ç. Ablamla dayanışma içinde, Shalimar Abla'ya ve müstakbel kayınvalideme takdim edeceklerdi.

'Yaşam Çiçekleri ''Abla da çiçekleri koruma, kollama ve teslimden sorumluydu.Yekruseha , Mine Sevinçoğlu Ablamla birlikte görüşmeler sırasında konu sıkıntısı çekilirse muhabbete dahil olacaklardı.Hatta, DilekÇ. Ablamın ortamı rahatlaması için arasıra kahkaha atması da plan dahilindeydi.

Ve işte beklediğimiz an gelmişti...Dede, resmi ünifarmasını fırçalatıp, lavanta sürünerek odaya girdiğinde herkes ayağa kalkmıştı. O'nun bir el hareketiyle oturuvermiştik.

Bu kutsal tören başlamadan önce Nursen Ablanın, Japonya'dan sevgilerini, selamlarını ileten telgrafı okunmuştu.Kız Evini temsil eden Dünür Cemaati de karşıda ''Saaf...Saaf '' dizilmişlerdi... Muhtar vekili İsmail Amca, konuya giriverdi.

''Eee...Gazi Mürteza Pipirikli Amca !.. Nasılsın, iyi misin ? Çoluk çocuk, culuk, civciv , davar, inek, horoz, ördek, yenge, ev havalisi iyidir inşallah !...

Dede, aniden ayağa fırlayıp aldı sözü:

''Eyidir...Evlat...davar , inek dedin de.. Aklıma geliverdi...Bir gün Kore 'de Kunuri'de düşman tam annaçtan saldırmış geliyor idüüü...Hemen dalıvermiştim karşıdaki davar ahırına...''

Baktı ki söz uzayacaktı... Meral Ablam göz süzerek Devreye giriverdi...

''Eeee..Şeey...Nasılsınız Yiğit ve de Gazi Mürteza Pipirikli Beyefediii ?..Çoluk, çocuk, davar, mavar, teyze, çocuk iyidir inşallah !..''

Aldı sözü dede...

''Teyze rahmatlık olalı çook oldu...Şimdi benim evlenmem lazım...Yahu hanımefendüü !..Siz bekar mısınız ?..''

Aldı sözü Meral Ablam,

'' Eeee. Şeey...tabi , Allah yazarsa olur elbet...''

Dede bu söz üzerine kıkırdamaya başladı...

''Kih...Kihhh...Biz ne güne duruyoruk ?..Kihhh...''

Necip Köni Abi aldı sözü...

''Efendim, bizim buraya gelmemizin sebebi hikmeti...Allahın emri, Peygamberin Kavliyle torununuz Mahinur Hanımı oğlumuz Mesut'a...''

Dede hemen sözü kesti...

''Yahu Mesut dedin de aklıma geldi...Askerde Mesut adında bir komutanım var idüüü!...''

Murat Hoca müdahale etti.

''Dedeciğim, bakın köylerimiz yakın, ocağımızın dumanı karışır...Bizim Mesut, küçücük bir maydanoz kadardı...Şimdi dal budak saldı.Artık baş göz etsek...''

Arif Öğütçü Abi , hiddetle sözü aldı...

''Sayın Gazimiz, Ulu Pipirikli Dedemiz !..Ver şu kızı da artık gurtulak...Bu ne çile Ya Rabbim !..''

Deyince kız tarafının herifleri , aniden ayağa kalkıp elleri hançerlerinde, Dede'den gelecek tepkiyi beklediler...

Dede, Meral Hanım'ı ufaktan keserekten bıyıklarını da burmaya başlamıştı. Aldı sözü Dede...

''Yahu ağzınızda geveleyip duruyorsunuz...Yani siz şimdi benim biricik torunum , Mahinur'u bu çelimsiz herife mi istemeye geldiniz?..''

Bayanlar dışardan erkekler içerden KORO halinde :

''Evet !..Evet !..Şimdi bildin!.. Haydi ver şu kızı !..Dedeeee...''

Dede aniden ayağa kalktı ve gözlerini kısarak camdan ufka bakarken, konuşuvermişti:

''Allahın emriyle kızı veririm bu sıskaya !..Emmeee...bir şartım vaar !...''

Koro :

''Haydi söyle !..Söyle !..''

''Ben de Aha şu garşımda duran dünya gözeli Maral Hanım'i isterem !...İşte o zaman kızı verdim gettüüü !...''

Herkes, Meral Ablam'a bakınca, O'nun gözlerinden bir damla yaşın yere yuvarlanıp ''Beyaz Bir İnciye '' dönüştüğüne tanık olmuştuk...Ahşap evin halı zemini inci taneleriyle dolmuştu...Ablam aldı sözü...

''Hele bir düşünek !...Ama önce kızınızı oğlumuza 'Heee !..''deyiniz...

Dede ayağa fırlayıp,

''Oleeeeyy...Ollleeyyy !...Diye bağırınca , Necip Köni Abi güçlü kollarıyla O'nu havada yakalayıp Ahmet Balcıyla Murat Hocanın arasına oturtuverdi...Okan ve Metin Abiler ellerinde Fenerbahçe bayraklarıyla hazırola geçmişlerdi.

Dede sonunda konuştu:

''Verdim kızı be...Allah hayırlı etsin...Haydee !...''

Ortalık aniden mahşeri cümbüşe dönmüştü...Herkes birbirini kucaklıyor öpüyor, dışardan bayanların çığlıklarına Dilek Ç Ablamın kahkahaları karışıyordu.Sözlüm, Mahinur bütün güzelliğiyle odaya bir güneş gibi doğmuştu.

Kahveleri sunarken, Şekerpınarı da arkasından kolonya-Şeker ve çikolata sunuyor;Moonligt 1 öğretmenim, September Özlem, Sevda Işıklı Ablam da Necip Köni Abimin Talip Abimle ortak aldıkları İstanbul mamülü ''Babyloon ''çikolataları dağıtmaya başlamışlardı.

Sabiş ve Halide Ablam ellerindeki altın tepside yüzüklerimizi getirivermişlerdi.Emoş ve Ayrıntıda Gezinmek;Emel Dedeoğlu ;Yolun Diğer Yarısı Ablalarım da sevinçle coşmuşlar, Ohannis Abimin gramofonundan gelen Ankara MiSKET'ini çok güzel oynamaya başlamışlardı.

Cansın Erol Ablam da tüm şıklığıyla Ahmet Abimin yanında yerini almış;Zeynep Gülay Ablamla karşılıklı gülüşüyorlardı.Okan ve Metin Abim, Kankam Yakamoz Murat Abim'le bir tarafta ''Harmandalı'' oynamaya başlamışlardı.

Dede de diz kırarak Harmandalı'ya eşlik ediyor; Meral Ablamın karşısında bütün hünerlerini sunuyordu !..

Yüzüklerimizi takan Necip Köni ve Talip Abilerim ''Hammasi '' bir konuşmayla birlikte kırmızı kurdelemizi birlikte kesmişlerdi.Nişan yüzüklerimiz takılırken günün anlam ve önemine dem vuran Murat Hocamın ve Sevda Işıklı Ablamın şiirleri gecemize ayrı bir renk katmıştı.

Evciler Köyündeki akrabalarımın, nişan törenimizin şerefine , ''Ramazan Topuyla '' gerçekleştirdikleri '' Yirmi bir pare top atışları '' başlamıştı. Benim bu yazıdaki ''atışlarım '' top atışlarının yanında sönük kalmıştı !..
..........

Metin Abimin YAT'ı muhteşem konuklarıyla beraber köpükler saçarak MB Cennet Mahallesine doğru yönelirken semada süzülerek uçan THK'nın renkli uçakları da mutluluğumuza renk katıyordu.Bugüne kadar ormanlarımıza can veren Türk Kuşu'nun, Atatürk Resimli Uçakları yeni ve uğurlu bir olayı muştuluyordu.

Arif Öğütçü Abimle Meral Ablam, ''Nişan Olayı''nın muzaffer komutanı olarak hararetle tebrik ediliyorlardı.Karşı sahilde kalıp bizi ellerinde mendilleriyle savuşturan müstakbel akrabalarım, benim gibi bir damatları olduğu için de gururla el sallıyorlardı.

Dönüşümüz sırasında, YAT güvertesinde, yüzlerce MB Cennet Mahallesi Halkının kolkola halay çekişleri görmeye değerdi.Murat Hoca'mın halay başını çektiği Ata Bar'ı ;Neci Köni Abimin, Ahmet Balcı Abimle karşılıklı yaptıkları ''Kekliği Düz ovada Avlarlar Oyunu'' tüm konukları iyice coşturmuştu.

YAT'ımızın kaptanı ve sahibi armatör, Metin Abimin discokey olarak görevlendirdiği Okan Tınmaz Abimin çaldığı Kafkas Oyunlarında Sabiş Abla tüm marifetlerini sergiliyordu...Ve böylece bendeniz muradıma ermiş oluyordum...

.............

MB Cennet Mahallesi'nin asil insanları, bir garibin daha yuvasını yapmanın huzuru ve kıvancıyla yeni bir günün doğuşunu selamlıyorlar ve ''Pehlivan Tefrikasını '' da aşan ''Kız İsteme '' merasiminden kurtuldukları için de Tanrı'ya dualar ediyorlardı...

Bu arada , mahallemizde bulunan, MUharip Gaziler Derneği'nden aldığım bilgilere göre bizim DEDE'nin Kore Gaziliğiyle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını öğrenmiştim.Geçirdiği bunalımlarının ve yaşlılığının etkisiyle kendisini kahraman bir gazi olduğunu sanan sevimli bir ihtiyardı...
............

Sabahın ilk ışıklarıyla canlanan, MB Cennet Mahallesi, yeni maceralara yelken açmaya hazırlanıyordu...

......
(Devam edecek)

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..