Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '11

 
Kategori
Deneme
 

" Orda bir köy var uzakta "

" Orda bir köy var uzakta "
 

Biz ailece şehirde yaşıyoruz. Yalnız dayımlar köyde yaşıyorlar. Yazın okullar tatil olunca ara sıra annemle birlikte köye gidiyoruz. Dayımların kaldığı köy dağlık ve birazda ormanlıktır. Tertemiz havası, tatlı billur gibi suları vardır. Köyün iki ayrı yerinde çeşmeler vardır. Köy kadınları helkeleriyle gelip bu çeşmelerden sularını alıyorlar. Öyle bizim gibi suya para filanda vermiyorlar. 

Bir ara ben de çeşme başına gittim, ellerimi iyicene yıkadıktan sonra avuçlarımla kana kana su içtim. Nedenli temiz ve berrak bir tatlı su. Bu çeşme sularına benzeyen, bir ara geçmiş yazlarda yine annemle Adana’ya giderken Torosların eteklerinde Şeker Pınarı diye bir çeşme vardı. Oranın suyu gibi tatlı ve hoştu. Bu pınardan da avuçlarımla kana kana sularından içmiştim bir türlü doyamadım. Köydeki bu çeşmelerini görünce Şeker Pınar’ı anımsadım. 

Köy değip geçmemek gerekir. Hani edebiyatımızda köylerimizi anlatan bir şiir vardı, bunu okul kitaplarımızda da okumuştum. Yanılmıyorsam yazarı Ahmet Kutsi TECER ustadır. İlkokulda öğrenci olduğum sıralarda bir öğretmenimiz bu güzelim şiiri defterlerimize yazdırmış ve ezberden okurduk. Hatta okulda öğrenci arkadaşlarımızla birlikte söylediğimiz bir türkü gibi: 

Orda bir köy var uzakta  

O köy bizim köyümüzdür 

Gitsekte, gitmesekte  

O köy bizim köyümüzdür. 

+++ 

Orda bir ev var uzakta  

O ev bizim evimizdir 

Yat sakta yatma sakta  

O ev bizim evimizdir 

*** 

Orda bir dağ var uzakta  

O dağ bizim dağımızdır 

Çıksakta çıkmasakta  

O dağ bizim dağımızdır.  

Anlatmaya çalıştığım bu köyde bir okul, bir cami bir de ufak biri bakkaliye dükkânı vardır. Ayrıca köylülerin gelip sohbet ettikleri bir de köy kahvesi vardır. Bir ara dayımlarla kahveye ben de gittim, yaşım küçük olduğu için fazla oturmadım. Kahvenin duvarlarında başta Atatürk olmak üzere Türk büyüklerinin fotoğrafları vardı. Bir başka duvarda şanlı ay yıldızlı bayrağımız ve Türkiye haritası asılı duruyordu. Doğrusu bunları görünce gururlandım. Köylülerimizin ve Atatürk sevgisine hayran kaldım. Hele bir başka duvarda özenle hazırlanan bir Çanakkale Savaşlarını ve askerlerini gösteren bir başka tablo vardı, görülmeğe değerdi. 

Dayımların kaldıkları köy çok güzel ve şirindir. O köyde kuzenlerim de vardır. Köye gidince beni gezdiriyorlar, onları çok seviyorum. Ben de onları evimize davet ediyor ve şehirde gezdiriyorum. Geçenlerde bize gelmişlerdi, onlarla birlikte sinemaya gitmiştik. Şehirde okullar, kütüphaneler, spor ve oyun alanları, fabrika, alış ve iş merkezleri, marketler olsa da köyler kadar rahat ve şirin değildir. Köyde hayat bir başkadır. Sabahlayın güneş doğunca kuzu ve öten horoz sesleri insanı mutlu diyor. 

Yazın harman yerinde dedemin, anneannemin çalışmalarını görünce imreniyorum. Anneannem nasırlı elleriyle inek sağıyor, dedem bağdan üzüm, incir topluyor. Öte yanda bir başka bahçede yumruk gibi kıpkırmızı domatesler, patlıcanlar, salatalık, yeşil soğan ve maydanoz gibi sebze ve meyveler bu köyde yetişiyor. Öte yanda koca koca karpuzlar, tatlı tatlı bal gibi kavunlar geliyor. Tarladaki ayçiçekleri bir başka güzel, köylüler bu çiçeklere güne bakan diyorlar. Bu sevimli çiçekler tarlada adeta bizimle dans ediyorlar. 

Bir de dayımların sevimli insan canlısı Karabaş diye bir de köpekleri var, Karabaş’ı anlatmak çok zor. Bu köyde Karabaşı çok sevdim. Onunla adeta arkadaş olduk, vefalı cana yakın bir hayvana benziyor. Şehirde öyle köpekler var ama Karabaş kadar cana yakın görmedim. Üstelik boynunda zinciri, tasması da yok. Şehir havası beni hiç sarmıyor ve şehirden sıkılıyorum. Apartmanlar sıkışık ve yan yana. Kimi yerlerde sokaklar çok dar. Caddeler insanlarla, arabalarla dolu, trafik alabildiğine yoğun, şehrin havası da kirli ve gürültü çok. Hep köyde kalmayı tercih ederim... 

Şehirlerin bütün imkânları olsa da, köylerde kalmayı, köylerde yaşamayı daha çok severim. İlerde öğretmen olur, köylerde kalmayı ve buralarda görev yapmayı tercih ederim. Okulların tatile girmesini dört gözle bekliyorum, dayımın Akpınar Köyü’nü yemyeşil ormanlarını, bağlarını, bahçelerini, çam kokan ağaçlarını, çeşmelerini soğuk sularını bir daha gidip görmek isterim. Sabahın erken saatlerinde öten horozların sesini, koyun, kuzu seslerini ve en çok sadık dostum Karabaşı özledim, bir daha yanıma alıp o dağ köyünde gezmek isterim.Son söz olarak, köy hayatı şehirden daha güzeldir diyebilirim. 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..