Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '07

 
Kategori
Mizah
 

''Oruç yiyen adamın sonu...''

''Oruç yiyen adamın sonu...''
 

Vatandaş Rükneddin, Ramazan aylarında orucunu tutar, sahura kalkar, ara sıra Teravih Namazlarını da icra eder, inancını yerine getirmekten de çok ama çok mutlu olurdu...

Ama bu yıl, Ramazan Ayının ortalarında başı dönmeye başlamış, gözü de fazla kararır olmuştu...
''Yaşlanmaya başladım''dedi kendi kendine...

Dairesinden ''Sevk Kağıdını''aldı ve doktorun yolunu tuttu....

Doktor, Rükneddin'in halini beğenmedi...Labaratuvar tetkikleri istedi...Tabi ki o gün, oruç tutamadı...

Sonuçlar pek iç açıcı değildi...Şeker problemi, tansiyon sorunu vardı...

''Allah günah yazmaz ''dedi...Vücuduna eziyet etmemeyi kararlaştırdı...''Seneye tutarım''dedi...

İlaçlarını almadan önce karnını doyurması gerekiyordu...Simitçiden iki simit aldı...

Pakete sardı ve otobüs durağına geldi...Otobüs de bir hayli gecikmişti...

Gizlice paketin içinden bir parça simit kopararak ağzına atıverdi...

Tam ''Gevelemeye''başlamıştı ki...Semtinin halk otobüsü önünde duruverdi...

Rükneddin, ağzındaki simit parçasını yiyerek otobüse adımını atmıştı ki...

Çember sakallı kaptan aniden kükredi :

''-Dur Yolcu...Mübarek gün oruç yiyorsun ! Utan, utann..İn aşağı mel'un dedi !''

Rükneddin direndi, inmek istemedi...Kaptan, kükreyerek üstüne hışımla yürüdü...

Ceketinden tutup kapıya doğru sürükledi...

''-Ulan burası Müslüman otobüsü...Oruç yiyenlere burada yer yok ! '' diye haykırdı...

Yolculardan bir gurup acıyarak müdahale ettiler...

''-Bu seferlik affet abisi...Bir daha yapmaz...Bırak evine gitsin ''dediler...

Yolcular ikiye bölündü...Oruç yiyenler ve yemeyenler arasındaki didişme ''İtişmeye''dönüştü...

Hatta, bazıları :''Burası , Türkiye Cumhuriyeti beyefendi, hatırlatırız'' bile dediler...

Olay büyümeden , Rükneddin ve taraftarlarının ''Muzafferiyetiyle'' konu kapanıverdi...

Otobüs büyük bir ''Homurtuyla'' yoluna devam ederken, son simit parçası da mideye inmişti...

Yolcular derin bir sessizlikle duraklarında inmeye başladılar...Bazıları, inerken ''Homurdanıyordu''

Rükneddin, semt durağında indi ve derin bir ''Ohh...''çekti...Haline ''Şükretti...''

Bu arada, otobüsün plakasını da kaydetmek için ''Cep telefonuna el attı...''
................

''-Aman Allahım...! Cep telefonum yerinde yok...! Çalmışlar...!''diye haykırdı...

Çevredekiler, O'nu duymamazlıktan geldiler...Hırsızlık, çok ''Kanıksanmıştı...''

Hele ki ''Cep hırsızlığı..'' , ''Vak'a-i Adiyyedendi''...Basit günlük bir olaydı...

Otobüsteki ''Didişme ''sırasında , telefonunu ''Çarptırmıştı...''

Hem de koskoca İstanbul'da....Hem de Ramazan Ayında...

Rükneddin, buna da ''Şükür ''dedi...Ya canından olsaydı...

''Verilmiş sadakam varmış ''dedi ve simit paketini saklayarak evinin yolunu tuttu..
 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..