Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '13

 
Kategori
Futbol
 

“Renklerin kardeşliği” alanlardan statlara doğru mu? (12 Numara'dan çağrı...)

 “Renklerin kardeşliği” alanlardan statlara doğru mu? (12 Numara'dan çağrı...)
 

Son yıllarda, özellikle “Büyükler”in maçları kavga-gürültüyle eşdeğer oldu. Taraftarlar, “toplumsal bilinç”ten yoksun “boş kafa”larca birbirine düşman edildi. Rakibinin formasını giyeni gören, "kırmızı görmüş boğa" misali rakip futbolsevere saldırdı.

Kuşku yok ki, böylesi bir ortamda aradan sıyrılan, bundan “menfaat” sağlayan çok oldu. “Menfaat”, bir geçim kaynağı, “itibar” sağlamak düzeyine ulaşırsa, amaca da ulaşılır.

Dünya kimin umurunda?

Taksim Gezi Parkı direnişi, "farklı renkleri" bir araya topladı. Bunda iktidar gücüne karşı bir tepki vardı. Amaç bir olunca, “renk farklılığı” da kendiliğinden ortadan kalkmıştı.

Futbol da bunun dışında kalamazdı.

"Renklerin kardeşliği” denen, güzel/ renkli görüntüler çıktı ortaya.

Taraftarlardan olumlu mesajlar geldi. Daha önce, Beşiktaş’ın maçlarını Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynaması gündeme gelince, aşırı tepkiler olmuştu. Ama şimdi, “sanal ortam”da olumlu çağrılar yapılıyor. İşin içine Galatasaraylı taraftarlar da girdi, “Bize, Arena'ya gelin!” çağrıları, umut verici olarak görülüyor.

*****

Fenerbahçe’nin taraftar grubu “12 Numara”, dün “Tarihi Çağrı” yaptı:

Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki Süper Kupa maçı, Olimpiyat Stadı'nda  oynatılsın.

Maçta, polis gücü olmasın.

Yöneticileri de aramıza almayalım.

Tribünlerde karışık oturalım.

Beşiktaş taraftarı (Çarşı diyelim buna, TÇ) da konuk olarak gelsin.


Amaç ne?

“Gezi Parkı'nda gösterilen direnç ve kardeşliği bir adım daha taşımak.”

“12 Numara”, kendi çağrısına nasıl bakıyor?

“Çağrımız ilk başta gülünç gelebilir. İlk önemli maçta ya da yöneticilerin açıklamaları sonrasında bu yapının bozulacağı öngörülebilir.”

Çağrının gerçekleşme olsalığı ne?

“... biz taraftarlar olarak; bundan sonraki her olayda sağduyu sahibi olur, yöneticilerin önümüze geçmesine izin vermezsek başarabiliriz.”

*****

Olumlu her çağrı, gelecek için bir umut verir. 

Ya, "soru çengeli"nde asılı duranlar?

Toplumsal bir tepkiyle sağlanan birlikteliği statlarda sağlamak/ sürdürmek, o kadar kolay mı?

Arkadaşlık düzeyinde sağlanan birliktelikler, onbinlerin içinde nasıl sağlanacak?

Kendi takımı ilgili yapılan “en masum” eleştiriyi bile kendine “sövgü” sayan “hastalar”, o kalabalıklar içinde nasıl rahat duracak?

Yaşananlar göz önünde tutulursa, çağrıya uyarak yapılmak istenenlerin sonrasında ortaya çıkacak olumsuzlukların sorumluluğunu hükümet/ devlet alabilir mi?

Şimdiye kadar, alışık olmadığımız çağrılar, “sanal ortam”dan “gerçek ortama” iner, yaşarlık kazanır mı?

Soruların yanıtı bir yana, önemli olan, taraftarların “birlikte maç seyretme” anlayışını benimseyecek düzeye gelmiş olması... dedelerinin anılarda kalan o eski günleri bugünlere taşıma istek ve özlemleri...

Bu, bugün hemen olmasa bile...

Buna yarın için "zemin" hazırlayıcı olarak bakılmalı.

Çağrı/lar olumlu...

Bundan sonra yapılacaklar, bu çağrılara yaşarlık kazandırmaktır.

“Renklerin kardeşliği” alanlardan statlara yönelmeli, oralarda da yaşanmalı.

Zor mu?

Zoru kolaya çevirmek, işi başarmaktır; yoksa kolayın ardından herkes koşar!.

Bugün olmazsa yarın!..

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..