Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '09

 
Kategori
Sinema
 

''Sokak Kızı İrma 'yı'' arıyorum...

''Sokak Kızı İrma 'yı'' arıyorum...
 

Resim alıntıdır...


Paris'te bir sokak kızıdır İrma...Neş'eli ,canlı;hayat doludur...Bir de dans eder ki insanı mest eder...

Kendi dünyasına kapanan erkeklere, adetâ psikolojik tedâvi uygular...

Hemen de ayağa kaldırır...Hayatla barışık eder insanı..

Kimdir bu Sokak Kızı İrma ?..

Asıl adı Shirley...diye başlar...

Adı gibi büyüleyici...Bakışlarıyla eritendir O ...

Tabi ki bir film yıldızı...Ankara'nın ayaz gecelerinde girdiğimiz sıcak sinema salonlarında, içimizi ısıtan filmler...

Aşk,heyecan,macera,kan,gözyaşı,vurgun,cinayet,komedi,insan sevgisi,sanatın en yüceleri burada...

''Frigo buuuzzz !..''.....''Taze kavrulmuş mısır !..''....''İçine leblebi doldurduğumuz gazozlar !..''

Bir zamanlar sinema vardı...

Spaghetti westernlerini sever misiniz ?.. Ben çok severim...Fırsat bulduğumda da izlerim...

Onlar, sinema tarihinin eşine az rastlanır örnekleridir...

İyi ki TRT 1 diye bir kanalımız var da her pazar saat 10.00 sıralarında western filmlerini izleme olanağı bulabiliyoruz...

Orada, genellikle Amerikan westernleri yayınlanıyor; ama arada sırada spaghetti olanlar da çıkıyor...

Bu filmler beni çocukluğuma götürüyor...O zamanlarda içimiz dışımız westerndi...

Texas, Tom Miks, Zagor, Pecos Bill okur,sinemada da kovboy filmleri izlerdik...

Sevgililerimizin,Tommiks'in kız arkadaşı, Suzi gibi kınalı yapıncak ,örük saçlı ;çilli bir kız olmasını arzu ederdik...

Sonra,kovboy filmleri modası geçti ;seks filmleri modası başladı...

Aslında ''komedi tarzı seks filmlerini '' de İtalyanlar başlattı,muhteşem güzelliğiyle Edwige Fenech halâ unutulmazlar arasındadır.

Ergenlik dönemimizde, rüyalarımızı,hayâllerimizi süsleyen bir âfet'ti O !..

Neyse, gelelim spaghetti westernlere...

Spaghetti westernleri ,1960 larda İtalya'da çekilen,İtalyan yapımcı ve yönetmenlerinin o yıllarda moda olan Amerikan western filmlerini taklit ederek ortaya çıkmıştır...

Bir kısmı da İspanya'da çekilmiştir...Çekilen yüzlerce filmin içinde bir kısmı oldukça başarılı olmuştur...

Bu moda 1970 ortalarına kadar devam etmiştir.Genelde ucuz yapımlardır,intikam,cinayet,soygun temaları işlerler.

Müzikleri de Amerikan westernlerinden farklıdır...

Müziklerini unutamıyorum...Şimdi bile dinlediğimde,gözümün önüne gofret kokan sinema salonları gelir...

Ankara'nın Kızılay ve Ulus semtleri ,sinemaların merkeziydi...

Ulus, ortadirek ve liseli öğrencileri kucaklardı ;Kızılay ise ,daha elit insanların gezip eğlendiği mekânlardı...


Hele bir ULUS Sineması vardı ki opera kalitesinde, özel giyimli insanların ziyaret ettiği mükemmel bir sinemaydı...

Bir filmin, 2 ay boyunca,kapalı gişe oynadığını bilirim...

Fırsattan istifade,sinema önünde, karaborsa bilet satıp okul harçlığımızı çıkarırdık...Örneğin:

Sokak Kızı İrma...Sevgili Öğretmenim...Rüzgâr Gibi Geçti...Doktor Jivago...Kuduz...Kaptan Grant 'ın Çocukları...vb.Haftalarca afişleri inmezdi...

Siyahî sevimli oyuncu,Sidney Poitier, en çok Kader Bağlayınca (The Defiant Ones), Sevgili Öğretmenim (To Sir, with Love) ve Gecenin Sıcağında (In the Heat of the Night) filmlerindeki rolleriyle, sinemada unutulmaz yerini almıştı...

Lise yıllarımda izlediğim Sevgili Öğretmenim filmi,beni tıp hayallerimden koparıp Edebiyat Öğretmeni olmama neden olmuştu...Öğretmenliği yücelten bir film olarak, pedagojik eğitimde de rolü çok büyüktü...

Dr.Jivago,dört mevsimde çekilmiş;uzun ve yorucu günlerin sonunda doğanın tüm renklerinin sunulduğu müthiş bir film olmuştu...Ömer Şerif için de sanatın zirvesine çıkışı muştuluyordu...


"Sokak Kızı Irma" bir Fransız müzikalinden alınmıştı... Bu 'şarkısız müzikal' Paris'te bir sokak yosmasının öyküsünü anlatıyordu...

Vaktiyle bizde de Gülriz Sururi'nin harika oyunuyla oynanan bir müzikalden alınan film, sonuç olarak yönetmen ,Wilder'in en iyilerinden değil, ama Shirley Mac- Laine- Jack Lemmon ikilisinin oyunlarıyla kendisini rahatça izletiyordu...

Filmden çıktığınızda mükemmel bir terapi etkisi bırakıyordu...

Rüzgar Gibi Geçti filmiyle aşkların en gizemlisini;sanatın en dorukta olan bir yapıtını izlemiştik...

Genç yetişkinler,delikanlılar,kızlar filmdeki kahramanlar gibi saç modeli yaptırıp gezerlerdi...


Bugün hâlâ büyük bir keyfle dinlenilen müziğiyle de ön plâna çıkan İyi, Kötü ve Çirkin (İtalyanca: Il buono, il brutto, il cattivo), 1966 yapımı Sergio Leone'nin yönettiği Western filmidir.

Hârika fon müziğiyle,Bir Avuç Dolar (1964) ve Birkaç Dolar İçin (1965) filmleriyle başlayan üçlemenin sonuncusudur.

Clint Eastwood
bu filmde Golden Laurel ödüllerinde en iyi aksiyon performansı dalında ikinciliğe lâyık görülmüştür.

Sergio Leone 'nin yönetmenliğini yaptığı Clint Eastwood, Lee Van Cleef'in başrollerini paylaştıkları dünyanın sayılı "best western" ünvanını alan, western klasiklerine oturmuş, 1965 tarihli bir film...

Özellikle el indio karakteri unutulmazlardan olmuştu...

Filmin kötü karakteri indio'nun müzik çalan köstekli bir saati vardır... Müzik bitinceye kadar düşmanına yaşama şansı tanır...Kendisi de aynı şekilde öldürülür filmde...

Film çok tutunca, filmden bir yıl sonra Sergio Leone, Clint Eastwood ve Lee Van Cleef ile İyi, Kötü ,Çirkin'i çekmiştir. Ekip, gerçekten de dünyanın, en unutulmaz filmlerini ortaya koymuşlardır.

Lee Van Cleef 'in, Commandos filmi de unutulmazlardandır...

Guillianna Gemma (Montgomery Vood ) da filmdeki eşkiya ,Fernando Şhanso ile birlikte İtalyan Sinemasını ''çakma kovboy'' tiplemeleriyle şahlandırıyordu...Kötü adamın komik halleri bile,bir başka keyifliydi...

Ülkemizde,''Yavru ile Kâtip '' adı altında gösterilen İtalyan komedi -kovboy filmlerindeki (Cisco İngressia ve Franco Franchi ) karakterleri sevmemizde,Erol Günaydın ile merhum Altan Erbulak 'ın seslendirmelerinin rolü çok büyüktür...

Fimin bir sahnesinde ,Yavru karakterinin, '' Okumam yazmam yok ya ;Kayseriliyim !..''diye seslendirilmesinde kopmuştuk.

O yıllarda, Türk Tiyatrosu da Muammer Karacay'la CİBÂLİ KARAKOL'uyla zirvelerdeydi...

Ankara'lılar yaz geceleri sabahlara kadar gezer eğlenirlerdi...Şimdi öyle mi ?..

Ahhh!..O günler aaahh !..

Tabi ,o günlerde, Lui De Funnes 'leri;Fantoma Filmlerini ve daha birçok eğlenceli sinema dünyasını aktarmak isterdik ama yerimiz dar...:)


Sevdiğiniz film müzikleri için :http://fizy.org/yPz959lc8j@y


 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..