Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '11

 
Kategori
Siyaset
 

Uyanık ve acemi siyasetçiler...

  Uyanık ve acemi siyasetçiler...
 

Aklıma şöyle bir soru geliyor.

CHP ile SHP, SHP çatısı altında birleşseydi Başbakan CHP nin geçmişinin hesabını yine Kılıçdaroğlu'ndan sorar mıydı?

Bu sorunun cevabını vermeden önce biraz geriye gidip, gelişmeleri hatırlayalım.

Bilindiği gibi 12 Eylül ihtilalinden sonra MGK 16 Ekim 1981 yılında bütün partilerle birlikte CHP yi de kapattı. 12 Eylülden sonra kurulan  sol kesim partilerinden SHP de ise Baykal, Erdal İnönü karşısında başkanlık yarışında her seferinde yenilgiye uğradı. 19 Haziran 1992'de ise 12 Eylül rejiminin ürünü eski siyasi partilerin aynı adla tekrar açılmasını engelleyen yasa kaldırıldı ve eski partilerin yeniden açılabilmesi sağlandı.  SHP içindeki muhalefet hareketinin önde gelen ismi Deniz Baykal ve diğer CHP kökenliler CHP'yi tekrar açma kararı aldılar. 9 Eylül 1992'de CHP tekrar açıldı ve SHP'den ayrılan bir grup milletvekili CHP'ye geçti. Genel Başkan Erdal İnönü, CHP'nin SHP'ye katılmasını istese de CHP'liler aksi tezi savundular. Ancak katıldığı 1994 yerel seçimlerinde CHP sadece % 4,5 oy alabildi.

Haziran 1993 de Erdal İnönü siyaseti bıraktıktan sonra SHP genel başkanlığına Murat Karayalçın seçildi. 1994 yerel seçimlerinde SHP elindeki belediye başkanlıklarından Ankara ve İstanbul'u Refah partisine, İzmir'i ise DYP ye kaptırmıştı. Bu durumda sol partiler için tek çare birleşmekti. DSP bu birleşmeye karşı çıkınca, SHP ve CHP birleşmek için bir kongre yaptılar.

18 Şubat 1995'te toplanan birleşik kurultayda 1003 delege birleşmenin CHP, 635 delege de SHP çatısı altında olması yönünde oy kullandı. Bunun üzerine hemen toplanan SHP kurultayında 121'e karşı 508 oy ile parti fesh edildi ve CHP'ye katılım kararı alındı.

Şimdi buraya bir nokta koyalım. Eğer bunun tersi olsaydı, CHP feshedilip, SHP çatısı altında yola devam edilecekti. Böyle bir durumda ise CHP'nin geçmişinde sevabıyla günahıyla yaptıklarından yine Kılıçdaroğlu mu sorumlu olacaktı?

Şimdi başka bir örnek vereyim.

Şu anda Demokrat parti diye bir parti var. İsmi ve amblemiyle, 1960 önceki Demokrat partinin devamı görünümünde. Demokrat parti 1954 seçimlerinde Adnan Menderes başkanlığında % 57 oy almış. 2011 seçimlerinde ise Namık Kemal Zeybek başkanlığında Demokrat partinin aldığı oy oranı %065. Peki bu parti bugün iktidara gelse 1960 öncesinde yapılanların hesabı Namık Kemal Zeybek'e mi sorulacak?

Bir de ticari hayattan bir örnek verelim. Geçmişte Uzanların şirketleri olan Çukurova Elektrik ve Kepez elektrik şirketlerine  Uzanların yaptığı yolsuzluklar nedeniyle devlet el koydu. Örneğin devlet bu şirketleri satışa çıkarsa ve bu şirketleri Koç holding veya Sabancı holding alsa, bu şirketlerin geçmişte yaptıkları yolsuzlukların hesabı, şirketin yeni sahiplerinden sorulabilir mi?

Kılıçdaroğlu'nun CHP nin geçmişiyle ilgili Başbakan'la bu konuda hiç muhatap olmaması gerekirdi.

Ben siyasi hayatta iki tane uyanık, iki tane de acemi siyasetçi tanıyorum. Uyanıklar Süleyman Demirel ile Recep Tayyib Erdoğan, acemiler ise Murat Karayalçın ile Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Uyanık siyasetçiler yıllar boyu bu arenada kalırken acemilerin ömrü ise çok kısa olmaktadır.  Böyle giderse Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatı da Karayalçın gibi uzun ömürlü olmayacaktır.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..