Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '07

 
Kategori
Anneler Günü
 

" Yavrumun yavrusu "

" Yavrumun yavrusu "
 

Öyle demiştin, ilk kez Elif' imi kucağına aldığında: " Yavrumun yavrusu " Hani kapkaraydı , kocamandı gözleri. Sürmeli mi ne?

Hani o kadim komşumuz Naime teyze ile birlikte, yavrum kucağında iken, hastahane de... Hatırladın mı anne ?

Ben dikişler içinde, sancılı yatıyordum. Kıpırdıyamıyordum bile. Yine de heyecandan sabaha kadar uyuyamamış, yalvarmıştım sana. "Çimdikle de şunu,  ne olur,bir kere yavrumun sesini duyayım anne ." Hatırlıyor musun? Sen gülmüştün. Gülmüştün ama kıyamamıştın, yine de. Ben öyle sabaha kadar,sesini bir kez olsun duyabilmek için beklemiştim, yorgunluktan yarı baygın halde.

Ne harika bi duyguydu, en içlerimden yeni bir hayat yaratmak. Mucize gibi bi şey... Tıpkı,senin beni yarattığın gibi..

Sabahın köründe başlamıştı sancılarım.Hafifmiş aslında.,sonrakilere kıyasla . Ama hemen seni aramıştım,Akçakoca'dan. Sen fırlayıp gelmiştin Bolu'dan.Sonra da Düzce 'de buluşmuştuk,hastahane de.Kadim dostun Naime teyzem de yanında.

Ben ne bilirim anne? Sen vardın ya. Her şeyi hazırlamıştın zaten. Battaniyeler , zıbınlar,kundaklar.,bezler.hatta benim bebeklik eşyalarım bile hazırdı,sandığından yeni çıkarılmış,beyaz sabun kokulu.Sen her şeyi bilirdin anne.Bi benim yerime doğurmadığın kalmıştı.

Sonra ne oldu biliyo musun? Elif'ten tam 11 sene sonra.. Hazal doğarken yani. Elifimin "anneanne " dediğini bile duyamadan.. göremeden ..çoktan gitmiştin sen , o zaman.Yine benim sancılarım başlamıştı. Yok..yok..öyle çok değil..hemen meraklanma.Sular mı gelmişti ne...Ama hiç bir şey hazır değildi anne. Ben öyle..hiç hazırlıksız , mahzun , gidivermişim işte hastahanelere .Hiç bir şeysiz dedimse, o kadar da değil canım... Mama önlüğünü almışım mesela yanıma. Ama Ereğli' deki kızlar beni yalnız bırakmadı anne.Zennuşan..Ayten..Ne gülmüşlerdi şaşkın halime. Sen onları bilmezsin. Ereğli' ye gittiğimi de bilmezsin. Senden sonra, neler oldu..neler anne..

Ama dimdik ayaktayım anne.Yavrunun yavruları ile birlikte...

Tıpkı senin gibi. Senden öğrendiğim gibi...

Hem geçen pazar, o hiç dilinden düşürmediğin menekşe rengi gözlü Emine Hanım'la da buluştuk Bozdağ'da. Sürpriz yaptı bana.Yavrusunun yavrusunu görmeye gelmiş,meğerse. Dur canım,celallenme hemen. Sen de oradaydın ya.. 4 kuşak şarkılar söyledik birlikte. Aşka,yaşamaya ,çiçeklere dair.Senin en sevdiğin şarkıları:

" Nasıl geçti habersiz,o güzelim yıllarım
Bazan gözyaşı oldu ,bazan içli bir şarkı
Her anını eksiksiz ,dün gibi hatırlarım
Dalından koparılmış,beyaz bir çiçek gibi "
...........

Hazalım da aynı sana benziyor anne...Hem  kalkık burnu, Sophia Loren dudakları...hem de halleri ile... bazan içine sen kaçmışsın gibi bakıyor bana anne...Ayaklarımın üşüdüğünü bilmese de, gecenin bi yarıları arar beni cep telefonlarımdan.Yanlışlıkla kapalı olursa vay halime. Ne yapar eder, alt kattaki hacı amcaları uyandırır, meraktan.Onlarda beni tabii.Hem biliyo musun bir keresinde,  sesimi azıcık hasta gibi gördü de , kalktı taaa İzmirlerden Uşaklara gelmez mi gecenin bi yarısında garibim ! Saat 04' müydü ne...

 

Onları sensiz ve genelde de  bir başıma yetiştirmek çok zor oldu be anne !  Zordu ama güzeldi.  Çok erken gittin anne çoookkk...niye bu kadar acele  ettin ki anne ?

 

Şimdi bana " annemiz sen olduğun için teşekkür ederiz, senden başka kimsenin annemiz olmasını istemezdik " diyorlar. Ben de " beni seçtiğiniz için teşekkür ederim yavrularım " diyorum. Ve dünyalar benim oluyor işte o  an...

Sahi , ben anne mi oldum artık anne ?
 

Ben sana hiç söylemiş miydim  " Annem olduğun için, bana yaşam verdiğin için teşekkür ederim, anne"

seni çok özlüyorum ve özlemin dayanılmaz olduğu zamanlarda seninle konuşuyorum, seninle yaşıyorum...seni hissediyorum...

 sesi mi duyuyor musun anne ?

 
.

 
Toplam blog
: 171
: 2319
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Düşünen, üreten, kendine, insana, çağına sorumlu, tavırlı, taraflı , çağdaş ve yüzü aydınlığa dön..