Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '14

 
Kategori
Öykü
 

''Yusuf Yusuf''

''Yusuf Yusuf''
 

Ahmet Amcayı dün sabaha doğru kaybettik. Geceden bir hüzün vardı zaten üzerinde dedi Halime Teyze.

-Ne bilim oğlum, oturduğu yerde bazen dalar giderdi öyle. Öyle zamanlarında 18 inde yeni yetme delikanlı gibi aşık sanırdın onu. Hoca sabah ezanına camiye yola koyulmadan kalkar otururdu pencerenin dibine. Eğer ben kalkabildiysem kahvesini yapar önüne koyardım, yok kalkamadıysam Allah var yukarda kendi kahvesini kendi yapardı. Sonra pencerenin dibine oturur aç karnına kahvesini içerken sigarasını tüttürürdü mahalleye. Vardım başına öylecene bakıp durur aynı yere, az sonra baktım yine aynı yere bakıp bakıp duruyor. Ah o zaman işte bir tokat atmak varmıştı ama yok. Gideceği varmıştı gitti işte oğlum. Eh seksenine merdiven dayamıştı, gaydı gitti işte. Allah taksiratlarını affetsin.

Öğlene doğru bebeleri toplandı Ahmet amcanın. Evde hararetli bir tartışma, yok ikindi yok öğlen namazı sonrası defnedelim diye. Son noktayı torunlardan biri koydu.

-Zaten sigara kokup duruyor, hemen gömelim.

Halime teyze alınır gibi yaptı ama baktı onu ipleyen yok, kırdı dizini oturdu makadın dibine. Son sözü Yusuf söyledi, öğlenleyin Cuma namazından sonra defnedeceğiz. Yusuf çocukların en büyüğüydü, para onun kasasında tavşan gibiydi, durmadan doğururdu paraları yani. Öbür bebeleri bu fikre sımsıcak baktı. Zaten hepsinin gözü Yusuf’tan akacak birkaç kuruşun şıngırtısındaydı. Sonraki tartışma hangi cami ve belediyeden yapılacak çocuk sıralaması ile ilgiliydi. Neyse ki karar verildi,

Nasuhpaşa camisinden defnedilecek, anonsta ise yaş sıralaması yapılacak. Halime teyze çocuklar babanızın bir vasiyeti olacaktı dediyse de arada kaynadı gitti. Ahmet amcayı yıkamak için camiye götürdüler. İmamla konuşuldu, çocuklardan hiç biri yıkamaya girmedi teneşire. Yakınlarından biri imama yardım etti. İmamın cebine bir zarf iliştirildi. Neyse Ahmet amcanın cenaze namazı oldukça kalabalıktı.

Namazdan sonra sevabına nail olmak isteyenler koştu sobran deresine. En son imam efendi kaldı Ahmet amcanın başında.

-Senin adın Yusuf oğlu Ahmet, senin adın Yusuf oğlu Ahmet.

Efendim derken mezarlık çıkışı her kes kıymalı pide ve ayranlarını alıp işine gücüne koştu. Ama şu bir gerçek ki Ahmet amca olanları görebilseydi gözleri dolardı mutlaka ya da altına ederdi gülmekten. Çünkü Ahmet amca dobra adamdı, yalancıyı herkesin içinde aşifte etmekten pek hoşlanırdı. Yapma Ahmet denildiğinde ise ‘’yapmasın bir daha, kerkenez’’ derdi. Yani can ciğer birkaç dostu vardı Ahmet amcanın.

Neyse uzun etmeyelim geceye doğru bütün çocukların işi gücü olduğundan evde yalnızca Halime teyze ve dul komşusu Safiye hanım kalakaldı. Halime teyzenin aklına minderin altındaki vasiyet geldi.

-Gız safiye sen memurluktan emeklisin şu vasiyeti bir oku bakalım, bizim rahmetli ne yazmış. Vasiyet şöyle başladı,

‘’Halime hanım bu vasiyeti çocukların yanında okumanı isterdim ama biliyorum bu vasiyeti onların yanında okuyamamışsındır sen. Belki de okutmamışlardır sana. Zaten sümsük geldin bu eve sümsük gidersin sen bu evden. Ben öldükten sonra bari azcık dik dur emi. Vasiyetimi yazdım ama biliyorum çoğu yapılmamıştır yine de yazıyorum. Yarın bebeleri çağır eve tek tek okut ama en son Yusuf’u çağır okut emi.

1-Beni bizim mahallenin camisinden kaldırın, yani yukarı camiden.

2-Babamın yanına defnedin beni, rahmetliyi pek severdim ya.

3-Evim sen ölünceye kadar senindir Halime. Sen öldükten sonra ne yaparlarsa yapsınlar, çocuklara böyle söyle.

4-Cenazemi yıkamaya yalnızca 3 oğlum girecek, içeride imam istemiyorum. Görün istiyorum ‘’babanızın gittiği yer, geleceğiniz yerdir’’.

5-50 dönüm toprağımı oğlan kız ayrımı yapmadan adilce aranızda paylaşın.

6-Halime hanım, benden sonraki yaşamında maaşımdan biraz kesinti yapılıp maaşım sana verilecek biliyorsun. Sakın çocuklardan para isteme. Cenaze masraflarımı bankadaki birikmişlerimden karşıla emi. Bunca yıllık evlilik hayatımdan ben senden memnundum Allah senden razı olsun. Başkası olsa beni bırakıp kaçardı, sen kaçmadın. Çok naif bir kadındın, kal hep öyle. Ama haksızlığa boyun eğme.

7-Oğlum Yusuf benim sende çok param var biliyorsun. Buna sen, ben ve Allah şahittir. Bana söz verdiğin gibi kardeşlerinin hepsine Ankara’dan birer bir’er daire alacaksın. Hayatında bir defacık delikanlı ol bana verdiğin sözü tut oğlum.

8-Bu vasiyeti okuduktan sonra Safiye hanım ile birlikte bana bir Yasin okuyun. Biliyorum gece vaktidir, uykunuz gelmiştir belki de. Ama bir Yasin okuyun şimdi peşimden.

9-Her Cuma vakti Halime hanım, senden bir Yasin okumanı istiyorum benim için. Allah senden razı olsun.

Yazımın başında dedim ya, Ahmet amcayı kaybettik dün sabaha karşı. Allah taksiratlarını affetsin. İyi adamdı, delikanlı adamdı; sözünün eri adamdı. Ve biliyoruz Ahmet amca ‘’senin gittiğin yer, yarın bizim gideceğimiz yerdir’’.

Eh yarın birileri Yusuf- Yusuf ederse bırakın kendi haline…

Mehmet ÖZCAN…
(yazımda geçen isimler ve yaşananlar benim kurgulamamdır sadece, kimse kendine alınmasın)

 
Toplam blog
: 57
: 222
Kayıt tarihi
: 18.01.13
 
 

Emekliyim, köpekleri çok severim. Fotoğraf ama anlam saklayan fotoğraflara bayılırım. Yazmak uzun..