Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '15

 
Kategori
Siyaset
 

"2015 seçimleri-III Cumhuriyet Halk Partisi"

Cumhuriyet Halk Partisi CHP, iştirak ettiği her seçimlerde, kendisinden bekleneni elde edememekle suçlanan bir parti. Oysa, 12 Eylül 1980 Darbesi ile kapatılıp 1992’de tekrar açılmasından sonra, katıldığı tüm milletvekili genel seçimi sonuçlarına göz attığımızda, sayıların bize CHP ile ilgili olarak farklı şeyleri fısıldadığını söyleyebiliriz.

Parti 1992 yılında çıkarılan kanunla tekrar faaliyete geçtiğinde, 1991 seçimleri bir yıl önce yapılmıştı. Partinin kendi kurumsal kimliği ile katıldığı ilk genel seçimler de 1995 Milletvekili Genel Seçimleri oldu. Parti bu seçimlerde, ülke genelinde oyların %10.71’ini alabildi. Aynı seçimlerde, Bülent Ecevit’in DSP’si %14.64, Murat Bozlak’ın genel başkanlığındaki Halkın Demokrasi Partisi de %4.17 oy almıştı. 1999 Milletvekili Genel Seçimleri, CHP açısından tarihî bir önem taşır. CHP bu seçimlerde -tek parti dönemindeki “laf ola beri gele” seçimlerini bir yana, 1946 sonrasındaki tüm seçimler için konuşulduğunda dahi- tarihinde ilk kez parlamento dışında kaldı. Partinin oyları sadece 2 puan azalmıştı (%8,71); ancak seçim barajına takılan parti, parlamentoya giremedi. CHP 2002 seçimlerinde Türkiye genelinde oyların %19,39’unu; 2007 seçimlerinde %20,87’sini; 2011 seçimlerinde de oyların %25,98’ini aldı. Yaklaşan seçimlerdeki genel kanaatin CHP’nin oylarında yukarı yönde bir kıpırdanma olacağı şeklinde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bunun, partinin Türkiye genelinde elde edeceği oylara ve TBMM’de temsil edeceği sandalye sayısına yansıması hakkında kestirmede bulunmak ise hayli zor. Ancak CHP ile ilgili olarak elimizde olan bazı “gösterge”den hareketle partinin 2015 performansı ile değerlendirmelerde bulunabiliriz. CHP ile ilgili göstergelerin neler olduğuna ve bunların partinin oylarına nasıl etkide bulunabileceğine ilişkin değerlendirmelerden hemen önce tekrar, tekrar ve tekrar belirtmekte fayda var: Seçim sonuçları ile ilgili kesin rakamları, âlem-i ervahın ünlü kahinleri Bulgar Vangeliya Pandeva Guşterova ile Fransız Nostradamus’tan almadığım gibi, üç harfliler âleminden kulağıma bir şey üflendiği de yok! CHP’nin 2015 yılı ile ilgili göstergelerin ilki, partinin 1995’ten bu yana gerçekleştirilen tüm genel seçimlerdeki oy grafiğinin istikametidir. Bu istikamet –partinin 1999 Milletvekili Genel Seçimleri’ndeki %8,71’lik hezimeti bir kenara konulursa- her seçimde oylarını yükselttiği yönündedir. Parti 1995’de kurulduğunda %10,71 oy almış, oyları 1999’da 2 puan düşmüştür. 2002 seçimlerinde ise parti oylarını 10,52 puan artırmıştır. 2007’de ise oylarını 2002 seçimlerine göre 1,48 puan; 2011 seçimlerinde ise oylarının 2007 seçimlerine göre 5,11 puan artırmıştır. Partinin 2002 seçimlerinde, bir önceki seçimlerine göre oylarını ikiye katlaması (1999’da %8,81; 2002’de 19,39) sadece bir “seçim başarısı” ile açıklanamaz. 2002’de alınan oyların hatırı sayılır bir kısmının, bir önceki seçimlerde CHP’nin parlamento dışında kalmasına yönelik tepki oyları olduğunu söyleyebiliriz.

Bu seçim sonuçları dışarıda bırakıldığında partinin 2007’de oylarını 1,48 puan, bir sonraki seçimlerde ise oylarını 5,11 puan artırdığını görüyoruz. Bir başka ifade ile CHP, AKP’nin iktidarda ve yaklaşan seçimler hariç diğer tüm seçimlerde popüler olduğu 2002-2015 aralığında oylarını%19,39’dan %25,98’e yükseltebilmiştir. CHP ile ilgili ikinci göstergeyi de aslında yukarıda zikretmiş oldum. CHP 2002-2015 aralığındaki tüm genel seçimlerinde oylarını yükseltmiş olmasına rağmen yine tüm bu seçimlerin favorisi ve oylarını gittikçe artırması beklenen partisi AKP idi. Oysa 2015 seçimlerine gittikçe daha da yaklaştıkça, rüzgarın AKP’nin arkasından değil, karşısından estiğini rahatlıkla görebiliyoruz. AKP’nin hız ve heyecanını kaybetmesinin tüm parsasını CHP’nin toplayabileceğini söylemek saflık olur; ancak bunun CHP’nin oylarında yukarıya doğru bir ivme yaratacağını –bunu rakama dökmek imkânsız olsa da- rahatlıkla söyleyebiliriz. CHP ile ilgili üçüncü gösterge partinin 2015 seçim kampanyasıdır. Partinin seçim kampanyasının hem söylem hem de metot açısından gayet iyi organize edildiğini söyleyebiliriz. Tabii ki, bunun da partinin oylarına yüzde kaç yansıyacağı konusunda bir şey söylemek zor. Yukarıda ana hatlarıyla tartışılan üç temel faktörü de, CHP’nin, rüzgârı arkasına almasını kolaylaştıran faktörler olduklarını not edelim. CHP gemisi arkasına aldığı bu rüzgârı iyi kullanır mı kullanamaz mı, iyi kullanırsa ne kadar mesafe kat eder oylarını ne kadar yükseltir türünden soruları ise yanıtsız bırakalım. CHP ile ilgili bir başka göstergeden daha bahsetmek gerekiyor: HDP yükselişi. HDP oylarındaki bu tırmanmanın partiyi kısmî olarak etkileyeceğini de yine belirtmek gerekiyor. Bu etkinin kısmî olmasına neden olacak temel faktörlerden biri, CHP ve HDP (kökenli) oyların coğrafî dağılım farkıdır. HDP’nin (ve öncülü partilerin ve bağımsızların) güçlü olduğu seçim çevrelerinde CHP oylarının yok denecek kadar az olduğunu, HDP’nin yükselişinin –ki HDP oylarında bir yükseliş olacaksa bu yükselişin motoru partinin zaten güçlü olduğu doğu ve güneydoğu değil, büyük oranda ana şehirler ve kıyı şeritleri olacaktır- CHP’ye vereceği zararın ise CHP’nin TBMM’deki temsilinde büyük bir hasara yok açmayacağını söyleyebiliriz. Ancak bu seçimlerde CHP oylarından bir kısmının HDP’ye doğru kayacağını da gözlemlemek kolay.

Özetlemek gerekirse, HDP’de bir yükseliş görülmektedir; böyle bir yükseliş olursa bu yükseliş ana hatları ile HDP’nin daha önce çok da güçlü olmadığı bölgelerde vukû bulacaktır; bu bölgeler de az çok CHP’nin seçimlerde iddialı olduğu bölgelere tekabül etmektedir. Sonuç olarak, Eğer esen rüzgârların yönü ve şiddetini doğru tespit edebiliyorsak, 2015’de CHP oylarının artacağını; hatta HDP’deki yükseliş trendi olmasaydı, bu artışın daha da fazla olacağını söyleyebiliriz. Eğer parti 2002-2011 periyodundaki eğilimlerini tekrarlarsa bu artışın 5 puanın altında 2 puanın üzerinde bir artış olacağını CHP’nin %30’un biraz altına bir oy toplayacağını (iddia değil) tahmin edebiliriz. %30’luk bir oranın CHP’nin psikolojik “seçim başarısı sınırı” olduğunu söylemek olsa olsa malumun ilamı olabilir. 1995’den bu yana yapılan genel seçimlerde bugünkü CHP’nin ortalama seçmenine hitap eden partilerin oy toplamlarına baktığımızda da %30 oranının bu kesimin ortalama gücünün maksimum sınırı hakkında bize fikir verdiğini görürüz. Nitekim 1995 seçimlerinde bu kesimin oy toplamları %25,35 (DSP %14,64+CHP %10,71), 1999 seçimlerinde %30,9 (DSP %22,19+ CHP %8,71), 2002 seçimlerinde %21,76 (CHP %19,39+ DSP %1,22+YTP %1,15), 2007 seçimleri ve sonrasında ise bu oran neredeyse CHP’nin aldığı oylara eşittir. Bu günün CHP’nin seslendiği hedef seçmenin %30 bandına ulaşabildiği tek seçim, görüldüğü gibi, 1999 seçimleridir. Merkez-sol, sosyal demokrat, sol-kemalist, laik, her ne adla adlandırılırsa adlandırılsın bu kesimin oylarını %30 bandına taşıyabilmeleri için oylarını yaklaşık 4 puan artırmaları gerekmektedir -ki bu da çok mümkün görünmemektedir.

Sonucun sonucu: CHP bu seçimlerde de öncesindeki birçok seçimde olduğu gibi oylarını artıracak, lakin %30 bandını çok da rahat geçemeyecek gibi görünmektedir; ancak bu, yine öncesindeki her seçim sonrasında olduğu gibi, CHP içerisindeki tartışmaları alevlendirecek; kurultaylar toplanacak; genel başkan istifaya çağrılacak; seçimin nerdeyse tek mağlubu CHP ilan edilecektir. Evet, bunlar, 2015’in ikinci yarısında, CHP içerisinde büyük, büyük ihtimalle gündeme gelecek hususlardır. Olsun! Türkiye’deki partilerin büyük çoğunluğunun birer siyasi parti olmaktan çok, askerî birlik özelliği taşıdığı ülkemizde, CHP’nin kendi sorunlarını kurultaylarda tartışması, kendi genel başkanını medyanın önünde istifaya çağırması, kendi üyelerinin TV programlarında seçim yenilgilerinden bahsetmesi, Türkiye siyasetinde, hiç değilse CHP’nin, biraz ama biraz olsun askeri birlik değil de siyasi parti refleksleri verebildiğini de göstermektedir.

Mete K. KAYNAR

 
Toplam blog
: 38
: 70
Kayıt tarihi
: 08.02.15
 
 

Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü. Doç. Dr.  Özgür Üniversite ..