Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '12

 
Kategori
Futbol
 

“4 Büyükler” ve futbolda havaya uçan paralar!..

“4 Büyükler” ve futbolda havaya uçan paralar!..
 

Futbolda paralar, Avro olarak uçup gidiyor!

Türkiye, yabancı futbolcular “cennet“ dense azdır. 

Kulüplerin başındakiler, bakıyorsunuz, işadamı. Kendi işlerini “profesyonel yönetici”lere “emanet” ederken, kulüplerde “tek yetkili” oluyorlar. Oysa şirketlerde/ holdinglerde, işin üstesinden gelemeyen, “kurum”u zarar uğratan, kendini “kapı önü”nde bulur.

İş kulüplere gelince, durum, çok farklı!

Başkanları “para harcama”ya özendiren, başta medya oluyor. Yeri geliyor, transfer olacağı haberini sayfalarına taşıyanlar, o transfer olmayınca,  söz konusu olan kulübü , deyiş yerindeyse, “suçlu” ilan ediyorlar.  Ne yazık ki, tribünler de “gaza geliyor”; dolaylı ya da dolaysız yoldan “harcama”nın tetikleyicisi oluyor.

Özellikle “Büyükler” için büyük bir para harcama “özgürlüğü” var. Bu, çoğu kez de, “para harcama hovardalığı”na dönüşüyor.

Tribünleri mutlu etmenin, yerine göre susturmanın yolu, transfer olarak görülüyor.

Taraftar bekliyor ki, öyle bir yabancı gelsin ki, tribünleri ayağa kaldırsın!

Gelen, büyük “tantana” ile geliyor; giderken “dışlanmış” olarak görüyor kendini.

Kaç yabancı futbolcu, giderken taraftarlarca bağırlara basıldı?

*****

Futbolda paralar, Avro olarak uçup gidiyor!

Türkiye, yabancı futbolcular için “cennet“ dense azdır.

Gelenlerin hepsi “yıldız” olarak sunuluyor. Sunan da medya. O medya ki, sözcükleri yersiz yersiz kullanırken, bir an için de olsa, düşünmüyor. Ekranlarda duyduklarınızı, gazetelerde okuduklarınızı anımsayın, “yıldız”, “golcü” gibi sıfatlar/ unvanlar, yerliler için de kullanılıyor. Futbolcunun adı “golcü”ye çıkmış, ama bir sezonda attığı tek gol yok!

Takımlarda transfer de eksik olmaz. Devre arısına girdiğimiz şu günlerde, takımlarda bir “temizlik” başladı. Küme düşme uğraşı veren takımlar, bakıyorsunuz, 8-10 futbolcuyla yollarını ayırmış.  Kuşkusuz, onların yeri dolacak. Başka yerden yol verilen, başka yol verilenin yerine gelecek.

“Kan değişimi” adı altında,  bununla aşılanan umutla, yenilere kapılar açılıyor.

Gidene, genellikle “İyi ki gitti” deniyor; bunun yanında gitmeyene “Niye gitmiyorsun?” diye hücum ediliyor!

*****

Futbolda paralar, Avro olarak uçup gidiyor!

Türkiye, yabancı futbolcular için “cennet“ dense azdır.

Cumhuriyet’ten Cumhur Önder Arslan’ın “Futbolda kara delik” başlıklı dünkü yazısı, bu “cennet” gerçeğini, “para harcama hovardalığı” gözler önüne seriyor.

Cumhur Önder Arslan ne güzel saptamış:

“Astronomik rakamlarla transfer edilen ‘yıldız’ unvanlı futbolcular beklentileri karşılayamayınca çok düşük ücretlerle hatta bedelsiz şekilde takımdan gönderiliyor. Son 5 yılda 4 büyük kulüp toplam 179 futbolcuyu transfer ederken 188 oyuncuyla yollarını ayırdı. Aynı dönemde 4 kulübün toplam transfer zararı 266 milyon Avro’ya ulaştı. Forma, lisanslı ürün ve kombine kart gibi çok sayıda kalemde harcama yapan taraftarların paraları adeta yurtdışına uçtu.”

Transferler verimsiz olunca, verimsizlik yenilerin yolunu açınca, kulüplerin zararı, doğal olarak büyüyor.

İşte, “Dört Büyükler”in borçlarına göre dereceleri:

Beşiktaş (501 milyon lira), Galatasaray (375 milyon lira), Fenerbahçe (167 milyon lira), Trabzonspor (128 milyon lira).

Bu borçlar, ocak ayındaki transferlerle artacaktır. Yayıncı kuruluştan gelen paralar da olmasa..

Yıllara vurulduğunda “4 Büyükler”in, 2008-2012 yılları arasını ele alalım, futbolcu transferlerinde “zarar”ları kabarık.

Beşiktaş (15 milyon 250 bin, 23 milyon 570 bin, 9 milyon 900 bin,14 milyon 380 bin,1 milyon 910 bin Avro)

Fenerbahçe (20 milyon 950 bin, 27 milyon 500 bin, 22 milyon 600 bin, 7 milyon 800 bin, 26 milyon 300 bin Avro)

Galatasaray (5 milyon 50 bin,13 milyon 690 bin, 6 milyon 620 bin, 8 milyon 545 bin,19 milyon 275 bin Avro)

Trabzonspor (19 milyon 20 bin, 1 milyon 910 bin, 6 milyon 100 bin, 14 milyon 425 bin, 2 milyon 690 bin Avro)

*****

“Büyükler”in transfer politikası”na doğru dürüst bir eleştiri olduğunu söylemek zor. Olanlar da etkisiz, dostlar alışverişte görsün türünden.

Beşiktaş’ta ciddi ve zorunlu bir “tasarruf”a gidildi.

Son zamanlarda Fenerbahçe’de de, boşa giden paralardan söz edilir oldu.

Niye ki?

Taraftar; forma, lisanslı ürün ve kombine kart... alarak kulübüne katkıda bulunduğuna göre, kuşkusuz, paralar “havaya gidince” sesini yükseltecek. Ancak bu yapılırken, sanki ilk kez oluyor, başkaları yapmamış gibi davranılması dikkati çekiyor.

Yüksek paralarla alınan futbolcudan beklenen alınamayınca, doğal olarak, onu elden çıkarmak gerekecek. Eloğlu, işini bilir, senin elden çıkaracağın futbolcuya niye fazla para versin ki? Verilmeyince, aradaki fark, “zarar hanesi”ne yazılıyor. Futbolcu elde kalırsa, onun yerini dolduracağa bu kez paralar gidiyor. Yine “zarar hanesi” kabarıyor.

Başta söylediklerimizden bir bölüm, son sözlerimiz olsun:

Kulüplerin başındakiler, bakıyorsunuz, işadamı. Kendi işlerini “profesyonel yönetici”lere “emanet” ederken, kulüplerde “tek yetkili” oluyorlar. Oysa şirketlerde/ holdinglerde, işin üstesinden gelemeyen, “kurum”u zarara uğratan, kendini “kapı önü”nde bulur.

İş kulüplere gelince, durum, çok farklı!

İşte bu, değişmeli!..

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

*Tüm okurların/ Blogdaşların yeni yılını kutlarım. Yeni yıl; sağlıklı, huzurlu günler, güzellikler getirsin.

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..