'411 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Tebliği' hatalı mı?

Hürriyet gazetesi yazarı Şükrü Kızılot dünkü yazısında; 411 sıra nolu VUK genel tebliği hakkında hatalı bulduğu hususlara değinmiş ve 'inanmayan tebliğe baksın' demiş. Bunun üzerine ben de tebiğe baktım, kendi anladığımı yazıyorum. Sayın Kızılot'un yazısında,'vergi levhası asma mecburiyeti bir sene önce kaldırıldı, tebliğde vergi levhası asmayanlara 180 lira ceza var' diyor. Oysa tebiği incelediğimizde vergi levhası ibaresinin yer almadığı, sadece 'levha bulundurma ve asma mecburiyetine uyulmaması' ibaresi yer almaktadır. Vergi mevzuatında vergi levhasından başka levhalar da bulunmaktadır. Örneğin; 'ödeme kaydedici cihaz levhası', bu levhanın işyerinde bulundurulması ve asılması mecburiyeti bulunmaktadır. Maliye Bakanlığının hatası levha isminin açık bir şekilde tebliğde belirtmemiş olmasıdır.

Diğer taraftan, kasa ve perakende satış ve hasılar defterlerinin kaldırılmış olduğunu, oysa tebliğde bunlar için de ceza belirlendiğini yazmış. Kasa ve perakende satış ve hasılat defteri tutma mecburiyetinin kaldırıldığı doğrudur. Ancak tebliğde bu defterlerin ismi zikredilmemekte, sadece 'Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin; bulundurulmaması, günü gününe kayıt yapılmaması, yetkililere ibraz edilmemesi' ibaresi yer almaktadır. Tebliğin bu ibaresinden kasa ve perakende satış ve hasılat defterlerinin de bu kapsamda olduğunu söyleyemeyiz, çünkü tutulma mecburiyetleri kaldırılmış bulunmaktadır. Ancak bu hüküm kapsamında olan ve tutulma mecburiyeti olan defter ise 'serbest meslek kazanç' defteridir.

Aslında eleştirilmesi gereken asıl konu; kasa ve perakende satış ve hasılat defterinin kullanma mecburiyetinin yıllar önce kaldırılmış olduğu halde hala Vergi Usul Kanununun 353.maddesinin 4.bendinde hala isimlerinin yürürlükte bulunan kanun metninde yer almış olmalarıdır. Sözkonusu yasa metninden, günlük kasa defteri ve perakende satış ve hasılat defteri çıkartılmış olması gerekirdi.

Vergi daireleri uygulamada mükelleflere ceza kesebilmesi için mutlaka yürürlükte bulunan kanuna dayandırması gerekmektedir. Dolayısıyla hiçbir vergi mükellefine kasa defterin niye yok diye ceza kesme durumu sözkonusu olamaz.

Vergi kanun ve tebliğlerini yorumlarken çok dikkatli okunmaları gerekmektedir. İşte uygulamalarda yorum farklılığından dolayı yapılan işlemlerde dava konusu yapılabiliyor, son söz yargının oluyor, tüm idareyi de mükellefi de bağlayıcı nihai bir karara uyuluyor