Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '12

 
Kategori
Sinema
 

"Acaba, nerede hata yaptım ?”

"Acaba, nerede hata yaptım ?”
 

TILDA SWINTON VE EZRA MILLER


Affedilmeyecek bir suç işlemiş çocuğun annesi kendisi ile nasıl hesaplaşır, “nerede hata yaptım ?”, sorusunu kendisine kaç kez sorar? Bir okul katliamı yapan on altı yaşındaki Kevin’in annesi kafasında sürekli geçmişi yaşar. İçsel sorgulamasını kendisini cezalandırma ile aynı boylamda sürdürür. Olayların yaşandığı çevreyi terk etmez, insanların kendisini sürekli aşağılamasını, komşularının evinin kapısını, penceresini, sarı Mercedes’ini kan kırmızıya boyamasına ses çıkarmaz. Hapisteki oğlunu her hafta ziyaret eder. Toplum gözünde suçlu bulunmuştur; bu çocuğunu iyi yetiştiremeyen annedir. Anne Kevin’in suçunun kefaretini taşımaya mahkum edilmiştir.

Kan kırmızısı filmin birçok karesine sıçrıyor. Valencia’daki domates bayramından, halı üzerine sıçrayan pastel boyaya, ekmek arasına sürülen reçele, markette rafta duran konserve kutularına kadar her yerde kan kırmızı var. Kırmızının ellerden, tırnak diplerinden temizlenmesini vicdanın arınması ile bir tutuyor yönetmen Lynne Ramsay. Şiddetin kırmızısı vicdanı da kirletiyor. Temizlenmek, arınmak lazım bundan.

Üst orta sınıf bir ailede doğan Kevin bebekliğinden itibaren sıra dışı bir gelişme gösterir. Yedi, sekiz yaşına kadar alt bezi taşır. Geç konuşur, zekasını istediğinde olağanüstü kullanır, istemediğinde hiçbir şey yapmaz. Anne Eva (Tilda Swinton) oğluna ilgisini, sevgisini hiç eksik etmez her fırsatta onunla vakit geçirmekten keyf alır. Kevin anne sevgisine duyarsız, eziyetçi, ne yapacağı belli değildir.    Tutarsız davranışları anneyi huzursuz etse de, babanın hoş görüsü ile ergenlik bunalımı olarak geçiştirilir. Kevin’e sorumluluk aşılamak adına gelen kardeş huzursuzluğu arttırmaktan başka bir işlev görmez. Anne zamanla çocuğunun içinde doğuştan gelen, ne yaparsa yapsın yıkamayacağı kötülüğün farkına varır. Çaresizliğini kimse ile paylaşmak istemez. Gerçekte kimse Kevin hakkında konuşmak istemez.. Gözlerinde  derinleşen kötülük ifadesi Kevin’in masum yüzüne ürkütücü bir hava verir.

Öyküyü annenin zihninde yaşadığı bölük pörçük geriye dönüşler ile yaşıyoruz. Yaşamdaki basit olaylar, lavabo musluğundan akan su veya sokakta yürüyen anne kız gibi, Eva’yı geçmişin anılarına bağlıyor. Anılarda  koşulsuz sevgiyi veren, çocuğunu iyi yetiştirmeye çabalayan bir anne olduğuna tanık oluyoruz . Çocuğun kötülüğünün ne kadarının kendinden, ne kadarının doğadan geldiği konusunda kafası karışıktır. Anne olarak suçu üstlenmekten başka çaresi yoktur. Yönetmen Ramsay olayın psikolojik derinliği ve gerekçeleri üzerine eğilmiyor, karakterlerin çatışmalarından sonucu izleyiciye bırakıyor.

“Bukelemun kadın” olarak tanımlanan Tilda Swİnton suskunluğu, delici bakışları ile düşündüklerini anlatan acılı bir anneyi en küçük duygu sömürüsüne başvurmadan canlandırıyor. Oscar’a aday gösterilmemesi anlaşılacak gibi değil. Kevin’in ergenliğini canlandıran Ezra Miller çocuk masumiyeti ve şeytani karakter arasındaki muğlaklığı müthiş oynuyor.

Çocuğu ne kadar suçlu olursa olsun bir annenin tek çıkışı vardır: koşulsuz sevmeye devam etmek. Finaldeki anne oğul arasındaki diyalog bunun en güzel örneği oluyor. Bu yılın en çarpıcı filmlerinden.                  

KEVİN HAKKINDA KONUŞMALIYIZ
 

YÖNETMEN: LYNNE RAMSAY

OYUNCULAR: TILDA SWINTON, EZRA MILLER, JOHN C. REİLLY

 

                  

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..