‘Aklını kendin kullanma cesaretini göster’

“Devletin amacı, insanlara korku salarak onları avucunun içinde tutmak değildir, tam tersine, güvenlik altında yaşayabilmesi için her insanı korkudan kurtarmaktır.

Boş inançlarla, önyargılarla, hurafelerle, mucizelerle beslenen, bağnazlık içine düşmüş ve akıllarını kullanamayacak hale gelmiş kitlelerin, din maskesi takınarak körü körüne boyun eğdirilmesi ve akıl dışı eylemlere yönlendirilmesi çok kolaydır.

Din maskesi altında, büyük bir kolaylıkla krala tanrı gibi tapınmayı sağlayabilirsiniz.” Bunları, Hollandalı düşünür Spinoza (1632-1677)söylüyor.  

x   x   x

Burada söz konusu edilen bağnazlık, genel olarak Hristiyan dünyaya aittir.

“Cehalet ve barbarlık boş inancı getirir. Boş inanç somutlaştığı zaman bağnazlık dediğimiz şeyi doğurur. Haçlıların Kudüslü Müslümanlara yaptığı inanılmaz barbarlığın kaynağı bu bağnazlıktır.”Jaucourt (Fransa, 1704-1779)

x   x   x

Pek çok kanaldan aynı bilgiyi aldım; şıh veya şeyhi ziyaret eden insanlar şeyhin elini öpüyor… Parayı, eli öpülen vereceğine, tam tersine, el öpenler şeyhin yanı başında bulunan torbaya para atıyorlar, bu atılan paralar bazen tomar tomar olabiliyor.

2016 Türkiye’sinde bunların olabildiğini duymak, ekranlardaki şarlatanları, sahtekârları görmek insana eza veriyor. Neden hâlâ buradayız? Çünkü Allah’ın Kur’an’da ısrarla emrettiği, “aklınızı kullanın” buyruğuna uymuyoruz. Kendi aklımızı kullanmak yerine şarlatanların kılavuzluğuna uyuyoruz.

Başlıktaki uyarıyı, Kant (Almanya, 1724-1804) yapıyor. Batılılar, bu uyarılarla “bilge”leri tarafından en az iki yüz sene evvel “aydınlatıldığı” için artık oralarda din bezirgânlarının, şarlatanların borusu ötmüyor. Her anlamda gelişmiş, güçlenmiş ülkeler haline geliyor ve dünyanın “cazibe” merkezi oluyorlar.

Kendilerine, ısrarla, “aklınızı kullanın” diye emredilen İslam âlemi ise ona uymadığı için karanlıklar içinde debeleniyor, kan-revan içinde boğuluyor.

x   x   x

“Modern kölelikten kurtulmak için yapılması gereken ilk iş, ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’nü kazanmaktır.” diyen Voltaire (Fransa, 1694-1778), bunu, Russo’ya yazdığı bir mektupla şöyle açıklar ve sözleri tarihe kazınır: “Söylediklerinizin hiçbirine katılmıyorum ancak onları söyleme hakkınızı ölünceye kadar savunacağım.”   

x   x   x

“Bilgelerin aydınlatmadığı bir toplumu şarlatanlar aldatır.” Condorcet (Fransa, 1743-1794)

Bilge nerede?

Elinizi sallasanız “şarlatan”a çarpıyor!