Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '15

 
Kategori
Siyaset
 

"AKP'nin valileri"

"AKP'nin valileri"
 

Osmanlı Padişahlarından birisinin kabrinin bulunduğu camide Sünnet Düğünü yapanlar..


Bu günkü Aydınlık Gazetesinin 2. Sayfasına bakanlar, Çetin Susan’ın AKP’nin valileri başlıklı yazısını okumuşlardır.

Sevgili  Çetin Susan soyadıyla tezata düşerek susmamış ve TC.’nin Valilerinden bir kısmı hakkında, yine bu valilerin icraatlarından örnekler vererek bazı gerçekleri ortaya koymuş. Hiç bir eleştiri ve yorumda bulunmamış sadece “AKP’nin Valilerinin” bazı icraatlarını dillendirmiş.

Anlayan anlamıştır diye düşünmüş olsa gerek. Kendisini kutluyorum. Yazısını biraz keyfle, biraz öfkeyle biraz da ülkemizin geldiği durumun yarattığı üzüntüyle okudum.

Burada Aydınlık Gazetesi’nin, Çetin Susan’ın ve tüm Aydınlık okurlarının hoş görüsüne sığınarak naçizane bazı tespitlerde bulunmak istiyorum. Bu görüşlerimi daha çok Aydınlık okumamış veya bir şekilde böyle valilerin varlığından habersiz insanların olduğu düşüncesinden hareketle dile getirdim. 

Sürçi lisan varsa affola..  

TDK’ya göre:  Vali, “Bir ilde devleti  temsil eden en yetkili yönetim görevlisi, ilbay.”  “Mülki Amir”  

“Bakanlıkların merkez ve taşra teşkilatı arasındaki bağlantı vali ile yürütülür. CMK. Md.148.

Vali  bir ilde en yetkili makamdır.

Valiler görevlerini yaparlarken:  

O zaman ki hükümetin, Sadrazamın, Padişahın, Cumhurbaşkanı’nın , Başbakanın, İç İşleri bakanının talep ve emirlerini hemen yapılması gereken görevler gibi görmeden, adaleti arayarak, devlet ve vatandaş arasındaki sorunlardan, bu sorunlardan kaynaklanan  ihtiyaçlardan ve kamu güvenliği açısından yapılacaklardan, başında bulunduğu İl’in yatırımlarından ve vatandaş’ın daha rahat ve güvenli bir şekilde hayatını sürdürmesinden sorumludur ve bu işi devlet adına yapar.

Yani bağımsız bir erk gibi hareket eder, gerektiğinde devletin vatandaşına haksızlığını, gerektiğinde vatandaşın devlete haksızlığını önleyecek kararlar alır uygular. Hükümete tabi değildir, devletin valisidir. Bu sorumluluk icabı, yeri geldiğinde bağlı olduğu devletin aleyhine kararlar almasını bile gerektirir. Yani o ildeki hak ve adaletin Devlet adına (devlete rağmen bile olsa)  yerine getirilmesi ile sorumludur. Vatandaşın gözünde Devlettir, Cumhurbaşkanıdır, Başbakandır, yürütme organıdır Vali..

Konuyu daha fazla dağıtmadan Çetin Susan’ın yazısındaki “vali”lere dönelim.

Yalova Valisi Selim Cebiroğlu,

Trabzon Valisi Abdil Celil Öz,

Giresun Valisi Dursun Ali Şahin,

Afyon Valisi İrfan Balkanlıoğlu,

İstanbul  Valisi Hüseyin Avni Mutlu,

Bursa Valisi Şahabettin Harput,

Eskişehir  Valisi Güngör Azmi Tuna,

Siirt Valisi Ahmet Aydın,

Erzurum Vali Yardımcısı Ertuğrul Egemen,

Van Valisi Aydın Nezih Doğan,

Adana Valisi Hüseyin Avni Coş,

Isparta Valisi Memduh Oğuz,

Bursa Vali Yardımcısı Mehmet Özcan,

Sivas Valisi Alim Barut..

Bu isimler Sayın Çetin Susan’ın belirttiği ve “icraatları” ile süslediği yazıdan gördüğümüz bazı isimler. Şimdi vali olarak devam ediyorlar mı, değiller mi hiç merak etmiyorum. Benim üzerinde durduğum, görevleri esnasındaki “eşsiz icraatları”.

Yeri gelmişken bu “eşsiz icraatlardan” bazı örnekler verelim yazıdan faydalanarak.

Neler yapmamışki bu “fedakar” valilerimiz?.

İçlerinde mermi/saçma ile taşı ayırd edemeyenler,

Gazetecilere rüşvet teklif edenler,

25 Er’in şehit olmasıyla sonuçlanan Afyon cephanelik patlamasından sonra Genelkurmay Başkanı’na “Hayat devam ediyor, acımız varken buna aramı verelim”, “Ben takdirimi iktidar lehine kullanırım” diyenler,

Obama’ya sadakat ve sevgilerini iletenler,

Vatandaşına Gavat diyenler,

Radikal İslamcı Terör örgütlerine hizmet, Fetullah Gülen’e iltifat edenler,

İlçe müftülerinin lüks saltanat aracı almasına aracılık edenler,

Cami avlusunda Osmanlı Padişahları tarzında sünnet düğünü yapanlar, halka ait havuzları kendi aile fertleri için kapatanlar,

Atatürk Panosundan rahatsız olup, o panoların halkın arasına konulmasını engelleyenler,

Vatandaşın kaç çocuk doğuracağına karışanlar vs vs..

Bu şahıslar Vali..

Şimdi, bir de bu memlekette Cumhurbaşkanlığı mertebesine ulaşmış bir diğer şahsın icraatlarına, söylemlerine bakalım, bu “vali” lerin yaptıkları ile karşılaştıralım, daha sonra bu valilerin kimin valisi olduklarına karar verelim..

Evet,  bunlar Devletin Valisi mi sizce?..

Muktedir'in "Benim Valim, benim polisim, benim bakanım" demesi boşuna değilmiş değil mi?..

Yazımızı traji komik bir vali fıkrası ile bitirelim.

Bir gün Vali Kamil Paşa, yapılan bir şikayet üzerine, Şair Eşref'i Vilayet Makamına davet etmişti. Davete icabet eden Eşref, vilayete geldiği zaman, kendisine Valinin Encümende olduğunu ve biraz beklemesi icap ettiğini söylediler. Valiyi bekleyen şair, bir ara konuşulanları dinlemeye çalıştı. O esnada; Valinin, münakaşa edilen bir mesele hakkında; "O kadar incelemeyin, millet eşektir anlamaz." dediğini duydu. Bu sözlerden fena halde üzülen şair, cebinden çıkardığı bir kağıda şu kıtayı yazdı ve oradaki odacıya valiye verilmek üzere bıraktı, sonrada çıkıp gitti.

Reddolunmaz sözü ama eşşoğlu can sıkar,

Millete eşek diyen, eşek herif bilmez mi ki,

Sadrazamlar da, valiler de milletten çıkar..

Saygılar..

02.Mayıs 2015

Saat: 18.40

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..