Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '07

 
Kategori
Siyaset
 

"Aldatma ve Kandırma Partisi"

"Aldatma ve Kandırma Partisi"
 

Bu güne kadarki icraatları nedeniyle "ALDATMA ve KANDIRMA PARTİSİ" olarak niteleyebileceğimiz "ADALET ve KALKINMA PARTİSİ" AKP İslamiyetçi bir partidir. İslamiyetçi olması konusunda hiç kimsenin söyleyecek bir sözü yoktur ve olmamalıdır. Çünkü nasıl Halkçı ve Milliyetçi partiler varsa; İslamiyetçi bir partinin olması da normaldir ve gereklidir. Çünkü İslamiyet: İnsanları iyiye, doğruya, sağlıklı ve huzurlu yaşamaya yönelten ulvi bir dindir.

Ancak Kuran-ı Kerim'in hiçbir yerinde kadınların başlarını sıkı sıkı sarıp, saçlarının bir telini dahi göstermemelerine dair kesin bir hüküm yokken; olsa bile bunun bir inançtan ibaret olduğunu, İmam Hatip Mezunu, ilahiyat okumuş, başımızdaki AKP liler bilmekteyken; türbanı simge haline getirip; eşlerinin başlarından çıkartmamaları ve bunda ısrarlı olmaları, dini siyasete alet edip kendilerine çıkar sağlamaktan başka bir şey değildir.

Özellikle; halkın üçte birinin oyunu alarak, seçim kanunundaki sakatlıklar nedeniyle, Meclis'te üçte iki çoğunluğa sahip olan bu "Aldatma ve Kandırma Partisi" AKP; eline geçirdiği bu fırsatı, seçim kanununu biz yapmadık diyerek, Çankaya’ya AKP'li ve eşi türbanlı birini çıkarmakta ısrar etmesi, Atatürk ilkelerinin çiğnenmesi, halkımızın büyük bir çoğunluğunun hiçe sayılması ve fırsatçılıktır.

Bu gün için halkın dörtte bir desteğine dahi sahip olamayan böyle bir partiden çıkacak Cumhurbaşkanının, tarafsız olamayacağı ve halkı temsil edemeyeceği açıktır. Özellikle başı türbanlı birinin Çankaya’ya çıkması, ülkemizde kargaşalığa yol açar. Cumhurbaşkanının halkı temsil edebilmesi için parti mensubu olmayan kişiler arasından halkoyuyla seçilmesi şarttır.

Hasbel kader iktidar olan bu "Aldatma ve Kandırma Partisi" AKP Cumhurbaşkanını halkın içinden halkoyu ile seçtirse ve bu partinin başında bulunan muhteremler, millete örnek olmak için eşlerinin başından türbanları çıkarsalar, milletimize çok büyük bir iyilik ve hizmet etmiş olur. Memlekette de türban sorunu biter…


Yazdıklarıma Atamıza dair bir şiirimi eklemeden geçemeyeceğim


11 Nisan 2007


ATAM


Sendin milletimizin solan ufuklarında,

Güneş gibi parlayıp, yurdumuzu kurtaran.

Sendin cevheri bulup, Türkün asil kanında.

Bütün dünyaya karşı harikalar yaratan.


İşgal altında kalmış, ümidimiz solmuştu.

Yurdumuzun her yanı düşmanlarla dolmuştu.

Ordumuz dağıtılmış, gücümüz yok olmuştu.

Derleyip, toparlayıp, yoktan yarattın bizi…


Zaviyeler, tekkeler, başlarında takkeler.

Düşmanla birleşerek dost olanı lekeler.

Foyası bozulunca karşınızda kekeler.

Bunları yok ederek topluma kattın bizi…

Moralimiz düzelmiş kendimizi bulmuştuk.

Ezilen toplumlara güzel örnek olmuştuk.

Üzülmeyi bırakıp sevinçlerle dolmuştuk.

Vakitsiz ayrılarak öksüz bıraktın bizi…

Sen gidince ülkemiz kederle yasla doldu.

Filizlenen ilkeler, yobazlara yem oldu.

Ufkumuzda parlayan o canlı güneş soldu.

Yeteneksiz ellere terk edip attın bizi…

Artık güneş doğmuyor. Yırtılmıyor karanlık.

Milletinin acısı; sızlıyor derin, derin.

Atam nolur uyan da gör bizleri bir anlık.

Partizanlık uğruna ne haldedir eserin…

H. Hilmi Polat

10 Kasım 1997

 
Toplam blog
: 104
: 722
Kayıt tarihi
: 11.04.07
 
 

6 Mayıs 1927 Simav doğumlu, İstanbul Yıldız Teknik Okulu’nun ( Bu günkü Yıldız Üniversitesi) son sın..