Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

"Allah düşman başına vermesin!"

"Allah düşman başına vermesin!"
 

Şehit ailelerinin yaptığı gösterileri televizyonda sanırım siz de izlemişsinizdir. Onların acılarını gerçekten yüreklerinde hissedenler, feryatları “oğlum, kardeşim, babam, eşim” diye başlayan bu acılı insanların sokaklara taşan öfkelerini görünce, benim gibi sınırsız bir ıstıraba bürünmüşlerdir eminim.

Eğer bu olaylarda gösteriye katılanlarla polislerin karşı karşıya gelmesini fırsat bilip, “oh ne güzel, açılıma karşı bu anlamlı bir tepki oldu” diye ellerini ovuşturup sevinen varsa, bilsin ki bulunduğu yer çok yanlış.

Şu anda ülkemiz, bugünü ve geleceği açısından çok önem taşıyan zorlu günler yaşıyor.

Çeyrek asırdır devam eden terör belasından yakamızı sıyırmak, kanayan yaraları durdurmak, heba olan zamanı, emeği, parayı, ekonomik güçlüklerle karşı karşıya kalan toplumumuzun hizmetine sunmak amacıyla, hükümet bir açılım başlattı.

Hükümetin bu projeyi hayata geçirmesi durumunda, önüne geçilemeyecek bir başarı yakalayacağından korkan muhalefet, tamamen siyasî amaçlarla hiçbir görüş belirtmeden açılımın karşısında yer aldı. Bu da yetmedi, şehit ailelerini kışkırtıp “Bugüne kadar ölenler boşuna mı öldü?” sorusunu gündeme getirdi.

Takdir edersiniz ki, bir ana baba için evlâdın yerini doldurabilecek hiçbir şey yoktur. Böyle değerli bir varlığın, kutsal sayılan bir ölüm biçimiyle, şehadet mertebesine erişmesi, anaların yüreğinde anlatılması ve anlaşılması imkânsız bir sırça köşk oluşturur.

Özenle korunması gereken bu nazik noktaya atılan taşların, hiç kimseye kazandıracağı bir fayda olamaz.

*****

İnsan olarak hislerimizle hareket etmemiz, aslında çok doğal olduğu gibi, kolaydır da… Bu yüzden hiç düşünme ihtiyacı duymadan yaptığımız davranışların tümü bu kategoriye girer. Bazen kurumlar da, tüzel kişiler de aynı hataya düşebiliyorlar.

Ancak bizi diğer canlılardan ayıran aklımız, bu doğal davranışlarımızın sonucunun nereye varacağını hesaplayarak hareket etmemiz gerektiğini bize hatırlatır…

Sonucu yalnızca bizi ilgilendiren özel hayatımızda, zaman zaman akılla mantıkla izah edilemeyecek şeyler yapabiliriz. Ama hareketlerimiz, ikinci kişiyi de ilgilendirir hale gelince, kendimize bir çeki düzen vermemiz zorunlu hale gelir.

Ülkenin yönetimine talip olan siyasî partiler, öyle sorumsuz kişiler gibi, duygusal hareketlerle aklına estiği gibi hareket edemez, etmemelidir de…

*****

Şehit ailelerini teskin etmek, onların acılarını dindirmek, yaşadıkları kâbusu yok farzetmek tabii ki mümkün değildir. Dünyada evlat acısı kadar yürek yakan başka bir acı yoktur, olamaz da… Ne var ki, bu acıyı dindirebilecek bir çare de bulunmamaktadır.

Bu durumda bütün kâinatı yakıp yıkarak küllerini o bağrı yanık anaların yüreğine serpsek, yine de onların kanayan yaralarına merhem olamayız. Hiçbir güç, elimizden kayıp giden o yavruları geri getiremez.

Bugüne kadar terör olaylarında şehit verdiğimiz 6 bin küsur evladımızın aileleri bu onulmaz acıyla kavrulurken, bunun 5-6 misli kalabalık bir kitle de aynı acıyla yanıp tutuşmaktadır. Sonuçta her ana için evlât, aynı duyguyla yoğrulmuş bir çiçektir, aynı emekle büyütülmüş bir fidandır.

O anaların, o ailelerin duygularını içimizde en iyi anlayabilecek olanlar, yine şehit aileleridir.

Anadolu insanı çok duygusaldır, ama akıllıdır, mantıklıdır, inançlıdır ve merhametlidir. Evlat acısını anlatırken onun dudaklarından “Allah kimseye göstermesin, Allah düşmanımın başına vermesin” duaları hiç eksik olmaz. Onun için yüreği yanan başka bir ananın acısını en iyi o anlar, diyorum.

Peki, “yıllardan beri şehitlerimiz boşuna mı öldü?” sorusuna nasıl cevap bulacağız?

Duygusal olarak bu soruya “evet, maalesef bazı kötü niyetliler yüzünden, şehitlerimiz boşuboşuna öldü” demek elbette çok zor. Fakat sırf kışkırtıcılık yapmak için bu soruyu soranlara ben de şunu sormak isterim: “Peki ne yapalım? Sizi tatmin edecek eylem nedir?”

Bütün Kürt kökenlileri PKK destekçisi kabul edip milyonlarca insanı bir gecede kesip doğrasak, o evlâtlar geri gelir mi ve bu vahşet o acıyı dindirir mi?

*****

Niyeti kötü olanları caydırabilecek bir gücüm yok. Ancak ben şehit ailelerine güveniyorum. Onların acıları duygularını bastırsa da, akılları, mantıkları, en önemlisi de sağduyuları, doğru karar vermelerini mutlaka sağlayacaktır.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..