Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

“Aman jüponumu giyeyim!”

“Aman jüponumu giyeyim!”
 

Kaynak:İnternet


Milliyet yazarlarından Aslı Perker’in yazılarını çok seviyorum; ciddi anlamda çok samimi buluyor ve yazım dilini de pek beğeniyorum.

İzmirlilik çekiyor, sanıyorum!

Tam yazı yazmaya başlıyordum ki Aslı Perker’in “Başım açık diye gamsız değilim” başlıklı yazısına denk geldim.

Aslı’nın yazısından biraz da ben devam etmek istiyorum:

Kadın kısmı (dikkat ederseniz “kız” falan ayrımına girmiyorum) daha bir yaşındayken falan “Ayıp, açma bacaklarını” diye yetiştirilmeye başlarlar; oysa daha bebek şekerim, ya altına yapmıştır çekiştiriyordur, ya iki numara büyük gelen külotlu çorabı sıkmıştır; olmadı seviyorsunuzdur ki şaklabanlık yapmak o yaştakiler için “yumuşak karnını açmak”tır!

(Kediler, köpekler de sevildiklerinde ve güvendiklerinde aynen insan bebekler gibi yumuşak karınlarını açarlar).

Bebeklikten başlayan bir utandırma mevcuttur bazı ülkelerde; bazı yerlerinde baskı daha azdır, bazı yerlerde ise daha fazla!

******

Erkek bebeklere uygulanan daha farklı bir baskıdır: Her erkek bebeğin pipisi ille de görülecek, ille de gösterilecektir; kaçarı yok!

Bu alanda sağlanan müthiş özgürlük (!) ağlama safhasında ise geri alınıp “Kız gibi ağlamaz erkek adam!” şekline dönüşür ki kız ve erkek olmanın kuralları bilumum bebeklere uygulanır! Coğrafya bizim coğrafyamızdır lakin bölgelere göre uygulama dozu değişir!

******

Aslı Perker, hiç tanışmadık ama, bildiğim kadarıyla genç ve güzel bir kadın. O’nun söz konusu yazısında kendi gençliğimi buldum; yazısına devam etme isteğim de buradan geldi zaten!

Çay ikram ederken bluzunun yakasını hafifçe tutmak (Çok değil ama! Zira bu da karşındaki kişiye tecavüzcü Coşkun muamelesi yapmak gibi olur ki hiç hoş değildir!) , bakan erkeklerle göz-göze gelmemeye çalışmak (Ki, bakışların sorgular gibi olsa da “Gözümün içine-içine baktı ağbi yaa, iş attı resmen!” denmesini önlemek için), aklının ve düşüncelerinin fiziksel yapının önüne geçmesi için harcanan çabaların (“Çok güzelsin” diyene “Dünyada ne güzellikler var; misal Mısır Piramitleri; sahi ne düşünüyorsun o konuda? Demek gibi…), yılışmaya meyilli kişilere kalkan olarak “Eee, çoluk-çocuk var mı sizde? Bende bir tane var, Allah bağışlasın. Eşim de bilmem nerede çalışıyor, ayyy sizin eşiniz ne iş yapıyor?” falan demeler…

******

Yaş elli olana kadar geçiyor bunların hepsi!

Olay yalnızca yaşlanıp da çirkinleşmekten ibaret değil; belki artık biraz bencil olma durumundan, biraz da toplumun değişmeyeceği inancından!

Büyük bir parça da “Artık kendim gibi olayım” ısrarından!

Etraf artık eskisi gibi etkilemiyor insanı, eğer kendi inandığın değerler varsa… Kendi ayakların üzerinde duruyorsan, eğer, başka pencerelerden kafalarını uzatanları görmüyor, duymuyorsun bile…

Çok önem verdiğinden bir vakitler ve asla bir yararlarını görmediğinden, muhtemelen, “Gölge etmeyin başka ihsan istemem” diye düşünüyor insan!

******

Bir ölüye tecavüz edilebildiğini ve bazı coğrafyalarda bu duruma bilmem kaç saat içinde olursa caizdir diye açıklamalar yapıldığını öğrendikten, Suudi Arabistan’da kadınların açıkta kalan gözlerinden birinin de, erkekleri ayartıyor gerekçesi ile perdelenmesi gerektiğini savunan yetkililer sonrası ne üstüme hırka alıyorum, Aslı’cığım, ne de su getirene uygun kıyafetle çıkıyorum, artık!

Yaş almanın, yaşlanmanın en güzel taraflarından biri de bu!

Zira, artık biliyorum ki, erkek egemen toplumun şişirdikçe şişirdiği şeylerden biri de bu: Erkeğim ve etkilendim!

******

Bunu anladıktan sonra kadının kendine eziyet çektirmesinin anlamı yok!

Adamın niyeti ile doğru orantılı bir durum; kadının ne giyimi ne de fikri… Ne de konumu ile alakalı!

Pippa Bacca İtalya’dan yola çıktı bembeyaz gelinlik ile, nerelerden geldi-geçti bembeyaz gelinliği lekelenmeden, barış elçisi olarak.

Ülkemize geldi; gelinlik şekerim, toplumuzun en saf halini yansıtan beyazlık; kana bulandı, iyi mi!

Adam “Naz yapıyor zannettim” dedi; nitekim tecavüz edip öldürdü!

******

Yani; demem o ki: İster başınızı örtün, ister dekoltenizi kapatın; pipisinin referans olarak gösterildiği erkek bebeklerin babaları, dede ve amcalarına karşı yapabileceğiniz tek şey dik duruşunuzdur!

Ne hırka, ne şal; ne kara çarşaf; hiç biri çözüm olmadı, olamaz da!

******

“Elli yaşına ulaşana dek yaşıyor insan bunları, şekerim, bu yaşıma geldim, daha ne kadar yaşarım, bilinmez, derken…

Elalemin edep, ahlak bilmez adamlarına göre hayatımı yaşayamam, yeter!” diyor insan; yeter ya arkadaş, az biraz bırakın da ben “Ben” olayım!

Oramı buramı kapatmak zorunda kalmayayım; bakma ya, bakma! O kadar mı zor?

İlle kadın mı kapanmak zorunda?

Kaçır gözünü, zoruna gidiyorsa; çok zor bir şey değil vallaha, öte yana bakıyorsun, olmadı tırnaklarına falan, iyi bildiğimden diyorum…

Çok yaptık biz! Siz de yapabilirsiniz!...

******

Elli yaşına gelince, Aslı’cığım, böyle bir şeyler oluyor kadınlara; bir ara da seksen yaşına gelmiş annemin (Allah sağlıklı ve huzurlu ömürler versin) neler yapmaya başladığını anlatırım. (Gerçi son ziyaretime geldiğinde penye elbisesinin altından jüponunu çıkartmıştı, İzmir’in sıcağından dolayı ve bir süre sonra da “Aman jüponumu giyeyim de çıkar-ayak unutmayayım” diyerek giymişti!

“Anne, kim görecek lacivert elbise içinden bacaklarını, giymeyiver işte şu jüponu” dedim diye “Olmaz, ayıp olur!” demişti; lakin banka işlerini hallederken artık bir canavar kesilmişti!

“Kızım, şuradan bir su verin bana” dedim diye anlatmasından epey işkillenmiştim de “Yaşlıyım artık, böyle oyalamayın beni!” demesini, cidden, hiç beklemiyordum!

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..