Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '16

 
Kategori
Güncel
 

“Amerikan Rüyası!”ndan 15 Temmuz gecesi kan-ter içerisinde kâbusla uyanmak…

“Amerikan Rüyası!”ndan 15 Temmuz gecesi kan-ter içerisinde kâbusla uyanmak…
 

Her güzel rüya birgün bitmektedir.


Amerikan rüyası”, gerçeğinde Amerikalıların görmek istediği bir rüya mıydı? “Amerikan rüyası” üzerinden pazarlanan nedir?

-“Amerikan rüyası” :  yaygın tanımı ile: “Çok çalışma ile başarı, refah ve şöhretin yakalanabileceği fikrini savunan bir düşünce biçimi ve geleneği” olarak ifade edilebilir.

Bu Rüya : Tüketmek, Tüketmek ve Tüketmek üzerine kuruludur. Rüya, genellikle rüya görenin tükenerek yok olması ile sonlanmaktadır.

Amerikan Rüyası…

-Güzel bir ev,  güzel bir araba, güzel kadın (Eş) /yakışıklı erkek…

Amerikan filmleri izleyenler hatırlayacaktır. Herkes müstakil evlerde, ailesi ile mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamaktadır. Bahçede köpekleri koşmakta, hafta sonları mangal partileri düzenlenmektedir.  İyi komşuluk ilişkilerinin yanında sokaklarda kibar insanlar vardır. Ve genellikle kadınlar zayıf, erkekler sportmendir…

Bu rüyada insanların yapması gereken tek bir şey vardır: Tüketmek… Tüketmek ve elbette aşırı tüketmenin sonucu kendini tüketerek, sistemden çıkmak!

Amerikan Rüyası:  Sadece sesten ve görüntüden ibaret bir aldatmaca, kısa süreli bir sahiplik üzerine kurulu bir serap, hayal midir?

“Amerikan rüyası” ismi altında dünyaya pazarlanan :

“..Amerika’da herkese fazlasıyla fırsatlar sunulur ve bu fırsattan en fazla çalışan istifade eder…Amerika bir fırsatlar ülkesidir…”

Amerikan Rüyası…

“…Bazen de bir rüyanın ötesine geçerek bir ideoloji, kitleler için bir afyon halini aldı. Her ne kadar daha önce de sık sık kesintiye uğramış olsa da son yıllarda Amerikan rüyası artık o eski idealize ve steril konumundan uzaklaşmaya başladı. Uyku ile uyanıklık arasındaki o sersem hâl sırasında Amerika Vietnam Savaşı'ndan beri karşılaştığı en büyük stratejik bataklığı Irak'ta, Büyük Buhran'dan sonraki en önemli ekonomik krizi Lehman Brothers'ın iflası sonrası yaşadığı süreçte ve 1982 Los Angeles Ayaklanmaları'ndan beri yaşadığı en sarsıcı kalkışmaya da Ferguson olayları sırasında şahit oldu.

Dünyada 'Amerikan rüyası' kavramı anlamını kaybederken, Amerikalıların rüyası hayal olurken, Amerika'nın rüyasının ne olduğu da kafaları karıştırdı.

Aslında Amerikan rüyası; Amerika'ya ekonomik veya siyasi sebeplerle kaçan göçmenlerin, hayallerini süsleyen geleceğe verdikleri isimdi. İçinde bulundukları sefaletten kurtulmak için milyonlarca Avrupalı, Amerika'yı 'taşı toprağı altın' bir coğrafya olarak görmüşlerdi.

Gidenlerin bazıları kısa zamanda büyük başarı ve güç sahibi olabiliyor, sınırsız kaynakları, geniş coğrafyası, bakir toprakları ve türünün ilk örneği olan metropolleriyle herkese farklı imkânlar sunuyordu. 1900'lü yılların başlarında gemilerle New York limanına akın eden Avrupalı göçmenlerin Özgürlük Anıtı'nı gördükleri ana kadar içinde bulundukları bu rüya, Amerika'ya geldiklerinde başka bir anlam kazanıyordu…

Amerikan rüyası her rüya gibi aslında sık sık kesintiye de uğradı. 1960'larda, Afro-Amerikalıların hakları için mücadele ettiği günlerde, bu rüyanın sanıldığı gibi tozpembe olmadığı görüldü.

Bu yıllarda Amerikan rüyasının büyüsünün perdelediği ırkçılığı hatırlara sokan en önemli karakter olan Martin Luther King, bir konuşması sırasında sistemik ırkçılığın ve bunun savunucularının Amerika'yı kendi rüyasından ne kadar uzaklaştırdığını anlatıyordu.

Ona göre de insanların eşit olduğu bir başka rüya vardı Amerika için. Oldukça idealize edilen müstakil garajlı ve bahçeli bir evi, iki çocuğu, bir köpeği ve iki arabası olan Amerikan ailesinin temelini teşkil ettiği Amerikan rüyası, toplumun daha büyük ünitelerinin içinde bulunduğu sınıflandırma ve ayrımcılığı birçoklarının görmesine engel olmuştu.

Amerikan rüyasının bazı Amerikalıların rüyasından farklı olduğunu dünya bu olaylarla fark etmeye başladı.

Daha sonrasında yaşanan Vietnam Savaşı ise dünyanın Amerikan rüyasından bir an için uyanmasına sebep oldu. Bir üçüncü dünya ülkesinin Amerika'nın savaş makinesi altındaki hali önce dünyada Amerika'ya karşı, sonrasında da Amerika'da siyasi iktidara karşı ağır bir tepki oluşmasına sebep oldu.

Özgürlük ve demokrasi havarisi bir siyasi sistemin yol açtığı yıkım, dünyada Amerika'nın imajını o zamana kadar hiç olmadığı kadar zedeledi.

John Lennon'un da öncülük ettiği savaş karşıtı akım, Vietnam Savaşı sonrası ortaya çıkan eleştirel filmler, Amerika'nın prestijinin bir dönem en büyük yumuşak güç enstrümanlarından olan popüler kültürün en sert bir şekilde saldırısına maruz kaldığını gösteriyordu. Dünyadaki herkes Amerikan rüyası ile Amerika'nın rüyası arasındaki farkı anlamaya çalıştı bu dönemde. (1)

-ABD’de 2002 yılında 10-14 yaş arasında doğum yapan Amerikalı genç kızların, pardon çocukların sayısının 7315 olduğu…Bu arada Amerika’dan Meksika’ya giderek kaç yüz bin kanunsuz kürtaj yapıldığını ancak Allah bilir...

-Amerika’da resmî kaynaklara dayanan bilgilere göre cinsel ilişki konusunda sekse başlama yaşı dokuz yaşına kadar inmiş bulunmaktadır. 12 yaşındaki kızların yüzde 49’u, 16 yaşındaki kızların yüzde 80’i ilk cinsel ilişkilerini gerçekleştiriyorlar…

Evli kadınlarda, özellikle beyazlarda evlilik dışı cinsel İlişki yüzde 65, bu oran erkeklerde ise yüzde 85. (2)

...

-Lisede okuyan öğrencilerin yüzde 42’si, üniversitede okuyanların yüzde 85’i hayatlarında bir defadan fazla uyuşturucu / drug kullanıyorlar.

-Ortalama Amerikalının bir dolarlık gelirine karşı 3 dolar borcu var.

- ABD Tarım Bakanı Tom Vilsack yeni mali yılda 310 milyon nüfuslu ülkede 40.5 milyon insanın her ay yiyecek yardımı alacağını açıkladı. 2011 yıIında ise bu sayının 43.3 milyon olması bekleniyor..

-Amerikan ekonomisinin yüzde 60’ı yüzde birlik bir grubun kontrolü altındadır. ABD’de yaklaşık 40 milyon kişinin hiçbir sosyal güvencesi yoktur ve bu rakamın 10 milyonu bir işte çalışıyor olmasına rağmen yoksulluk sınırının altında yaşıyor. (3)

Amerikan içtimai (sosyal) dokusu, hakkında bilgi sahibi olmak.

..Birleşik Devletler’de baba problemi vardır. 1960’larda babasından ayrı yaşayan çocuk oranı yüzde 40’larda iken, 1980’lerde yüzde 60 ve 2020 yılında bu oranın yüzde 80 olacağı tahmin edilmektedir.

Yani her yüz çocuktan sekseni babadan ayrı olarak annesi veya annesinin sevgilisi veyahut da annesinin yeni eşi ile yaşamak mecburiyetinde kalacaktır.

…Yapılan araştırmalarda, babasız ailelerde büyüyen bir çocuğun karar almada ve ilişki kurmada, ilişkiyi yürütmede iki kat daha fazla zorlandığı tespit edilmiş. Amerika’da üç doğumdan birisi, evlenmeden anne olanlar tarafından gerçekleştiriliyor.

Amerika’nın orta ve iç bölgelerindeki şehirlerde çocukların yüzde 90’i bekâr annelerin “baba” olduğu evlerde yetişmektedir.

1960 yılında evlilik dışı doğanlar bütün doğumları yüzde 5’i iken, 1991 yılında bu oran yüzde 30’a çıkmıştır.

Sosyolog Davit Popenoe göre 2000 yılında evlilik dışı doğumların oranı, toplam doğumlar içinde yüzde 40’tır.

…Amerikalı çocukların baba ile ilişkileri giderek azalmakta veya hiç olmamaktadır. Babalarının kim olduğu sorulan çocukların çoğu “Benim babam yok” cevabını vermektedirler. (4)

-Kapitalizm/Emperyalizm : “Ucuz hammadde,  ucuz emek ve aç pazarlar üzerine kurulmuştur.

-Ancak, dünün sömürge ülkeleri bugün, (eski efendilerine karşı) rekabetçi konuma yükselmiştir.

-Bunun sonunda, ucuz hammadde-emek azalmış, pazarlar daralmıştır. Elbette, refahı sağlayan büyük gelirler de.

-Gelişmiş Batı’nın refahının devamı (Özellikle ABD), silah satışı ve bunun sürdürebilirliği : “Kaos-terör-Tehdit ortamı” gerektiği düşünülmektedir. Ortadoğu, Afrika’da yaşananların arkasındaki ana etken bunlardır. Terör kullanılarak silah sanayi/ekonomi ayakta tutulmaya çalışılmaktadır.

-Amerika’nın, Türkiye’de 15 Temmuz’da yaşananların (Kuklası Gülen’in) arkasında durması, onun güçlü olmasının değil, çaresizliğinin işaretidir.

-Amerika/Batı, herşeyden vazgeçerler ancak, Türkiye’den asla. Mesele, Türkiye’nin güçlenmesini önlemek, tökezletmektir.

-Türkiye’nin dostluğu olmadan bu bölgede (batılıların uzun vadede) kalıcı olmaları sıfır ihtimaldir. İsrail’inde.

-Dünya (imkanları ile) hepimize yeter. İnsanlar dayanışma sergileyerek paylaşılacakları artırmalı ve her toplum kendi değerleri ile (bir dayatma olmadan) huzur ve barış içerisinde yaşayabilmelidir.

-Bizim, dünümüz ve dündeki izlerimiz bellidir. Buradan hareketle yarınlarımız da.

-Bizimle kural dışı oynamayınız. Bu halkın son bin yılında yaşamadığı, deneyim sahibi olmadığı nerede ise hiçbir uluslararası tezgah!  kalmamıştır.

www.canmehmet.com

Resim: http://odatv.com/sahi-bir-amerikan-ruyasi-vardi-ne-oldu-ona-0409101200.html 

alınmış, alt yazı tarafımızdan düzenlenmiştir.

Kaynaklar:

(1)Daha fazlası için bakınız: http://www.lacivertdergi.com/dosya/2014/12/29/amerikan-ruyasi-ve-amerikanin-ruyasi   (yazıdaki vurgulamalar tarafımızdan yapılmıştır. Canmehmet)

(2)“Evanjelizm”, Shf:106

(3-4)A.g.e.

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..