Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '09

 
Kategori
Kitap
 

"Anka Kentim Antep'im" ve Lütfiye Aydın

"Anka Kentim Antep'im" ve Lütfiye Aydın
 

Oğuz TÜMBAŞ

Antepliler silâhşor olur,
uçan turnayı gözünden
kaçan tavşanı ard ayağından vururlar
ve arap kısrağının üstünde
taze yeşil selvi gibi ince uzun dururlar.

Memleketim Gaziantep’ten gelen her haber, her ses, her dost, her kitap Nazım ustanın Kuvayı Milliye Destanının Karayılan bölümündeki dizeleri anımsatır. Duygulanarak mırıldanırım. Bu kez yine değişmedi; can dost, iyi öykücü, hemşerim Lütfiye Aydın’ın “Anka Kentim Antep’im” kitabıyla memlekete duyduğum özlem yeniden depreşti.

Her kentin kendine özgü rengi, havası, görüntüsü, sesi vardır. Her kentin öyküleri, söylenceleri, masalları, deyişleri, özgün kişileri, evleri, deyimleri, anlatıları vardır. Kentler yetiştirdiği sanat, edebiyat, kültür, bilim insanlarıyla anlam kazanır. Özellikle geçmişin insan emeğini, sevgisini, duygusunu, ezgisini, yaşantısını, resmini günümüze taşıyan kent dokularını daha çok önemserim. Öyküleriyle kendine özgü bir kişilik yaratan sevgili Lütfiye Aydın “Anka Kentim Antep’im” de doğduğu, yaşadığı, sevdalandığı kentini de geçmişin perdesini aralayarak öykü tadıyla, masal sıcaklığıyla anlatıyor.

Gaziantep doğduğum, çocukluğumun, yetişme yıllarımın geçtiği, anılarımın biriktiği bir kent… Gaziantep’in yanı başında tüm şirinliği, duruluğu ile beni duygulandıran, adımla anlamlaşan ilçem Oğuzeli… Lütfiye Aydın’ın bu kitabını özlemle bekliyordum, sonunda Ankara’dan İzmir’deki evime ulaşıverdi bir kış günü; duyarlığı, “değerli hemşehrim, ozan kardeşim” diye başlayan sıcak imzası ile.

Lütfiye Aydın adını duymuşluğunuz vardır; öykülerini bileniniz çıkacaktır. Özgeçmişine göz gezdirelim mi ne dersiniz? Aydın, 1949 yılında Gaziantep’te doğar. İlk ve orta öğrenimini bu kentte tamamlar. 1972’de İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nü bitirir. 1982 yılına kadar değişik kentlerde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapan Aydın, . 1982’de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Film Radyo ve Televizyon ile Eğitim Merkezi’ne girer. Burada eğitim filmleri için senaryolar yazar, öyküler kaleme alır. Ankara Radyosu’na yirminin üzerinde drama programı yazarak katkı verir. olarak çalıştığı kurumdan 2000 yılında emekli olur. Yapıtları: İkili Yalnızlık (Öykü, 1985), <ı>Cemre (Öykü, 1991), Sengin Semai Bir<ı> Ölüm (Öykü, 1992), Ölüm Erken Bir Akşamdır (Öykü, 1993), Kül Tablet (Anlatı, 1997), Tsunami (Öykü, 1998 – Kültür Bakanlığı Öykü Büyük Ödülü), Gri Gül (Öykü, 2005).

"Gri Gül"le 2005 Rıfat Ilgaz Öykü Ödülü'ne değer görülen Aydın'ın gerçek olaylara dayanan öykülerinde, 2 Temmuz 1993 günü yaşadığı ve ağır yanıklarla kurtulduğu Sivas olaylarından izler bulunuyor. O olaylar yakın tarihimizde bir kara leke olarak hep duracak, her Temmuz’da bu acılar tazelenecek. Olaya tanık olanlar, yaşayanlar da her zaman acılar, kederler içinde bu tarihi anacaklar, yazacaklar, anlatacaklar, kuşaktan kuşağa geçen bir belgeseli görüntüye sokacaklar.

Onunla tanışalı 4-5 yıl oldu; ama bin yıldır tanışıyormuşuz gibi dostuz. İlkin Söke’de bir edebiyat etkinliğinde buluştuk. Bellek Pazarı şiir kitabımdaki özgeçmişimden, Antepli olduğumu öğrenince, nasıl mutlu oldu, nasıl mutlu oldum, anlatamam. Sonra 2006 yılında Gaziantep Kitap Fuar’ında buluştuk ortak dostlarımızla. 40 yıllık dostum Şair Ali Çapan’ın evindeki o güzel akşamı unutmam ise olanaksız. Çiğ köfte, yuvalama, şirin hanekler, Lütfiye Aydın’ın doyumsuz söyleşileriyle.

Anılarla, öykülerle buluşunca, kuşkusuz Gaziantep’in insanlarını, geleneklerini, alışkanlıklarını, seslerini, görüntülerini de tanıma olanağı buluyoruz. Lütfiye Aydın dizelerimin de yer aldığı şiirimden söz ederken, adımı anmış: “Kentin çocuklarından Oğuzelili Oğuz Tümbaş, bir şiirinde çocukluğunun geçtiği belde için ‘Sular yurdu kasabam’ derken, sanki kentin bütününü de kastetmektedir.” Sayfaları çevirdikçe bir çoğu benim de arkadaşım, dostum olan adlara rastlamak, onlarla ilgili anıları okumak nasıl da gönendirdi bilseniz gönlümü… Ali Çapan, eşi Gönül, Ali Şentürk, Mehmet Kara, Nezir Uca, Vahittin Bozgeyik, Fikri Coşkun… Daha lisede okurken, şiirlerini bildiğim, o zaman Hisar adlı edebiyat dergisinin açtığı liselerarası şiir yarışmasında birlikte derece aldığımız bu şair dostumun ölümünü öğrendiğimde çok acı duymuştum. Işıklar içinde olsun. Kuşkusuz Gaziantep’ten yetişen başka adlar yok mu? Lütfiye Aydın bir biçimde Ömer Asım Aksoy, Onat Kutlar, Ülkü Tamer, Orhan Barlas, Mehmet Barlas, H.Kaya Öztaş, Fevzi Günenç, Zeynep Göğüş, Ahmet Ümit, Faruk Bildirici adlarını da anmadan geçmiyor. Ünlü dil uzmanı, saygın insan Ömer Asım Aksoy’la ilgi anılarını okurken de çok duygulandım.

Beni bir başka duygulandıran isim de Şerif Akbağ adı oldu. Çocukluk yıllarımda Oğuzeli’nde Bekçi Şerif olarak bildiğim, tanıdığım, türkülerini dinlediğim Şerif Akbağ sevgili Lütfiye Aydın’ın da anılarına konuk olmuştu. Aydın ünlü Antep savunmasını, halkın kentini düşman işgalinden kurtarmak için gösterdiği kahramanlığı, yiğitliği anlatırken, bir kez daha gözlerimde duygu yaşını biriktirdi.

Kitabın sayfalarını çevirdikçe bir çok sokağa, mahalleye, semte rastlamamak olası mı? Alleben…Her Anteplinin özdeşleştiği, buluştuğu Alleben, Antep Kalesi, Kırkayak, Maarif kahvesi, Uzun Çarşı, Şire Hanı, Halkevi bahçesi…

Lütfiye Aydın’ın özenle hazırladığı, anılarla bezediği bu öykü tadındaki kitabını okumanızı öneriyorum. Kitabı İzmir’de bir Antepli olarak okurken, memleketimin özlemini giderdim. İnanır mısınız bitmesin diye yavaş yavaş sayfaları çevirdim, sonra tekrar okudum. Baş ucu kitaplarımdan birisi ve önemlisi oldu. Eline, kalemine, düşüncesine, gönlüne sağlık Lütfiye Aydın diyorum.

“Anka Kentim Antep’im”, Lütfiye Aydın, 324 s., Heyamola Yayınları, 2008”

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..