"Anneciğim Türkler geliyor!"

İtalya basınından “İl Messaggero” bu başlığı kullanmış mucize zaferimiz için. Mucize zaferimiz diyorum. Maçtan hemen sonra yazdığım, ancak yayınlama fırsatı bulamadığım yorumumda “Bunun adı mucize!” başlığını uygun bulmuştum. Özellikle dış basında aynı içerikte bir çok başlığın atılması benimkini önemsizleştirdi.

İlginç bulduğun Avrupa’daki Türk korkusunun klişesi, yukarıdaki başlığı atan İtalyan basınının olmasıdır. Avusturya basınından bunu bekleyebilirsiniz. Viyana kapılarına iki kez dayanmışız. Türk korkusu salmışız. Bu korku zamanla düşmanlığa dönüşmüş... Neredeyse paranoya düzeyine ulaşmış. Tüm bunları görmezden gelen medyamız III. Viyana kuşatmasına hazırlanıyor. Fetih hareketini tamamlamaktan bahsedenler bile var. Avusturya’nın tarih boyunca işgallere maruz kalması, Almanların gölgesinde yaşaması, bu toplumu iyice güvensiz yapmış... Korkuyla karışık bu düşmanlık AB üyeliğimize en çok muhalefet eden ülke yapıyor Avusturya’yı... Viyana’da oynayacağımız Hırvatistan maçı için “kuşatma, fetih” söylemleri “Türk korkusu”nu hortlatmaktan başka işe yaramıyor.

Avrupa Basını’nda takımımızı göklere çıkaran yorum ve başlıkların daha çok olması sevindirici... Hele hele Yunan basının bizimkilere “Türkler! Cesur Yürekliler takımı” yorumu, “Yunanın Türke bakışı değişti” dedirtecek cinsten.

Takımımızın olağanüstü başarısı turizm sezonunun başlarında Türk turizmi için bulunmaz tanıtım fırsatıdır. Milyarları dökseniz bu denli bir tanıtım kampanyası yürütemezsiniz. Avrupa’da rüzgarlar bizden yana esmektedir. Avrupa Futbol Şampiyonası sonrası milyonlarca Avrupalı tatile çıkacaktır. Neden tatil için Türkiye’yi seçmesinler. Denizin en temizinin, güneşin en parlağının, kumun en altının bulunduğu bu güzel ülkeye neden gelmesinler. Türkiye’nin turizmdeki avantajını değerlendirme zamanı gelmiştir. Unumuz var. Şekerimiz var. Suyumuz var. Helvayı da yapmışız. Bu helvayı yiyemeyecek miyiz?

Futbolun büyüsü ile Viyana’da sadece Avusturyalıların değil, Dünya’nın da “gönlünü fethetmeliyiz”.