Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

“Anneler artık ağlamasın!“ demek vatan hainliği mi?

“Anneler artık ağlamasın!“ demek vatan hainliği mi?
 

Vatan Haini - Dünya Şairi - Nazım Hikmet' in Mezarı


1962 yılında Ankara'da yayımlanan bir gazetede şu haber çıkar:

"NAZIM HİKMET VATAN HAİNLİĞİNE DEVAM EDİYOR."

Nazım Hikmet'in Vatan Haini adlı şiirinden, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla yazıldığını öğrendiğimiz bu haberin yanına Amerikan amirali "VİLYAMSON' un" resmi konur.

O günlerde de Amerika, ( çıkarları doğrultusunda) bazı ( ! ) ülkelere para yardımı yapardı.
Türkiye bütçesine yaptığı 120 milyon liralık hibe için Nazım Hikmet'in yorumu:
"AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN YARI SÖMÜRGESİYİZ" şeklindedir. Bunun üzerine söz konusu başlık atılır:

"NAZIM HİKMET VATAN HAİNLİĞİNE DEVAM EDİYOR HALA"

Nazım Hikmet bu suçlamaya karşı, "EVET, VATAN HAİNİYİM" der ve devam eder:

***

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,

ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.

Vatan çiftliklerinizse,

kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,

vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,

vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,

fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,

vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,

vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,

ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,

vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,

vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,

ben vatan hainiyim.

Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :

Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

***

Nazım Hikmet, daha önce de defalarca vatan hainliğiyle suçlanmıştır. Ayrıca onu savunanlar da paylarını almışlardır bu suçlamalardan. Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday bunlardan birkaçıdır.

1950 yılında Nazım Hikmet'in hapishaneden çıkarılması için yapılan kampanyaya katılan bu üçlü açlık grevine yatar ve Yaprak'ta bu yolda yazılar yayımlarlar.

Bu eylemler gerici, sağcı çevrelerce vatan hainliği ve Moskova uşaklığı olarak yorumlanır. Bunun üzerine 15.05.1950 tarihli Yaprak'ta şu açıklamayı yaparlar:

"Bir şairin öldürülmesine gönlümüz razı olmadığı için, sırf onu kurtarmayı istediğimizi belirtmek için iki gün aç durduk. Niyetimiz kimseyi tehdit etmek değildi, sadece şairlik borcumuzu ödemekti. bununla beraber fırsat düşkünü yazar bu hareketimize siyasi bir mana vermeye kalkıştı. Bizi, yabancı ülkelerde memleketimiz aleyhinde yapılan menfi propagandalara alet olmakla suçlayanlar çıktı." ( 1 )

***

Aslında Orhan Veli, bu olaya karşı cevabını yıllar önce yazdığı VATAN İÇİN şiirinde vermiştir.

Neler yapmadık şu vatan için!

Kimimiz öldük;

Kimimiz nutuk söyledik.

***

Bu günlerde çok nutuk söyleniyor, belki o nedenle aklıma geldi bütün bunlar.

“Toplumsal hafızanın hatırlama ve unutma biçimleri “ ne kadar önemli

bir konu, ne kadar hayati..

Nazım Hikmet’ in o şiiri yazdığı yıllarda, hatta son Irak işgaline kadar ABD
popülerdi, ABD önemliydi.

Hele SSCB varken . Biz jeopolitik konumumuz için asla vazgeçilmezdik.

Anti emperyalizm dediğiniz anda “suçlu” olurdunuz.

1968 de Dolmabahçe’ ye yanaşan 6. filoya karşı gençliğin unutulmaz karşı
çıkışı, eylemi o günün egemen zihniyetlerince vatana ihanetle nerdeyse eş
tutulmuştu.

Çok önemli bir konu toplumsal hafızanın unutma biçimleri …

Bu gün güneydoğu ile ilgili konuşmalar açıklamalar tartışmalar arasında
öne çıkan çok belirgin bir nokta var.

Bu gün “ Kürt Açılımı “ denilen sürecin ABD dayatması olduğu, ABD stratejistlerinin raporları olduğu, dolayısı ile ABDnin isteğinin bu olduğu, ulusal bağımsızlığımıza müdahale olduğu, vatanın bölünmesine ve parçalanmasına yol açacağı söyleniyor..

Hem de kimler kimler söylemiyor ki bunları .

Tam, “ aa, ne kadar hoş.. en sonunda ABD nin foyası meydana çıktı, hem siyasiler hem halkımızın çoğu bilinçlendi bu konuda “ demeye niyetleniyorsanız sakın bunu söylemeyin..

Çünkü bu doğru değil.

Çünkü bu günkü anti ABD tavırların Nazım Hikmet’ in vatan haini ilan edilmesi sürecindeki algılarla ilgisi yok.

Bu günkü tavırlar sadece ve sadece Kürt Sorunu için tepki olarak geliştiriliyor. Bütünsel bir ulusal bağımsızlık söylemi yok ortalıkta.

Sadece ve sadece bir tek konu için anti ABD tavırlar.

Örneğin pek kimsenin İncirlik Üssünden bir şikayeti yok.. İncirlik Üssünün şimdiye kadar çoktan iptal edilmesi gereken ikili anlaşmalarda çizilen çerçevenin de çok ötesinde kullanılmasından, Irak Savaşı boyunca Ebu Garib’e aktarılmadan önce sorgu ve işkence işlevli askeri uçakların burayı kullanmasından, nükleer başlıklı füzelerden, vb. şikayet eden, dile getiren kimleri hatırlıyorsunuz ?

Hükümet suskun...

Peki ya bu gün anti ABD tavırları en “sert” söylemlerinin ekseni yapan muhalefet partileri ne yaptı acaba bu konuda ?

Ben hatırlamıyorum.

Bir tek ÖDP eski başkanı Ufuk Uras hariç . Bu konuda önerge verdiğini biliyorum, okudum internette.


Samimiyetsiz, gündelik politikalar .

***

“Anneler ağlamasın artık, yeter, akan kan dursun “ derseniz şayet, işte bu günün vatan hainliği bu diyorlar.

Bunu ABD dayatıyor, diyorlar...

Öyleyse ret etmek ve savaşa devam etmek mi gerekiyor ABD’ ye karşı olmak için ?

Savaşı çıkartanın, başlatanın, en azından lojistik destek sağlayanın kim olduğunu nasıl unutuyorlar?

“ Hükümet beceriksiz, açılım saçılım oldu “ diyorlar.

Doğrudur.

Peki bundan sevinç mi duymak gerekir?

Yoksa bu konunun aynı zamanda insani ve herkesi ilgilendiren, can yakan, kan akmasına yol açan bir özel konu olduğunu fark ederek, hükümete değil ama halka, bu ülkenin insanlarına yardımcı olmak amacıyla doğruyu göstermek mi gerekir?

Sokaktaki her vatandaşa “ vatanın bölündüğü / bölüneceği “ korkusunu pompalamak yerine sükunet ve anlayış içerisinde hep beraber bu
sorunun nasıl çözümleneceğine dair görüş belirtilmesini, katılım
sağlanmasını teşvik etmek mi gerekir?

Sanki bu güne kadar bunca yıl , bunca kayıp, bunca gereksiz mali harcama,
bunca şey yaşanmamış gibi “ son terörist öldürülünceye kadar “ savaşın sürmesini mi istemek gerekir. ?


Peki, buyurun, devam edin..

Dört yanımda 12 eylül konuşmaları duymaktan, yazıları okumaktan üzgünüm.

Bölünme, parçalanma paranoyası ile birbirimize daha fazla, daha fazla düşmanlaşalım...

Sanki bunları başka formatlarda geçmişte yaşamadık mı?

***

Neler yapmadık şu vatan için!

Kimimiz öldük;

Kimimiz nutuk söyledik.

(1) İnternet

 
Toplam blog
: 61
: 3400
Kayıt tarihi
: 25.12.08
 
 

İnşaat mühendisiyim. İTÜ mezunuyum.   ..