Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '10

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

"Aşk" yosma bir Tanrıçadır aslında...

"Aşk" yosma bir Tanrıçadır aslında...
 

Hayaletlerden kurtulalı çok oldu galiba. Ama yinede zaman zaman sessizce süzülüp belleğimin içine, yokluyorlar şöyle bir beni. Kırılganlığımı denemek istiyorlar kanımca. Yavaşça teslim oluyorum ya da teslim olmuş gibi yapıyorum. Acı; hissetmek istemediğim bir duygu, bu yüzden onu düşünmüyorum. Şartlandırıyorum kendimi ve acı yerini ince bir sızıya bırakıyor. Hayaletlerimse kızgın ve kırgın uzaklaşıyorlar o sıra benden .

Bazen tam her şey rutininde, seyrinde giderken yavaşça bir gölge, bir ses, bir görüntü geliyor. Hissetmek, işitmek ve görmek için uğraşıyorsun. Ama sadece ince bir sızı hissediyorsun içinin ta orta yerinde.

Aşk ……….

Yinelenen ümitlerin, yaşama sevincinin ve muskasının kahpe kızı. Kendisini masumluğuyla, bekaretiyle bize satan, ama bir o kadar kaşar ve kahpe bir güzellik karşımızdaki. Önce mağrur görünür, saftır, neredeyse mükemmeldir . İşte tam bu noktada oyunları başlar, entrikaları, cüreti ve sizi kelimenin tam anlamıyla bir yosmaya tutulan saf delikanlının içinde bulunacağı durumda; kah öfke, kah kirlenmişlik, ötesinde nefret duyguları içinde bırakır. Gideceğiniz yön kalmamıştır artık. Kıskıvrak yakalanmışsınızdır. Beyniniz uyuşmuş, belleğinizi yitirmiş, görme, algılama tüm yetilerinizi kaybetmiş sadece ona yönelmişsinizdir. Ve sonunuzu geç kalmış bir şekilde algılarken, şuurunuzu kaybetmiş, sadece teslim olmuş, hazırlamışsınızdır kendinizi o sona çoktan.

Geride kalan yıkıntılarla , küllerin arasında gezersiniz bir zaman sonra . Ayağınız anıların kemiklerine takılır. Yanmış deforme olmuş ve kimliği kalmamıştır artık . Sadece ağlayabilirsiniz. Savaş bitmiştir bitmesine ama, artık bir “savaş mağdurusunuzdur” . Asla belleğinizden atamayacağınız hayaletleriniz olmuştur sizinde artık .

O yosma bir çok defa karşınıza çıkacaktır. Aşık olmuştur çünkü size. Kırılganlığınıza, güzelliğinize, derinliğinize aşık olmuştur aşk sizin. Ve yeni oyunlar dener. Her seferinde yeni kimliklerle çıkar karşınıza. Biçim değiştirir Vertumnus gibi. ….

Vertumnus mevsimlerin, tomurcukların meyveye dönüşümlerini de sağlayan tüm değişimlerin Roma’lı tanrısı. Bir gün tomurcuklanan ve artık büyüme vakti gelen ağaçlarına nefesini üflerken Pomona’yı görür. Güzel peri, meyve ağaçlarının tanrıçası ve usta bir bahçıvandır Pomona. Nesye bu kudretli tanrı güzeller güzeli, yetenekli Pomona’yı elde edebilmek için şekilden şekile girer. Ama her seferinde reddeder peri onu . Ta ki bir gün gerçeğini görene kadar. Bir gün Vertumnus’un gerçek halini görür ve ona aşık olur.

Şimdi kendimizi sorgulayabiliriz. Bir an durup düşünmek gerek. Hayaletlerinizi tarayın bir bir. Hepsi şu ana kadar biçim değiştirip bizi elde etmeye çalışan Vertumnus’tan farklı değildi aslında. İsimler, bedenler farklı belki ama özde hep o yosma, kahpe “aşk” . Ta kendisi değil miydi?

Ben kendimi çözdüm sevgili dostlarım. Tüm oynaklıklarının, kusurlarının ötesinde onun güzelliklerini, gerçeğini de gördüm tıpkı Pomona gibi.

Aşk …..

Gerçeği mi? Bizi hayata bağlayan, değişmemizi, büyümemizi ve kendimizi tanımamızı sağlayan bir Tanrıça aslında. Ve biz tüm biçimlerinden öte onun kendisine aşığız zaten...

 
Toplam blog
: 200
: 959
Kayıt tarihi
: 21.04.08
 
 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü mezunuyum . Maalesef bir tak..