Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '13

 
Kategori
Magazin
 

‘A.Ş.K.’nin sorunu neydi ?

‘A.Ş.K.’nin sorunu neydi ?
 

Kanal D’nin büyük umutlarla başlattığı dizilerden biri olan ‘A.Ş.K.’nin kendinden hiç beklenmeyen bir sonuç yaratması, fanları başta olmak üzere yapımla ilgilenen herkesi üzmüş durumda.

Hazal Kaya ve Hakan Kurtaş'ın başrollerinde oynadığı dizi, ne olduysa bir türlü huzur bulamadı. Çarşamba günleri prime time kuşağında yayınlanırken Pazartesi 22.00’ye alındı. Her kafadan bir ses çıkmaya başladı ve nihayet beklenen sonda karar kılındı.

Zaten bir dizi umulanı vermeye görsün… Hemen malum senaryolar devreye girer. Kaldırılacak, başka kanala geçecek. Şimdi de aynıları ‘A.Ş.K.’ için yürürlükte.

Bir bakıyorsunuz, A/B grubu izleyiciden çok getiri yaratabilecekken, yeterince değerlendirilmediğinden şikâyet eden Nebahat Çehre’nin sözleriyle verilen haberde, dizinin düşük reytingden dolayı 13. bölümde final yapacağı söyleniyor. Bir diğer habere bakıyorsunuz Faruk Turgut’un anlaşmalarına göre mümkün olmadığını belirtmesine rağmen, final kararı durumunda ‘A.Ş.K’nin noktalanmayıp başka kanala transfer olacağı müjdeleniyor.

Öyle veya böyle sonuçta dizi, bir huzursuzluk ve olumsuzluk sarmalında sona doğru gidiyor!

Peki, niye böyle oldu? Bana göre senaryonun kötülüğünden ziyade diğer etkenler bu başarısızlığın sebebi. Nedir bunlar? Buyurun birlikte irdeleyelim…

NEBAHAT ÇEHRE FAKTÖRÜ

‘Beni yok saydılar. Gerektiği gibi kullanamadılar’ diyerek dizinin senarist ve yapımcısına isyan eden Nebahat Çehre’nin iddia ettiği gibi dizinin başarısızlığında bu durum gerçekten etkili oldu mu? Onun varlığı daha çok öne çıkartılsaydı sonuç değişir miydi?

‘Aşk-ı Memnu’ya, ‘Muhteşem Yüzyıl’a bakıyorum… Oralardaki varlıkları ‘A.Ş.K.’tan daha aktif. Buradaki düşük tempoda, oğlundan ziyade hasta kızını düşünen anne pozisyonunu üstlenen Nebahat Çehre’nin rolü, adeta etkisiz eleman gibi…

Dolayısıyla onun çatışmacılığını destekleyecek yan konular üretilip bu olumsuzluk ortadan kaldırılabilir ve dizinin aldığı sonuçlarda bir nebze de olsa fark yaratabilirdi. Ama geçmiş olsun.

ZORLU REKABET

Öte yandan dizinin ‘Muhteşem Yüzyıl’a karşı çıkartılması da başlangıç için büyük hata oldu. Seyircisini tutmuş bir dizinin karşısına yenisini çıkartacaksanız, en az onun kadar ses getirecek bir yapım olması gerekir.

Oysa alışılmış ilişkilerin rutinini kıran bir senaryoya sahip olsa bile nihayetinde hem kadrosu hem de yapımıyla üstünlüğünü kurmuş olan ‘Muhteşem Yüzyıl’a oranla ‘A.Ş.K.’nin cezp edici gücünün derecesi belliydi. Bu nedenle kendini göstermesi, beğendirmesi için rekabeti daha rahat olan bir güne ihtiyacı vardı.

Şayet Salı gecesi ‘Çalıkuşu’nun yerine ‘A.Ş.K.’ devreye sokulmuş olsaydı çok daha iyi sonuç alınabilirdi. Dizi bolluğunda şaşırılınca aynı yanlış, gün değişiminde de sürdürüldü. Tutuldu, ‘Karadayı’nın uzun özetlerle izleyiciyi bağladığı, ardından ‘Kim Milyoner Olmak İster’e kilitlendiği gece seçildi. Dolayısıyla biraz kıpırdanma olsa da yine istenen hedefe ulaşılıp ilk 10 içine girilemedi.

KONU VE KİMYA MESELESİ…

‘A.Ş.K.’nin istenileni verememesinde, bu ikincil hatalarının dışındaki asıl etkenlere gelecek olursak…

İlki, ‘A.Ş.K.’deki sevgililik ilişkisindeki çarpıklığın izleyiciye olumsuz etki etmesi!

Azra’nın çok saçma bir şekilde ortaya çıkartılan tefeci borcuna karşılık çare olarak sevgilisini yem olarak kullanmak istemesi, hasta bir kızın zaafını kendi hayatlarını kurmak için alet etmeye çalışması yanlış oldu.

Bunları aşk ve ahlak bakımından uygun bulmayan izleyici, diziye tam ısınamadı. Anlayacağınız, ‘Mutlu olmak için aşk yeter mi’ diye sorarak karşımıza gelen ‘A.Ş.K’ye bakanlar, bu ilişki karmaşasında kendilerini bulamadı.

Diziyi baştan itici hale getiren bu öyküsel duruma ilaveten yönetmen değişimi ve senaryo gelişimi yaşayan kadronun, negatif yansıması da önemli etken oldu.

Oyuncuların her birinin tek başına iyi olduğu dizide, takım kimyasının tutmamış olması çekiciliği fazlasıyla köreltti.

Hazal Kaya ile Hakan Kurtaş’ın yarattığı Azra-Kerem çifti doyurucu olamadı. Fiziki açıdan da uyum sergileyemeyen çiftin birlikteliği, ne bir romantizm doğurabildi ne de kıskançlık duygularının çatışmasını hissettirebildi. Yani Hazal Kaya’nın karşısında Kurtaş yerine başka biri seçilseydi herkes daha mutlu olurdu.

Gerçi sonradan Kerem ile Şebnem arasındaki ilişki güçlendirildi ama Can’la da eğreti gibi görüntü veren Azra yine boşta kaldı. Kısacası, ‘A.Ş.K.’de partnerler iyi seçilmediğinden izleyici de umduğunu bulamadı.

Bu saatten sonra tüm bunların ne önemi var diyeceksiniz… O da doğru. Ama yine de çıkmadık candan umut kesilmezmiş ya… Bizim hatırlatma da o hesap.

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..