Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '15

 
Kategori
Futbol
 

Atletico Madrid yenilgisi sanki “anormal” de, taraftar tepkili...

 Atletico Madrid yenilgisi sanki “anormal” de, taraftar tepkili...
 

Maç bitmez üzere, tribünlerden yükselen sıradan bir bağırma:

“Yönetim istifa!.”

Ya Galatasaray 2-0 yenilmeyip yenseydi; yönetim, başkan demek olduğu için, nasıl bağrılacaktı?

“Dursunnn, Dursunnn, başkanlıkta dursun!”

Ya da “bek”lere gönderme yapmak için:

“En sağlam bek, Dursun Özbek!”

Taraftarın, “Yönetim istifa” diye bağırmasının, Hamza Hamzaoğlu’nun,“3 kupa aldık, ondan sonra her şey tersine döndü” demesiyle de bir ilgisi mı vardı yoksa?

*****

Atletico Madrid, kâğıt üzerinde favoriydi; sahada da öyle oldu.

Galatasaray’ın yenilmesi normal... Çünkü Süper Lig’de daha kendini toparlamamış görüntüsünde... Puan “kayıpları” da bunu gösteriyor. Bu bakımdan, 2-0‘lık Atletico Madrid yenilgisi üzerine “kararlar bağlamak”, doğru değil. Hele bunu “şok skor” ile açıklamak, Galatasaray’a hiçbir şey kazandırmaz.

Galatasaray, Atletico Madrid ceza alanına ilk kez, 11. dakika Burak Yılmaz’la girdi, top, kornere çıktı. Top, kalecinin eline ilk kez, korner atışından değdi. Kaleci topu, o dakikaya kadar hep uzaktan izledi. Oysa Meslera, daha ilk saniyelerde topu ayağıyla uzaklaştırmıştı.

Atletico Madrid, maç başlar başlamaz, gol peşinde koştu; ilk etkili şut da zaten gol oldu.

Hamza Hamzaoğlu, ilk onbirde yer verdiği Emre Çolak'ı, bir posizyonda topa vurmayı değil Sabri pas vermeyi yeğleyince, bir de ilerleyen dakikalarda top yitirince, tepkiler üzerine 32. dakikada Umut’la, tirbünlerin ıslıkları eşliğinde değiştirdi.

Hamza Hamzaoğlu, böylece, Emre Çolak’ı “alkışlatılan” değil, “ıslıklatılan” oyuncu yaptı.

Galatasaray dağınıktı; hep geride kaldı. Savunmadakiler, topu ya kendi aralarında dolaştırdı, ya Muslera’ya verdi ya da pas yapayım derken Atletico Madridli futbolculara kaptırdı. Oysa Hamza Hamzaoğlu, gruplar belli olduktan sonra, yükseklerden uçmuştu.

(“Baktığımızda diğer gruplara göre biraz daha kolay gibi gözüküyor. (...) biz Avrupa'da kazanma kültürü ve alışkınlığı olan bir takımız. Bunu burada da sürdürmek istiyoruz. Biz de bu ligin istikrarlı takımlarındanız.)

*****

Anlaşılan ve görülen o ki, Galatasaray’da işler iyi gitmiyor.

Taraftar, dünkü maçta olduğu gibi, önce futbolcuya, sonra yönetime tepki duyuyorsa, yarın sıra Hamza Hamzaoğlu’na gelecektir.

Zaten bizde, “3 Büyükler”de en kolay harcanan, “camianın çocuğu” denenlerdir. Eski futbolcu, beklenmedik bir durumda, “yaratılan boşluğu” doldurmak için takımın başına teknik direktör olarak koşa koşa gelir.

Hamza Hamzaoğlu’nun gelişi de öyleydi.

Hamza Hamzaoğlu, “kısa dönem askerlik” misali, mayıs sonuna kadar gelmişti, şampiyonluk gelince, “tezkere” bıraktırıldı. Unutmayalım, “tezkere bırakan”, gün gelir, “tezkere” de alır.

*****

Hamza Hamzaoğlu, sürekli bir arayış içinde...

Hamza Hamzaoğlu’nun maç içinde yaptığı değişiklikler, bir “hazırlık maçı”nda bile yapılmaz. Futbolcular “dama taşı” gibi oradan oraya gittiler, geldiler.

Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılan bir takımda, etkili olacak transferler yapılamaz, elindekiler de elden çıkartılırsa, “normal skor”a, “anormal skor” olmadı diye sevinmek gerekir.

Hamza Hamzaoğlu’nun, “İkinci yarıdaki oyunumuz bundan sonrası için bizi umutlandırdı” demesi, bir teselliden ibarettir. Atletico Madrid, zaten, ilk 25 dakikada alacağını aldı; ikinci yarıda Galatasaray’a alan açtı. Bu açıdan bakılınca, Atletico Madrid’in ikinci yarıda sahadan silindiği gibi bir anlam çıkartılması mümkün değil.

Kısacası, Galatasaray, şu ana kadar bekleneni vermekten çok uzak.

Düzelir mi?

Düzelmesi gerekir, demekle yetinelim.

Son söz:

Gerçek taraftar, “istifa” ile “istifade” arasında gidip gelen, “iyi gün dostu” değil, “kara gün dostu” olmalıdır.

 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..