Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '12

 
Kategori
Futbol
 

Aykut Kocaman “istifa”ya uyarsa, “darbe” yolunu açar!..

 Aykut Kocaman “istifa”ya uyarsa, “darbe” yolunu açar!..
 

Karabük yenilgisi sonrası, “basın toplantısı”na çıkan Aykut Kocaman, maç değerlendirmesi yapacağına istifasını açıkladı:

“Yaklaşık 2,5 yıldır çok şerefli bir görev olan Fenerbahçe Teknik Direktörlüğünü yaptım. Bizim gibiler için, hemen her yerde bu formanın özellikle bir şekilde prestijini ve kredisini kullanmış insanlar için zirve burasıdır. Burayı yaşadım. Ancak açıkçası bunu devam ettirebilecek gücü hissedemiyorum kendimde. Bu maçla beraber Fenerbahçe'deki görevime son veriyorum. Taraftar, çok net bir şekilde haklı. Söyleyecek çok fazla bir şey yok. Pek çok şeyle mücadele etmeye çalıştık. Zaman zaman saha içinde, zaman zaman saha dışında doğru şeyler yaptık, yanlış şeyler yaptık. Bütün bunların hepsi Fenerbahçe adınaydı. Yapabildiklerimiz bu kadardı. Bu şerefli görevi burada bırakıyorum. Herkese çok çok teşekkür ediyorum."

(Aykut Kocaman, “istifa” diyenlere katılmayanları niye duymadı ki? Yalnız olmadığını niye düşünmedi ki? Bağıran taraftar haklı oluyor da, destek olan taraftar ne oluyor?  Kalmayan “... devam ettirebilecek güç”, destek verenlerden niye beklenmez ki? Bırakılan görev “şerefli”yse, o göreve yeniden dönmek, daha kolay olmaz mı?  “Yanlış”ların neler olduğu kavrandığına göre, onları düzeltmek o kadar zor mu?)

Aykut Kocaman’ın kararı, tribünlerin kimi bölümlerinden yükselen “istifa” sesleri üzerine verilen acele bir karar mıydı?

Halkımız, “acele işe şeytan karışır” demiş;  ama “acele istifa”ya Aziz Yıldırım karıştı, “Bir yere gidemezsin” dedi. Ardından Samandıra toplantısı, istifanın geri alınması için futbolcuların “Bütün suç bizde” yaklaşımı. Sonraki görüşmeler...

*****

Taraftarın bir bölümü istedi diye, Aykut Kocaman’ın istifası doğru mu?

Tribünlerden yükselen seslerin farklı bir uyarı olduğu kabul edilmeli, ama işin içinde çoğunluğun bilmediği “hesaplar” varsa, bu, uygun bir dille kamuoyuna yansıtılmalıdır. Yoksa,”O gitsin, bu gelsin” sloganının getireceği kolaycılık, “kargaşa”nın, “düzensizlik”in öteki adı olur. Taraftar, “iyi gün dostu” değil, “kötü gün dostu” olmalıdır. “İyi günde” herkes alanlara çıkar, mikrofonlar kimilerine uzatılır, bu arada, kulübe desteği olmayanlar “parsayı toplama” derdine düşerler.

Taraftar dendi mi, 3 Temmuz sürecinde alanlara dökülen, mahkeme önlerine yığılan, “basınçlı su”ya, “cop”a, “biber gazı”na, “soğuk hava”ya aldırmayanlar, stat 5 maç genel seyirciye kapalıyken "kombine" alma derdine düşenler akla gelir.

(Taraftar,  maçın bitimine 15 dakika kala durum 3-1’e getirildiğinde, kötü futbola bakarak, atılan golü yuhalamaz. Ya, 15 dakikada durum tersine çevrilseydi, o yuhalayanlar, hangi yüzle  futbolcuları, teknik direktörü tribünlere çağıracaktı? Kuyt’ın attığı golü yuhalayanlar, nasıl olur da, takım sevgisiyle dolu olduklarını, ruhuyla hareket ettiklerini söyleyebilirler?)

*****

Yönetim, başta Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman’ın istifasını kabul etmemekle, “ikna etme” yolunu seçmekle doğru mu yapmıştır?

Kimi taraftarlar istedi diye, Aykut Kocaman’ın istifasını kabul etmek, bağırıp çağıranlara teslim olmak anlamına gelir. Bu da, ancak  kasaba takımlarda görülür. Yolun açıldığını görenler, kendilerini “kurumsal kimliği”nin sahibi sananlar, “tribünler seferleri”yle yönetimi değiştirir, egemenliklerini ilan ederler!

Yönetim, tribünlerin “darbe” yapma gibi bir “misyonu”nun olmadığını ortaya koyduğu için Aykut Kocaman'a düşen görev, “göreve devam” olmalıdır.

Aykut Kocaman, artık bir yol ayrımında...

Aykut Kocaman istifa ederse, bağırıp çağıranlar kazanmış olacaktır. Çünkü “Sözümden dönmem” derse, kasaba takımlarda görülen yol açılır, tribünlerde bağırıp çağıranlara bir “güç” verilmiş olur. Bu “güç”ü alanlar, başka kapıları çalar, “darbe mantığı" egemen olur.

Aykut Kocaman, kararından vazgeçerse, büyük bir sorumluluk almış olacak/tır.

Aykut Kocaman’ı düşündüren bu olmalıdır!

Fenerbahçe’de ikinci yarıda bir şey değişmeyecekse, “eski tas eski hamam” anlayışı sürecekse, Aykut Kocaman, arkasında artık kimseyi bulamaz. Aykut Kocaman’ın kalmasından yan olan taraftarların da,  “istifa” diye bağıranlarla, futbol açısından bekledikleri aynı:

“Kişilikli bir futbol” oynatmak... Öyle, ilerideki bir “adam”ı kurtların önüne atmak gibi değil...Orta alanı havadan geçmek değil; pasla, mücadele ederek geçmek...

Orta alana, ileriye, geriye etkili bir futbol mu gerekli?

Zaten “açık çek” verilmiş!

*****

Aykut Kocaman yol ayrımında...

Ya bağırıp çağıranların isteğini yerine getirecek, “tribün darbesi”nin yolunu açacak!..

Ya da sorumluluk alıp Fenerbahçe’yi diriltecek..

Dirilme olursa, tribünlerdeki o “aykırı sesler”, dirilişten yana olacaktır.

Taraftar, "kötü gün" dostu olmalıdır.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..