Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '07

 
Kategori
Mizah
 

"Bal gibin gol oğlum"

"Bal gibin gol oğlum"
 

Lig başlıyor. Yine televizyonlarda alameti kendinden menkul şahsiyetlerden aynı pozisyona farklı yorumlar dinleyeceğiz. Ortak bir noktada buluşamayacaklar her zaman olduğu gibi. Ve zaten zıtlaşmalar, farklı yorumlar ve hatta aptallık kokan yaklaşımlar olacak ki reyting tavan yapsın.

Adam evde kendisini bekleyen eşi ve çocuklarını unutup maçlara gidecek.

Yine döner bıçakları havalarda kol gezecek.

Ve yine birilerinin canı yanacak salt farklı takım tutuyor diye.

Yine baba oğluna kızacak takımı kaybetti diye.

Yine kadın ilgi ve sevgi beklerken maç kaybedildi diye rakı masaları kurulacak ve sızılıp kalınacak …

Kadın hiç ilgi duymadığı bu muhabbete katılmadığı için giderek yalnızlaşacak kaçınılmaz olarak. Gerçekleşmeyen ve ötelenen düşlerine sarılıp yatacak çaresiz.

Bir yerlerinde şehrin bir kadın mor gözlerle bakacak eve ekmek getirmeyen kocasının ardından.

Ve bir yerlerinde şehrin bir çocuk ağlayacak belki de babası hala beklediği bisikleti almadı diye..

Birileri milyon dolarları götürürken statlar inleyecek Goool, gol, gooool diye!

İhaleler paylaşılacak…

Takımların hazineye olan borçları silinecek, salt bu angarya sürsün diye..

Bir taraftan asil bir spor diye ha bire medyada pazarlansa da futbol, maçlara alınmayacak rakip takımın taraftarları. Çünkü daha o kadar medeni bir ülke olmayı başaramadık. Hoş daha geçen sezon İtalya’da bile birbirine girdi taraftarlar ya…

Neyse onca insanın ekmek yediği bir sektörü eleştirmek sana mı kaldı diyenleriniz olacak kuşkusuz. Ama neylersin, madem hoşgörüyü egemen kılacağız bu aleme, sizler; okuyucu yada futbol sever olarak katlanacaksınız artık.

Bu yazıyı yazarken amansız bir futbol düşmanı olduğum sanılmasın. Paranın en önemli oyuncuları satın aldığı bir ortamda bireyin değil ekonomik gücün yarıştırıldığı günümüzdeki anlayışları benimsemiyorum. İspanya kralının futbol, fiesta vb ile yıllarca ülkesini yönettiği gerçeği belki bir şey anlatır kimimize. Ve belki yaşamın başka güzelliklerini ıskalamamızdandır bu kadar eleştiri.

Takım tutuyoruz diye bir liralık bir ürünü on liraya almak zorunda kalmamızdandır. Ve hala rüşvetle oy kullanılan bir ülkede yaşadığımızdandır kim bilir bu kadar antipati ile bakmamız futbola. Ve belki de sporun ahlak olduğu günler tarih oldu diyedir.

Onca ölüm varken, belki de Irak ulusal takımının Suudileri yenerek savaşın ve ölümün kol gezdiği bir ülkede, kendinden geçen taraftarın kanı kurumamış sokaklarda anlamak istemediğim kutlamalara kalkışmalarıdır…

Gözlerimin önünden gitmeyen ABD işgalini coşkuyla karşılamalarıdır, anlamazlığımın nedeni. Ve herhalde milyonlarca insanın taptığına göre iyi bir şeydir bu futbol…

Sizin olsun topunuz, futbolunuz ; darılmayın ama ben almayayım.

Kuraklıktan suyu kesilirken Ankara’nın ve çöl olurken Anadolu ve de genç fidanlar düşerken toprağa; yağmur duasına kalmışsa yağışlar ve bahar sizin olsun futbol...

Kurak topraklarda çiçekler açmaz bilirim ve filiz vermez goncalar, gonca açmayınca gül olmaz amma dikenini saymazsak cumhurun başı olur belkim, bir acayip ülkeyizdir ne gelir elden demek te faide etmez amma haydi amigolar oleyyy! Oleyyy! Maça devam! Son kale düşerken golll!

"Ofsayttı…"

“Gol oğlum bal gibin !”

“İnbe hakem vermedi bal gibi golü!”

“MHK istifa!”

“Bal gibi gol”

“Federasyon istifa”

“Satılmış hakem!”

"Goool, goll!"

*Fotoğraf internetten.

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..