Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '14

 
Kategori
Öykü
 

'Bana dokunmayan Yılan Bin Yaşasın' Dersen birgün,

Metin, işten çıkmış arabasıyla eve giderken yolun karşısından ters yönde kendisine doğru lüks bir aracın geldiğini gördü. Yolun tek yön olduğunu gösteren tabela vardı. Sokak yolun sağına park etmiş araçlar nedeniyle, tek bir aracın geçebileceği dar bir sokaktı. Hemen selektör yaparak karşıdan gelmekte olan araca yola girmemesi için ikazda bulundu. Arkasından aracın şoförüne tek yön tabelasını gösterdi. Ancak karşıdan gelen araç hiç bunlara aldırış etmeden gelmeye devam etti. Metin mecburen yanaşabildiği kadar sağa yanaştı ve adama geçebileceği bir boşluk bırakmaya çalıştı. Karşı aracın şoförü sanki yol boşmuş gibi aracını sola yanaştırma gereği görmeden sürmeye devam etti ve dar yolda Metinin aracını bir baştan öbür başa çizdi.

Metin aracından indi ve adamın da aracından inmesini bekledi. Lüks aracın tamponu Metinin arabasını çizmişti, Adamın aracında ise pek bir şey yoktu.

Metin tutanak tutulmasını istedi. Çevrede olaya şahit olanlardan şahitlik etmeleri için adres ve telefon istedi. Ancak ne yazık ki; tek bir kimse şahitlik etmeye yanaşmadı.

Karşı aracın şoförü de ‘Kardeşim plakamı al polise bildir. Beni tutanakla uğraştırma ‘ diyerek arabasına bindi ve gitti. Metin sinir içindeydi. Ne yapacağını şaşırmıştı. Olay her kesin gözü önünde olmuştu. Adam tek yönlü yolda ters istikamette gelerek Metin’ in kullandığı araca çarparak hasar vermiş ve gitmişti. Ancak kimse gözlerinin önünde gelişen bu olaya şahitlik etmek istemiyordu.

Toplum olarak umursamaz bir toplum haline geldiğimizin en güzel örneklerinden biri yaşanıyordu. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ düşüncesinde olan insanlar, bu şekilde yılanların çoğalabileceğini ve bir gün kendilerini sokabileceğini, kendilerinin de bu duruma düşeceğini düşünemiyordu.

Metin çaresiz, aracın plakasını aldı ve en yakın trafik Şube Müdürlüğüne giderek durumu bildirdiler. İlk soru şahidin var mı oldu. Metin her ihtimale karşı var diyerek olayı görenlerden birinin adını verdi. Görevli Metin’ in anlatımına göre tutanak tuttu ve gerekenin yapılacağını söyleyerek, sırada bekleyen diğer kişiyi çağırdı.

Metin günlerce bekledikten sonra gelişmeleri sormak için tekrar Trafik Şube müdürlüğüne gitti. Kendisine sonucun bildirileceği söylendi. Çaresiz geri döndü.

Birkaç hafta sonra merakla beklediği haber geldi. Ancak haber olmasını istediği yönde değildi. Bütün gelen; plakası verilen ve şikayet edilen aracın bulunduğu, ancak araçta sürtünme veya çarpma izine rastlanmadığı, plakanın yanlış alınmış olabileceği gerekçesiyle işleme gerek görülmediğine dair resmi bir yazıydı.

Metin şoke olmuştu. Çünkü ters yönden gelen aracı o günden sonra dikkatle takip etmeye başlamıştı. Her gün aynı saatte aynı yerden ve ters yönde gelmeye devam ediyordu. Plakasını artık ezbere biliyordu. Hatalı olması mümkün değildi. Belli ki aracı kullanan şahıs ya önemli bir mevkide veya yakın bir tanıdığına telefon ettirmişti. Böylece olay kapanmıştı.

Metin bir kez daha suçluların kazandığını düşündü;

‘Ne oluyordu. Toplum olarak giderek bir batağa saplanıyorduk. Şikayet ve ihbarlar önemsenmiyor, üzerine gidilmiyor. Suçlar araştırılmıyor. Soruşturulmuyor. Özellikle şikayete konu üst düzeyde biri ise olay baştan kapatılıyordu. Olan daima dürüst ve gariban vatandaşa oluyordu’.

Metin bunları düşünürken kapı çaldı. Kapıyı açtığında ikinci bir sürpriz ile karşılaştı;

Gelen tebligatta Metin şikayete konu olan olayda, ‘hatalı ve tehlikeli araç kullanmaktan para cezasına çarptırılmıştı’.  

 
Toplam blog
: 106
: 597
Kayıt tarihi
: 13.02.09
 
 

1953 Denizli doğumlu, evli ve iki çocuk babası. Doktor dişhekimi, şimdiye kadar yayınlanmış yedi ..