Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '09

 
Kategori
Söyleşi
 

"Bana Sevgiyi Anlat" ya da romancı Zeliha Akçagüner'in evinde dostluk esintileri

"Bana Sevgiyi Anlat" ya da romancı Zeliha Akçagüner'in evinde dostluk esintileri
 

Mehmet Atilla, Zeliha Akçagüner,Oğuz Tümbaş...Bir romancının evinde buluşmanın görsel erinci...


“Gölgesini Çiğneyen Kadın, Kalpağı Gül Oyalılar, Bana Sevgiyi Anlat”… Yüreği sevgi ve dostlukla donanmış sevgili Zeliha Akçagüner’in bu üç romanı, kitaplığımda sevgiyle bakıp dururlar bana.

Zeliha Akçagüner, ilk roman çalışması “Gölgesini Çiğneyen Kadın” da orta yaşı geçkin iki kadının yaşam öyküsünü anlatır. “Bana Sevgiyi Anlat” ise Akçagüner'in gençler için yazdığı bir roman. Gençlerin kırılgan dünyalarından kesitler verir bize. Genç insanların dünyalarındaki fırtınaları, açmazları gerçekçi bir yaklaşımla aktarır. Kentin seçkin semtindeki görkemli villanın güzel kızı Pelinsu ile villanın bahçıvanı Halil'in kız kardeşi Fidan'ın kimi zaman iç içe geçen, kimi zaman ayrı yönlere giden yaşamlarını Akaçgüner akıcı bir dille anlatır romanda.

“Kalpağı Gül Oyalılar” da savaşlardan yorgun düşmüş, yazgısıyla başbaşa bırakılmış yoksul bir halkın, tüm bu olumsuzluklara karşın verdiği dirençli, onurlu, destansı savaşını bulursunuz. Elde tüfek, belde fişeklik savaş alanlarına koşan Kara Fatma’lar, Asker Saime’ler, Ayşe Çavuş’lar, Seher Emir Ayşe’ler...vardır romanda. Ancak bu gerçek kahramanların yanında, hayali kahramanlar Sorbonne öğrencisi Binnaz, yaşamını yaralı askerle adayan Necibe hemşire, Rum kızı Stella da romanın akışı içinde bizi duygulandırırlar.

Akçagüner, öğretmenlikten emekli olduktan sonra, kendini yazına daha çok adar. 30 yıldır yazın dünyasında. Sayıları otuzu aşan kitabın da anası. Özellikle, çocuk yazınında sayıları her geçen gün artan yapıtlar sunuyor küçük okurlarına. Peki bunca yazan, üreten bir yazarın ödülleri olmaz mı hiç. Var, hem de çeşitli yarışmalarda sekiz ödülü bulunuyor Akçagüner’in.

Ne zaman bir etkinlikte karşılaşsak Akçagüner’le, onun sevgi dolu yüzü, içtenlikli sözü ile buluşurum sanki. Bir süre önce bizi evinde konuk etti Zeliha Akçagüner ve eşi Fahri bey. Biz kimlerdik o gün; şair, romancı, öykü yazarı Mehmet Atilla, eşi İlkfer hanım ve ben.

Mehmet Atilla’yı da hemen anlatmalıyım size. 1959 Bodrum doğumlu bu eğitimci, şair, yazarı 10 yıla yakın bir zamandır tanıyorum. Yanılmıyorsam Arkadaş Z.Özger Şiir Ödülünü kazandığı yıl karşılaşmıştık onunla. Tanışlığın ötesinde bir abi kardeş gibi sevdik birbirimizi. 2001’de TRT’de hazırlamaya başladığım Kitap Köşesi’nin de ilk konuğu Mehmet Atilla olmuştu. Çocuk yazınında da çok sayıda kitabı çıkmıştı Bilgi Yayınevinden. Ancak Atilla alçakgönüllü bir adam. Abartmaz kendini.Övgüler karşısında utangaçlığını bile sezersiniz. “Gözlerinde Gece Yok”, gençler için yazdığı bir roman. Açmazlar içinde sıkışıp kalan, bundan kurtulmak için çırpınan yorgun bir gençle, ona destek olan, birlikte bu savaşıma katılan inatçı bir genç kızın öyküsünü buluruz bu romanda. Yüzümdaki Kırlangıç Gölgesi, Dalgalar Nereye Gidiyor, Uzaydaki Karanfil, Sancı Yılanı, Balıklar Tiyatroda, Bir Bayram Günü ve daha bir çok yapıtın sahibi Mehmet Atilla.

Sancı Yılanı’ nda ise rengini acılardan alan bir coğrafyanın içten içe kaynayan insanlarını, değiştikçe yerini sağlamlaştıran çelişkileri ve incecik kopuşları anlatır Atilla. Trafik kazasından intihara, yoksulluktan işkenceye, arkadaşlıktan aşka gidip gelen sancı dolu ilişkiler vardır bu romanda.

Mehmet Atilla, şairliğinden de beslenen imge yüklü bir dille acıyı, ayrılığı, yoksulluğu ve ölümü harmanlayarak, bellekte kalan öyküler sunuyor okura. Yürek burkan gerçekçi gözlemlerin yanı sıra, zihinsel izdüşümlerin de yer aldığı bu öykülerde, içimize işleyen onca yaranın bambaşka boyutlarda dile getirilişine tanık oluruz.

Evet hem Zelişha Akçagüner’i hem de Mehmet Atilla’yı anlatmak, kitaplarını tanıtmak uzun sürer. Ancak onların yapıtlarını okumak, izlemek en doğrusu. Kitapçılarda romanlarından, öykü ve şiir kitaplarından birine rastlarsanız, mutlaka okumanızı öneririm.

Yazar, sanatçı dostlarla buluşmak her zaman mutlu eder beni. Güncel konular, gazeteler, televizyonlara yansımış haberler, yaşanılan sancılı günler, olaylar elbette gündemimizden eksik olmaz. Ancak şiir, öykü, roman, dergi, kitap, izlenceler, dostlar da konuşmalarımızın, söyleşilerimizin ağırlık merkezini oluşturur. Bu kez de Akçagüner’lerde aynı şeyleri yaşadık. Zaman nasıl geçti anlayamadık. Hele Zeliha ablamızın mercimek köftesini, kek, börek, çöreklerini demli çayını unutmam olası mı? Tadı damağımda duruyor hâlâ.

Mehmet Atilla bu güzel günün ertesinde, eşiyle birlikte soluğu baba ocağı Bodrum Turgutreis’te aldı. Yılın büyük bölümünü orada geçiriyor. Özellikle bu mevsimde oraların ne denli dingin, yaşanılır olduğunu altını çizerek. Sanırım Mehmet Atilla Turgutreis’te boş durmuyor. Yeni şiirler, öyküler, romanlar, yazılar dosyalara yerleşmişlerdir belki de. Verimli, başarılı yapıtlar sunacağına inancım tam. Hem Zeliha Akçagüner’den, hem de Mehmet Atilla’dan 2009 yılında kim bilir ne güzel kitaplar okuyacağız. Bekliyorum.

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..