- Kategori
- Gündelik Yaşam
- Okunma Sayısı
- 295
"Barış, barış" diye bağrışmalar bittiğinde "savaş" bitecek!

internetten alınmıştır
Bir bağırıştır gidiyor; Barııış!... Bu barış sözcüğü "sulh" yerine dağarcığımıza girdiğinden beri, memlekette "savaş" bitmedi... Yetmişli yıllarda "barış barış" diye bağrışanlar anarşi ortamının bir yanını temsil ederdi.
Herkes kendine göre bir "savaş" içindeydi ama birileri için "barış" dillerinde bir vird gibi söylenir dururdu... Bu durum halen bir şekilde devam ediyor.
Kırkı yıldır canımızdan can malımızan mal alan PKK teröristine bakıyorsun, "barış" diye bağrışıyor... Asker öldüren, polis vuran ülkenin huzuruna kasteden örgütlerin sihirli kelimesi barış...
Hatta bu "barış" kelimesi bir tür kod ismi gibi... Kimler ki, barış diye bağrışıyorsa bil ki, ülkenin barışına kastetmiştir... Bu bir taktik midir, yoksa suç bastırmak mıdır?
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan, kendi mütevazi dünyasında huzur arayar sıradan yurdum insanın ağzında "barış" kelimesi olmaz... Ona, "barış" desen, kiminle savaşıyoruz ki, der...
Barış, büyük şehirlerin meydanlarına inip ortalığı yakıp yıkan yüzü maskeli militanların ağzının sakızıdır... Elinde "barış" yazılı pankartlar, dilinde öfke ve nefret bağrışıyorlar...
Her şey zıddıyla kaimdir, diye bir kural vardır... Eğer, barış ağzınıza pelesenk olmuşsa, savaş'ı çağırıyorsunuz demektir... Ya da kendinizi savaş içinde hissediyorsunuzdur.
Bu ülke çok savaştı... Bu millet tarihi boyunca nice düşmanlara karşı nice muharebeler verdi... Ama, ağzında "barış" sakızı çiğnemedi... Düşmanını yendi; ama barıştı... İşte Kurtuluş Savaşı!... Yunanı yendik ama barıştık... Asla barış barış diye bağırışmadan hem de...
Bugünün "barışçı"larının savaşı Yunanla, Rusla, Amerikanla, İngilizle değil... Bunların savaşı Türkiye ile... Hem bu ülkede yaşıyor, hem bu devletle savaşıyor, hem barış barış diye bağrışıyorlar...
Devletin, dışardan beslemeli Terör örgütleriyle mücadelesine "savaş" mı diyorsunuz... O zaman, barışı da bu teröristlerle mi yapacağız... Tamam bunu denedik zaten... En son denemimizin sonucu belli...
Çok "dindarlık"tan bahseden aslında değildir; çok "dürüstlük" edebiyatı yapan dürüst değildir; çok yiğit olduğunu iddia eden aslında korkaktır; cinselliği ağzından düşürmeyen hadımdır...
Çok barıştan bahseden; barış barış diye bağrışanlar da aslında "savaşçı"dır...Vesselam!
Şu "barışçı"lar ülkenin meydanlarını işgal etmesin, barış barış diye kulaklarımızı yırtacak kadar bağırışmasınlar, başka lütuf istemeyiz...
Bu ülke insanının bir biriyle "savaşı" yok... Hangi din, hangi mezhep, hangi etnisite olursa olsun biz savaşmıyoruz ki barışalım... "Barışçılar" savaşı bıraksın yeter!
Barış'çıların bağrışları bittiği gün, "savaş" da bitecek...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
